ÇAĞLAYIK YOLLARINDAN BİR ''YAMAN'' VALİ GEÇTİ

Yıllardır yazdım söyledim, dizelerime, sitemlerime konu yaptım. 'Vekil vali' de dahil vali yardımcılarımıza bir vesileyle birlikte olduğumuz ortamlarda neden diye sordum. Uzun yıllardır neden köylerimize vali uğramıyor. En son aldığım cevap en tatmin ediciydi: 'İletişim ve yaşam şartları değiştiği, köylünün derdini anlatmak için valiye her şartta ulaşabildiği bir dönemde bu kültür de yavaş yavaş değişti... Ama yine de bunca zaman (27 yıl) köye vali uğramaması, ne olursa olsun sorunların yerinde tespiti açısından devletin eksiğidir.' (Asla kimseyi hedef alıyor değilim, bana göre de genel anlamda kendini kral hisseden çakalların gerçek kralın kim olduğunu bilmesi açısından ara sıra gerçek kralın sesini, kokusunu, varlığını hissetmesi için bu ziyaretler önemlidir.) Ya millet. Milletin eksiği yok mu? Bunca yıl bir şekilde sayın valilerimizin yolunu köylere düşüremeyenlerin hiç mi suçu yok. Bence asıl suçlu onlar. Yani köy yöneticileri. Çünkü çok iyi biliyorum ki sayın valimiz vatandaşın sofrasına oturmayı, vatandaşla aynı sofrada olmayı bilen, seven bir devlet adamı. Hep söylerim; bizim eller halâ ormancıların validen büyük sayıldığı yerlerdir. Ormancıyla yatılır ormancıyla kalkılır ondan başka kimse tanınmaz tanıtılmaz.
Sosyal, kültürel ve edebi etkinliklere verdiği destekleri ve yoğun katılımını bildiğimiz sayın valimiz Mustafa Yaman'la bugüne kadar bir çok etkinlik vesilesiyle dolaylı olarak birlikte olduk ta bu kez benim yıllar süren hasretimi dindiren bir ziyaretle ev sahibi olarak yöneticilerimiz ve köy halkıyla birlikte onu ağırlamak nasip oldu. Aslında 'vali' deyince akla gelen ağırlamak ta değil ya, sağlık için doğa yürüyüşüne katılan herkese ikram ettiğimiz fakir sofralarımızın gönül zengini yemek listesinde ne varsa o da onu yedi, hatta servisini bile kendi yaptı. Bizden kimsenin bir şey isteği olmadı da, biz ki; savaş yıllarının birlikte yemeliydik yoksulluğunda düşmanıyla bile ekmeğini paylaşmış dedelerin, tüm zorlu şartlara rağmen: -Ah kızanım. Açık kapı ola ki tanrı misafiri gelir düşüncesiyle belki çocuklarının istihkakından keserek her gece bir tabak yemeği kenara ayıran ninelerin soyuyuz. Bırakın sayın valimizi sıradan her misafiri hatta aç çaresiz kalmış kaçak göçmenleri bile güvenlik güçlerimizle koordineli olmak şartıyla insanlık namına gerektiğinde karnını doyurup, vatandaşlık görevi olarak yetkililere teslim ederiz.
Dile kolay yıllar. Protokol nedir bilen bir nesil kayboldu, protokol namına bir şey bilmeyen bir nesil yetişti. Ben aslında çok farklı bir karşılama töreni düşünürdüm, abartı olur mu endişesiyle vazgeçtim. Fenerbahçeli olduğunu bildiğimiz sayın valimizin bu kez üzerinde milli takım forması vardı. Fenerbahçe formasıyla görmeye alışkındık deyince, o da günün anlamına 'cuk' oturan bir cevap verdi: -27 yıldır ilk kez vali gelmiş, bırak o da milli forma ile gelsin... Köylülerimiz arasında valinin kim olduğunu anlayamadık diyenlerin yanında, daha önce yakından görüp tanımamış olanlardan şaka yollu da olsa; aaa o da bizim gibi insanmış diyenler bile oldu.
Yürüyüş ve fotoğraf tutkunu valimizin her iki konudaki hünerlerine yakından şahit olduk. Fotoğraf çekimi için verdiği molalar hariç sürekli grubun önünde yürüdü, etkileyici manzaraları görünce bol bol fotoğraf çekti. Yürüyüş bitip yemek faslı başlayınca bana da oturmamı söyleyince; biz ev sahibiyiz hizmette olmamız gerek dedim de benim hizmetime ihtiyaç kalmayınca ben de oturdum ama sayın valimizin huzursuzluğunu farkettim. Geri dönüp ayaktakilere bakarak: Bu böyle olmadı, yemeği vatandaşla birlikte yemeliydik deyince; sistem böyledir köy halkı önce misafirlere hizmet eder sonra topluca yemek yerler dedim rahatladı.
Buraya kadar her şey iyi hoş ta; kan kustuk kızılcık hoşafı yedik mi desem, eskilerin tabiriyle bir içimiz bir de ....... bilir mi desem bilmem ki. Her ne kadar köy görüntüsü verip misafirlere bir şey hissettirmesek te onca misafiri ağırlayan biz bir avuç gönüllüydük. İşin maddi ve hizmet boyutu asla önemli değil, gönüllü olan herkes üzerine düşeni fazlasıyla yaptı ve biz bu işin içinden yüzümüzün akıyla çıktık. Ben daha önce buna benzer etkinlikleri bir çok kez kendi evimde tek başına gerçekleştirdiğim için bu işte tereddütü olan köy yöneticilerine hem moral motivasyon desteği yaptım hem de yemek işini başarabilecek kız kardeşimi İstanbul'dan getirdim. Sonuçta genç ve tecrübesiz yöneticilerimize yardımcı olmayı görev biliriz. Her zaman olduğu gibi erkek kardeşlerimden de sırf bize maddi manevi destek olmak için İstanbul'dan gelen oldu.
Önceki etkinlikler benim bireysel çabalarımla ama köyümüzün tanıtımına katkı sağlamak amacıyla düzenlenmişti. Benim şahsıma yönelik protesto olabilir diyelim, zaten kimseden de bir şey beklememiştim tüm masraf ve sorumluluklar bana aitti, çok şükür ki başta kardeşlerim olmak üzere yakın çevremin destekleriyle hepsinin altından başarı ile kalktım ama insan ister istemez köylüsünü yanında görmek istiyor. Hele ki bu etkinlik tamamen köy adına yapılıyorsa... Kendini karşı grup olarak görenlerin başında gelenlerden biri her nasılsa karşıdan izleme cesaretini gösterebildi. Ben hiç te hayır göremiyorum ama Allah sonumuzu hayreyleye...
                                                                                                      sairmehmet39@hotmail.com
                                                                                                         0 539 839 75 78

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol