“Biz sokaktaki kaldırım taşından bile haberdarız”

Ünal Başkur. Uzun yıllardır CHP’nin Kırklareli’ndeki en etkin isimlerinden. Önceki CHP İl Başkanı. Bir önceki dönem Belediye Başkan Yardımcısı. Ve şimdi Belediye Başkan aday adayı. Kendisine projelerini, Kırklareli’nin eksilerini, artılarını, mevcut
belediyenin yaptığı uygulamaları sorduk, kenti konuştuk. “Ünal Başkur nasıl bir Belediye Başkanı olacak? dedik. O da samimi bir şekilde ve özet halinde sorularımızı yanıtladı, açıklamalarını yaptı. İşte röportajımız:

Kırklareli Belediye Başkan Aday Adayı Ünal Başkur, geçtiğimiz haftalarda partisinin Çarşamba toplantısında bu niyetini kamuoyuna duyurmuş ve projelerini özet olarak basının önünde paylaşmıştı. Önadım Medya grubu olarak Ünal Başkur ile özel bir röportaj gerçekleştirdik ve Kırklareli’yi konuştuk.

Bir önceki dönem yani Cavit Çağlayan’ın Belediye Başkanı olduğu yıllarda 5 yıl Belediye Başkan Yardımcılığı yapan Başkur; Kırklareli için odaklanacağı başlıkları şu şekilde sıraladı: İmar, trafik, sosyal sorunlar, su, markalaşma, çevre ve turizm.
“Şehrin imarlaşmasını 3 aks üzerinde
yayacağız”
Kırklareli’nin birinci önceliğinin imar ve trafik sorunu olduğunu dile getiren Başkur; “Ben göreve gelirsem en temel yaklaşımımız yeni imar alanları açmak olacak. Ancak bu yenilik sadece konut anlamında kalırsa çözüme ulaşamayız. Şehrin 3 tane önemli aksı var. Dereköy yolu, Kofçaz yolu ve Eriklice yolu. Şehrin desantralizasyonunu yaparak, merkezi dağıtacağız. Ticari alanlarla birlikte, merkezdeki insanları çeken ve cezbeden birimleri de yeni imar alanlarına aktaracağız. Böylece şehir doğal olarak yayılmaya başlayacak. Çünkü nüfus artıyor. Üniversite vesilesi ile geçici bir nüfus oluyor. Bu öğrencilerden bir kısmı okul bitince burada kalmaya devam ediyor. Aileleri de gelip buraya yerleşiyor” dedi. “Göreve geldiğinizde ilk yapacağınız faaliyet ne olacak?” diye sorduğumuz Başkur, şu açıklamalarda bulundu:
“İlk faaliyetim şantiye ve itfaiyeyi
mevcut yerinden
kaldırmak olacak”
“İlk yapacağım faaliyet şantiyenin ve itfaiyenin mevcut yerinden kaldırılması. Oraya altı otopark olacak şekilde çok büyük bir meydan projesi düşünüyorum. Uzantısında belediyeyi oraya aktarma projem var. Tabii bunu yetkin gözler ve grubumuzdaki arkadaşlarla ayrıntılandıracağız. Ayrıca diğer bir projem eğer göreve gelirsek, Karahıdır Korusu’nu çok büyük bir yaşam alanına dönüştürmek istiyorum. Mevcut Belediye Başkanlığı’nın en iyi yaptığı iş o bölgeyi belediyenin himayesine almak oldu bunu da eklemek isterim.”
Ünal Başkur’a halk nezdinde en çok eleştirilen konulardan Fevzi Çakmak Bulvarı, Karaumur Caddesi ve kaldırım işgallerini sorduk. Şu cevapları aldık:
“Fevzi Çakmak
Bulvarı’nı
yayalaştıracağız”
“Fevzi Çakmak’ta hakkaniyete uygun bir işleyiş ve peyzaj uygulaması olmadığını düşünüyorum. Kaldırım işgali konusunda özellikle yemek anlamında işgalin önüne geçilmesi gerektiği kanaatindeyim. Biz bu konuda gereken çalışmaları yapacağız. Ayrıca Fevzi çakmak Bulvarı’nı eski borsa yolu olarak adlandırılan bölgenin başlangıcından itibaren yayalaştıracağız. İlla ki araç trafiğine açılacak bölgeler olacak. Ama şehirde trafik yayalara göre planlanmalı. Caddeler ve sokaklar araçlara göre değil insanlara göre dizayn edilmeli. Ayrıca Fevzi Çakmak yayalaşırsa, araç trafiğini yönlendirdiğimiz eski borsa yolu da ticari bir hareketlilik kazanacaktır. Bunun yanı sıra şehir mobilyalarında çok yanlış tercihler var. Bunlara da gerekli çözümlerimiz hazır. Uygulayacağız.”
Kırklareli’nin 2 temel girişime daha ihtiyacı olduğunu söyleyen Ünal Başkur, birincisini çevresel bir yol, ikincisini de yeni bir Kırklareli yaratmak olarak ifade etti. Ve devam etti:
“Bitişik nizamı
durduracağız”
“Bundan sonraki yapılaşmayı bitişik nizamdan ayıracağız. Bunu durduracağız. Bu sayede arazinin veya binanın bir kısmı kullanılabilecek. Eğer arazi ve bina küçük kalacaksa yanındaki parselle birleşmesini sağlayacağız. Bunu plan dipnotlarına düşeceğiz. Buna tedbir almaz isek sorun daha da içinden çıkılmaz hale gelecek. Yayla, Demirtaş ve Akalar’daki yapılaşmalar artmaya başladı.”
Yayla Meydanı ile ilgili ilave projeleri olduğunu da söyleyen Başkur; “Atatürk Evi Belediye Başkanlığı’nın yaptığı en güzel proje oldu. Bunun üzerine katarak daha yüksek performanslı uygulamalarda bulunacağız” dedi. Eski Sanayi Sitesi’nin kaldırılması konusunu sorduğumu Başkur, hem bu soruyu cevapladı hem de ilave açıklamalarda bulunarak şunları aktardı:
“Orada 300 küsur esnaf var. Evet kaldırılması lazım. Ama ikili iletişimle, adil ve teknik yeterlilik nezdinde bir iletişim ve planlama ile kalkmalı. Örneğin o bölgede Dereüstü Sokak var. O yol çok tehlikeli, yıkıldı yıkılacak. Orayı tamamen yeni bir yaşam alanına dönüştürme projem var.”
“Semt pazarı
yapacağım”
Mevcut belediyenin yaptığı Yeni Otogar ve Kapalı Pazar Yeri’ni de değerlendiren Başkur; “Kapalı Pazar Yeri’nde adilane bir dağıtım olmayacağına dair kaygılarım var. Orası rağbet görmeyecek. Burası artık yapılmış, bitirilecek bir yer. Yok sayamayız. Benim orayı daha cazip hale getirecek projelerim var. Ayrıca Söğütçük Çeşme’nin orada semt pazarı yapacağım. Gerekirse aynı günde iki tane semt pazarı yapma planım var. Marketlerle ilgili bütün yasal zorunlulukları kullanarak bunun önünü keseceğim. Yoksa bizim esnafımızın yaşama şansı yok. Yeni Otogar’ın yeri de çok yanlış. Kırklareli merkezinde oturan birisinin oraya ulaşımı için, farklı alternatifler gerekiyor. Örneğin sabah 5 otobüsüne binecek birisi ne yapacak? Ya taksiye binecek. O saate minibüs yok. Ya da şehir içinde firmaların bekleme durakları olacak. Oralara servisler gelecek. Bu da şehir içinde küçük garajlar demek. Bu da merkezdeki trafiğin üstüne ilave bir yük getirecek. Peki sonuç bu olursa yeni otogarın şehre nasıl bir katkısı olacak?”
Aday gösterilip seçilmesi durumunda personelin ve Kırklareli halkının nasıl bir Belediye Başkanı göreceğini sorduğumuz Ünal Başkur şunları anlattı:
“’Nerede kalmıştık?’ diyeceğiz”
“Yönetişim. Birlikte yönetmek. Bunu başardığınızda kentteki pek çok soruna çözüm üretebilirsiniz. Ama tabii yanlış bir durum var ise o popülizme kapılmamak lazım. Kent bilincini oluşturacağız. Belediye Başkanları rol model olmalı. Kenti paydaş unsurlar ve halk ile ortak akıl mantığıyla şekillendireceğiz. Sosyal belediyeciliğe çok önem vereceğiz. Kültür etkinlikleri artacak.
Benim Belediye Başkan Yardımcılığı döneminde de personelle aramızda korkuya değil saygıya dayalı bir iletişim vardı. Şunu baştan belirteyim. Daha önce de söyledim. ‘Ali ile gelen Ali ile gider’ mantığı gütmeyeceğim. Ancak planlı ve programlı çalışmak zorundayız. Bunun yolu da disiplinden geçiyor.
Çünkü 80 bin nüfuslu bir şehri, günün 24 saati, haftanın 7 günü, 365 gün boyunca yönetebilmenin yolu, plandan, programdan ve disiplinden geçer. Vatandaşlarımız da kentin içinde varolan bir belediye başkanı görecekler. Çünkü burada yaşıyoruz, burayı yaşıyoruz, adeta soluyoruz. ‘Nerede kalmıştık’ diyeceğiz?
Çünkü ben şehri biliyorum. Şehirde bir sokakta bir kaldırımda varolan taşın şeklinden bile haberim var. Biz sokaktaki kaldırım taşını bile biliriz.”