Bu hafta, sizlerle çok büyük bir Osmanlı Alimi ve Evliyasından bahsedecek ve bu büyükten günlük hayatımızda çok faydası olacak dualar öğreneceğiz sonrada sizlerden gelen birkaç soruya cevap vereceğiz inşaAllah.
Büyük Hacı Ali Efendi rahmetullahi aleyh, Osmanlı âlimlerindendir. 1784 yılında Harput'ta doğdu. Tahsilini Zahiriye Medresesinde yaptıktan sonra İstanbul'a giderek yüksek ilimlerden icazet aldı. Şazili Tarikatı halifeliğini de alarak Harput'a döndü. 1874'te Harput'ta vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Eûzü okumak, (Eûzü billahi mineşşeytânirracîm) demektir. Kur'ân-ı kerîm okumaya (E'ûzü) ile başlamak, okurken konuşmamak, şayet konuşursa, tekrar (E'ûzü) okuyarak başlamak lâzımdır. Abdullah ibni Abbas diyor ki: Resûlullah "sallallâhü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Kur'an-ı kerîme saygı göstermek, E'ûzü okuyarak başlamakla olur ve Kur'an-ı kerîmin anahtarı Besmeledir). Allahü teâlâ, Nahl sûresinin doksanyedinci âyetinde meâlen, Peygamberine (Kur'ân-ı kerim okuyacağın zaman E'ûzü söyle) buyurmuştur. Gazaba gelince, Eûzü besmele ve İki (Kul eûzü)yü okumalıdır. Hadîs-i şerîfte, (Gazap şeytânın vesvesesinden hasıl olur. Şeytan ateşden yaratılmışdır. Ateş su ile söndürülür. Gazaba gelince abdest alınız!) buyuruldu. E'ûzü ile başlayan bazı kıymetli dualar şunlardır:
1- Her sabah veya akşam devamlı olarak üç kerre (E'ûzü billâhissemî'il' alîmi mineş-şeytânirracîm) diyerek (Haşr) sûresinin sonunu okuyanlar (Âhıret şehidi) olurlar.
2- Göz değen kimseye, Peygamber efendimizin bildirdiği şekilde (E'ûzü bikelimâtillâhittâmmâti min şerri külli şeytânin ve hâmmetin ve min şerri külli aynin lâmmetin) duasını okumalıdır. Bu ta'vîz her sabâh ve akşam üç defa okunup kendi üzerine veya yanındakilerin üzerine üflenirse, göz değmesinden ve şeytanların ve hayvanların zararından korur. Bir kimseye okurken, E'ûzü yerine (Ü'îzüke) denir. İki kişiye okurken (Ü'îzü-kümâ) denir. İkiden fazla kimseye okurken, (Ü'îzü-küm) demelidir,
3- Her Müslüman, sabâh ve akşam, şu iman duasını okumalıdır; (Allahümme innî e'ûzü bike min en-üşrike bike şey-en ve ene a'lemü ve estağfîrü-ke li-mâ lâ-a'Iemü inneke ente allâmülguyûb). Sabah duası gece yarısında okumaya başlanır. Akşam duası zevalden başlar.
4- Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Bir yere gelen kimse "Eûzü bikelimâtillâhi-ttâmmâti min şerri mâ haleka" okursa, o yerden kalkıncaya kadar, ona hiçbir şey zarar, kötülük yapmaz.)
Sual: Noel nedir. Bu günlere değer vermek tehlikeli midir?
CEVAP: Müslümanların, gayr-i müslimlerin, dinî günlerine, gecelerine, paskalyalarına, Noel gecelerine hürmet etmeleri, onların âdetlerini, onlar gibi yapmaları, îmânlarını tehlikeye sokar. Bezzâziyyede;
"Mecûsîlerin bayramlarında, o gün, bayram yapan Müslümânın îmânı gider de haberi olmaz" denmektedir.
Büyük Kostantin, putperest iken, milâdi 313 senesinde Hıristiyanlığı kabûl etmişti. Milâdi 325 senesinde, îznikte, 318 papazı toplayıp, bütün İncîller birleştirilerek, bir İncîl yazılmasını emretmiş ise de, papazlar, dört İncîl bırakmıştı. Bunlara eski putperestlikten de birçok şey sokulmuş, Eflâtun'un ortaya attığı "teslis", "trinite" fikri de, Kostantin tarafından, bu yeni İncîllere koydurulmuştur. Ayrıca Noel gecesinin yılbaşı olmasını da kabûl etmiş, Hıristiyanlık resmî bir din olmuştur. Görüldüğü üzere insanlar Hz. İsa'nın getirdiği orijinal dini bozmuşlar ve kendilerine göre uydurma bir inanç haline getirmişlerdir. Ve bugünde kutladıkları bu tür şeyler tamamen kendi uydurmalarıdır.
Sual: Annem, babamdan ayrılınca, başka biriyle evlendi. Babam, annemle görüşmemi istemiyor. Gizlice görüşüp, işlerine yardım etsem günah olur mu?
CEVAP: Hayır, günah olmaz. Babanızın üzülmemesi için, o duymadan, gizlice görüşmeli. Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir. Ana ile babadan birine iyilik edince öteki incinirse, babaya hürmet ve itaat etmeli, anaya hizmet, yardım ve ihsan etmelidir. (Hazanet-ür-rivayat)
Sual: Namazı loşta mı kılmak daha uygun, yoksa yoğun ışık altında mı?
CEVAP: Namazların huşu ve huzur içinde kılınması gerekir. Bunlara mani olacak şeyler ortadan kaldırılmalı. Mesela seccadenin renkli olması, fazla ışık buna mani olabilir. Atalarımız, namazların huşu ve huzur içinde kılınabilmesi için camilere büyük pencereler koymamışlar, loş yapmışlardır.
Cuma namazı için gittiğimiz camide, avizelerde yüzden fazla ışık yandığını gördük. Gündüz bu kadar çok ışığın yanması israf da olur. İsraf ise haramdır.
Sual: Selin getirdiği malları herkesin alması caiz midir? Kimilerinin hangi firmaya ait olduğu, üstlerinde yazılı oluyor. Firma sahipleri gelip mallarını isteyince vermek gerekir mi?
CEVAP: Selin getirdiği tahta parçalarını, ağaçları, dalları, meyveleri, zengin de olsa herkesin alması caiz olur, fakat firma sahiplerinin isimleri yazılı mallar, kaybedilmiş mal hükmündedir. Sahipleri gelince, kendilerine vermek gerekir. Eğer almayıp bırakırlarsa sokağa atılmış mal gibi olur, herkes alabilir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol