Mehmet Kaygısız eli kalem tutan bir köy insanı. Ancak kendisini yetiştirmiş olanlardandır. Arada bir yazar, düşüncelerini, köyün ve köylünün sorunlarını ÖNADIM okurlarıyla paylaşmak için bu gazeteye yazar. Geçen ayın yani Ağustos'un son günü "AH BE HOCAM/GEL DE KÖYDE SEN YAŞA" başlıklı bir yazı yazmış dertlerini, hüzünlerini, düşüncelerini dile getirmişti. Mehmet Kaygısız'ın bu yazısı üzerine görüşlerimi bir süre önce yazdığım yazıda anlatmaya çalıştım, yine yazacağımı söyledim. Çünkü Çağlayıklı Mehmet Kaygısız'ın yazdıkları üzerine diyeceklerim bitmemişti. Bana derdini kamuoyu önünde döken, "Sen köylüsün bu işlerden anlamazsın" demeyeceğim için (Çünkü ben de köylüyüm) ilk yazımda sözümü bitirmedim.
Mehmet Kaygısız yazısının bir yerinde, ilerde köyün kendisine yetmeyeceğini gören ileri görüşlülerin önce köyleri onların boşalttığını, köyden kente göç nedenlerinin başında sosyal ve ekonomik sorunların geldiğini söylüyor ve diyor ki, "Bugün bazı köylerde elli yaşın altında insan bulmak zorlaştı. Zaten okuma özürlü olan insanlar okullar kapanınca büsbütün karanlığa gömüldü."
"GÜN ORTASI KARANLIK" köyleri, köylüleri anlatan bir kitaptır. Öyle hatırlıyorum. Bir yerin okulu kapanmışsa, öğretmeni gitmişse elbet orası karanlığa gömülecektir. Kandil söndürülmüştür. İnsanlar kaderine terk edilmişlerdir, yalnızlığa itilmişlerdir. Ve artık o eski insanlar da, köy de, köylü de yoktur. Onlar çoktan gittiler. Gidemeyenler, KENTTE KÖYLÜ olmaktan kaçınanlar, köyde kalmışlardır. Fakat sorunlarıyla. Mehmet Kaygısız'ın dediği gibi, "KÖYLER KÜÇÜLDÜ SORUNLAR BÜYÜDÜ. Sorunlar büyüdükçe tartışmalar, gerginlikler arttı ve insanlar birbirlerinden uzaklaştı."
Mehmet Kaygısız köydeki tartışmaları, köydeki konuşmaları formüle ederek diyor ki, "BURALARDA BİLGİNİN ADI GEVEZELİK, UKALALIĞIN ADI BİLGELİKTİR." Kim bilir, belki sizin yaşadığınız ortamlarda da bu tür sorunlar vardır ama çevre, mekan seçme, değiştirme şansınız da vardır diyor ve buralarda öyle bir şans yoktur. Sevmediğinizle aynı yerde oturmak ve yaşamak zorundasınız.
Mehmet Kaygısız'ın son birkaç satırını özetleyerek yazdım. Çağlayıklı Köylü Mehmet Kaygısız köyde filizlenmiş yeni sorunlara işaret ederken, sıkıntıları da dile getiriyor. Toplumsal ayrışmanın köye gölgesinin düştüğüne dikkati çekmek istiyor. Ben de yıllar önce bir gazeteciye böyle yazmıştım da bana da Mehmet Kaygısız'a verdiğim yanıtı vermişlerdi. Perşembe günü çıkan yazımda DİNAMİKLER kelimesini DİNAMİTLER biçiminde okuyup yazanlara ne diyebiliriz ki… Öyle anlamıştır ama öyle anladığı gibi değildir. Köy de öyle değildir. O da yanlış anlayabilir, yanlış anlatabilir ve ortaya tatsız durumlar çıkabilir. Mehmet Kaygısız'ın can sıkıntısı bunlarla ortadan kalkmaz aksine artar. Eyüp Sabrı gerekli Mehmet Kaygısız. Bir şehircilik bilim adamı bu yüzyılın sonunda şehirlerin köylere göçeceklerini söylüyor. Çünkü şehirler daha sıkıcı, daha sorunlu olacaklardır. Görelim, bekleyelim, Mevla neyler, Neylerse güzel eyler."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol