CAHİDE SONKU İLE CAHİT IRGAT'IN KIRKLARELİ GÜNLERİ

1960 yılında Türkiye yeni bir Dönüm Noktası'na gelmişti. Devlet yönetiminde yeni bir kurumlaşma, yeni bir yapılanma gündeme gelmişti. On yıllık çok partili hayat Demokratikleşme Hareketi'nde yeni ihtiyaçları doğurmuştu. İşin başında olanların Ajandaları'nda bir takım notlar, öneriler vardı. Muhalefet Partisi CHP'nin kamuoyuna açıkladığı 7 Maddelik İLK HEDEFLER BEYANNAMESİ de bazı önerileri içeriyordu. Kurucu Meclis bunları Yeni bir Anayasanın ışığında görüşmek ve yasalaştırmak için oluşturulmuştur. Bu konular Kurucu Meclis tarafından görüşülürken Türkiye'de BÖLGE TİYATROLARI kurulması gündeme gelmişti. Bu kapsamda Trakya için Lüleburgaz'da bir BÖLGE TİYATROSU kurulması kararı çıktı. Bu tiyatroda çalışmak üzere Türk Sinemasının ünlü sanatçılarından AFRODİT'i Cahide Sonku - Tiyatro ve Sinema Sanatçısı Şair Cahit Irgat Lüleburgaz'a gelerek CAHİTLER TİYATROSU'nu kurdular. Turgut Özakman'ın OCAK adlı eserini sahneye koymuşlardı. TRAKYA TİYATROSU olarak afişe ettikleri tiyatronun ihtiyaç duyduğu sanatçılar yerel sanatçılarla karşılanmıştı.
O sıra ben Kırklareli Halkevi Başkanı idim. Halkevi Tiyatro Kolu'nun güçlü bir tiyatro ekibi vardı ve Fransız yazar Jean P. Satre'nın meşhur MEZARSIZ ÖLÜLER adlı eseri oynuyorlardı. Halkevci gençler Trakya'da isim yapmışlardı. Çünkü büyük ilgi görüyorlardı, başarılı idiler. O sırada Babaeski, İnece, Dolhan, Kıyıköy gibi yerlerde Halkevi Şubelerimiz vardı. Yerel idarecilerden destek görüyorduk.
Halkevi'nde yoğun çalışmalarımız devam ederken duyduk ki Lüleburgaz'daki Trakya Tyatrosu kapanmış, Sanatçılardan Cahide Sonku, Cahit Irgat Kırklareli'ne gelmişler, Balkan köylülerinin kaldıkları GÜMRÜK HAN'a yerleşmişler. Gümrük Han, Osmanlılar zamanında Dereköy üzerinde yapılan ticareti kontrol için yapılmış tarihi bir Gümrük Binasıdır. Dereköy tarafındaki köylüler Kırklareli'ne (Kasaba'ya) geldiklerinde bu handa kalıyorlardı. Gümrük Hanı Malkoçlu Ahmet Ağa işletiyordu.
Cahide Sonku ve Cahit Irgat Kırklareli'ne geldikten 2-3 gün sonra Cahide Sonku'nun Görüşmek için beni Şevket Dingiloğlu Parkı'nda beklediğini söyledi.
Parka gittim Cahide Sonku Parkta bir ağacın gölgesinde tek başına oturuyordu. Düşünceliydi. Bitkin bir hali vardı. Masaya oturmamla birlikte bir iki laf ettikten sonra konuya girdik. Bana Lüleburgaz Tiyatrosunun başarılı olmadığını, yeni elemanlara ihtiyaç olduğunu, biraz da parasal desteğe ihtiyaç duyduklarını, Halkevi'nin kardeş bir kültür sanat yuvası olarak gördüklerini söyledi.
Cahide sonku'ya yardım yapabileceğimizi söyledim. Kırklareli'nde 15-20 gün kaldılar. Arada bir Cahide Sonku ile görüştük. Halkevi olarak onu muhatap gördük. Cahide Hanım umutsuzdu. Cahit Irgat ile anlaşmadıkları ortaya atıldı. Cahit Irgat Kırklareli'ndeki günlerini bir arkadaşı ile geçiriyordu. Sanat yönünden de bitmiş görünüyorlardı. Sonunda Lüleburgaz'a dönmeye, Sahneye çıkmaya karar verdiler. Moral olarak çökmüşlerdi. O sırada basında da onlarla ilgili haberler çıkıyordu. Bu beraberliğin yürümeyeceği söyleniyordu. Para sıkıntısı da çekiyorlardı. Yazar Atilla Dorsay Sonku-Irgat beraberliği için ''Bir Yaprak Dökümü Gibi'' diye yazıyordu. ''Kesin bir yeniden doğuş'' olarak gördükleri bu beraberlik de sonuç vermedi. Ümitsiz bir çırpınış içerisinde İstanbul'a döndüler ve aldırıldılar. Gazeteler Cahide - Cahit Irgat beraberliğinin Lüleburgaz da hüsranla sonuçlandığını, Lüleburgaz'ın acı bir hatıra olarak geride kaldığını ''Ölümü besleyen kadehler'' le bu noktaya gelindiğini Gazeteci Tülay Bilginer, Cahide Sonku ve Cahit Irgat'ın Sanattan, hayata düşüş sürecinde olduklarını yazıyordu. Biri Türk sinemasının Güzellik Abidesi, sinemanın Afrodit Kadını, Cahit Igat başarılı bir aktör ve şair olarak sinema tarihine geçmişler. Biri Lüleburgazlı Saffet Beyin Oğlu şair, aktör Cahit Irgat, diğeri Yemen'de şehit düşen bir subayın güzeller güzeli kızı Cahide Sonku. Kırklareli'nin sosyal ve kültürel hayatında girişimleri ve yaşamları ile derin izler bırakmışlardı. Birgün onları yazıp anlatırız belki. Kimbilir?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol