ÇAĞDAŞ İNSAN YANİ ZAMANIMIZIN İNSANI KİMDİR?

ÇAĞDAŞLIK BİR Mustafa Kemal Atatürk kavramıdır. Ülkeyi, ulusu çağın en üst seviyesine çıkarmayı hedef göstermiştir. Büyük Önder halkının, ulusunun bu hedefe ulaşmasını, ulaştırılmasını istemişse yapacağımız şey nasıl olursak, nasıl çalışırsak, nasıl düşünürsek çağdaş olabiliriz bilgisine sahip olmaktır. Ancak önce birey olarak çağdaş olmak zorundayız. Çağdaş insan üzerine bir takım çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar sonunda bir ÇAĞDAŞ İNSAN tipi ortaya çıkarılmıştır. Ancak Çağdaş İnsanı herkes tamamı tamamına tanıtamaz, tarif edemez. Zira Çağdaş insan o kadar çok özellikleri, sıfatları üzerinde taşımak zorundadır ki bunu ancak bir ileri ülke insanı yapabilir. Mesela kendi kendimize soralım. ÇAĞDAŞ İNSAN KİMDİR?
Çağdaş insan dünyayı anlar, hayata anlam verir. Verebiliyor mu, ticaret yapıyorsa devletine ne kadar vergi veriyor? Ne üretiyor? Kaç kişi çalıştırıyor? Ne okuyor? Günde bir gazete, haftada bir dergi, ayda bir kitap okuyor mu? Kültürel ve sanatsal etkinliklere katılıyor mu? Yazarçizer ise kaç kitap yazmıştır? Soru soruyor mu? Okuduğunu anlıyor, anladığını anlatıyor, anlattığına kendi bilgisini ekleyebiliyor mu?
Bunları yapabilen insanı az buçuk Çağdaş İnsan olarak kabul etmek mümkündür. Hiç kuşkusuz Çağdaş İnsanlar çağdaş toplumu, çağdaş ulusu meydana getirirler. O zaman toplumda Ortak Düşünce, Ortak Tepki, Ortak Karar bulmak mümkündür. Fakat şuan çevremize bir baksak bu Çağdaş İnsanı görebiliyor muyuz? Görüyorsak çağdaş insan toplumun kaçta kaçını meydana getiriyor?
Bana göre ülkemizde bol miktarda çağdaş insan bulmak zordur. Ülkemizin çağdaş insanı varsa da o, toplumda kaybolmuştur. Çünkü küçük adamların gölgesi onun üzerine düşmüş, güneş kararıp batmaya başlamıştır. Ne yazık ki ülkemiz KÜÇÜK ADAM DEVRİ'ni yaşamaktadır. Herkes biliyor ki Küçük Ama Büyük Sorunlar'ın adamı değildir. Bu bir çap meselesidir. Yani kültür sorunudur. Küçük Adam'dan kastımız Çağdaş İnsan Tanımında noksanları çok olan insandır. Fakat buna rağmen o devri demokrasinin oyu ile baktığı büyük insandır. Durum böyle olunca yani bilenle bilmeyen, okuyanla okumayan bir sayıldığında karmaşık hale gelmiş oluyor. Demokrasilerde başka türlü hareket etme olanağı da yoktur. Milli İrade, okuyan, okumayan insanın iradesidir. Bu arada mesele düğümlenmiştir. Bu durumda herkes bir parça çağdaş olmak, çağdaş sıfat ve özellikler taşımak zorundadır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün düşünceleri genel olarak değerlendirilip analiz edildiğinde ortaya çıkan sonuç Çağdaşlıktır. Mustafa Kemal Çağdaşlığı hedef olarak seçmiştir. Batılı olmak o kadar önemli değil, çağdaş olmak önemlidir. Çağdaş olmak için de çağdaşlığın öngördüğü gerek ve gerçekleri yerine getirmek, üstümüzde taşımak zorundayız.
Dünyada çağdaşlaşmış ülkeler vardır. Bunlar Amerika, Fransa, İlgiltere, Finlandiya, Norveç, İsveç, Japonya gibi ülkelerdir. Bunların yanında bizim gibi az gelişmiş ya da gelişmekte olan, Geri Kalmış ülkeler vardır. Ülkemiz bir SANAYİ ÜLKESİ, BİLGİ TOPLUMU değildir. Geriliğimizin ölçüsü de bunlardan yoksunluktur. Bu ülkelerle aramızda en az 250 - 300 yıllık bir bilgi ve kültür açığı vardır. Bu açık kapatılmadıkça Bilgi Toplumu, Sanayi Ülkesi olmamız mümkün değildir.
Netice itibariyle gürültüyü bırakıp işimize bakmamız lazım. Oturup bir DURUM MUHAKEMESİ (Değerlendirmesi) yapmamız gerekir ve sonra Ortak Akıl ile bir karar verip 24 saat yerine 25 saat çalışarak Mustafa Kemal'e layık olmamız, onun istediği ulus olmamız gerekir. Dileriz ki öyle oluruz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol