''ÇAMUR DERYASI İÇİNDE AYAKLARI ÇIPLAK, YORGUN YÜRÜYEN KADINLAR''

Balkan Savaşı'nın 100. yılı münasebetiyle 2012 yılı boyunca yapılan konuşmalar, düzenlenen toplantılar, verilen konferanslar, yazılan yazılar bu savaşın nasıl rezil, Osmanlı için utanç verici bir savaş olduğunu ortaya koymuştur. Savaşın ön ve arka cephesini anlatanlar halkı bilgilendirmede, bilinçlendirmede yararlı bir hizmette bulunmuşlardır. Benim dahi konu üzerinde yazdığım bu 4 üncü yazıdır. Kaldı ki 1970'li yıllardan beri yeri geldikçe bu savaşı gerek yerel gazetelerde gerekse ulusal basında anlatıp durmuşumdur. ''ŞAHANE RUMELİ'NİN ÖLÜMÜ'' dizi yazısı ile Balkanları kaybettiğimizi, büyük can ve mal kaybına uğradığımızı kendimce anlatmışımdır. Ancak BALKAN SAVAŞI'nın hikâyesi bitmemiştir. Çünkü yazılması için sırada bekleyen gerçekler vardır. Bakın savaşı izleyen ve sonradan anılarını, gördüklerini, yaşadıklarını yazan İngiliz Gazete ve Fotoğrafçısı Herbert F. Baldwin ''TRAKYA'DA BİR SAVAŞ FOTOĞRAFÇISI'' adlı kitabında savaşın korkunç yüzünü şöyle anlatıyor:
''Yürek burkan bir görüntü bu. Savaş alanı (Trakya) içinde kalan yıkılmış, yakılmış evlerinden kaçan yüzlerce köylü İstanbul'a doğru yürümekteydi. Kurtarmış oldukları eşyayı ağır ağır giden kağnılara yığmışlar, zaten kötü olan yolun çamurunu neredeyse yoğurarak yol alıyorlardı. Az konuşuyorlardı, çoğu çıplak ayaklı çocuklarını kucaklarında taşıyan gözü yaşlı kadınlar, çamur deryası içinde yorgun ilerleyen bu suçsuz insanlar, savaşın entrikalarını ve kötü yönetimlerin ne anlama geldiğini diğer insanlara canlı bir biçimde hatırlatıyorlardı.”
“Türklere yapılan barbar ve acımasız gibi yanlış suçlamaların doğru olmadığını, TRAKYA Savaş alanında geçirdiğim süre içinde gösteren tek bir kanıtın olmadığını anlamıştım.” İngiliz gazeteci ve fotoğrafçısı savaşın görünen yüzünü 30'un üstünde fotoğrafla belgelemiş bulunmaktadır. Vardığı sonuç bu savaşta Türkler'e ''SOYKIRIM'' yapıldığıdır. Aslında 1820'li yıllarda başta Ruslar ve Osmanlı'dan ayrılıp DEVLET olmaya çalışan ülkeler savaş dahil, her yola başvurarak Balkanlar'da ve Trakya'da Türkler'e Soykırım yapmışlar, savaşı izleyen yabancı gazetecilerin yazıp söylediklerine göre TRAKYA'YI MEZBAHAYA ÇEVİRMİŞLERDİR. Dereler kanlı akmış, 1940'lı yıllara kadar Trakya tarlalarında, ormanlarında, tepelerinde mermi birikintileri, insan kemik ve kelleleri bitmemiştir. Bu satırların yazarı çocukluğunda bunları görmüş, yıllar sonra tarihi okuyarak, ne olduklarını anlamış, yazıları, kitapları ve konuşmaları ile bu savaşın çirkin ve acımasız yüzünü halka anlatmaya çalışmıştır. Ancak savaşla ilgili yazıp söylediklerimiz bitmemiştir. Poyralı Köyü’nün Çam Tepe, Yeni Koru, Aktepe Mevkilerinde Bulgarlarla yapılan muharebeler hala halkın hayatında bir Dönüm Noktasıdır. İnsanlar bu savaşı ''BALKAN HARBİNDEN ÖNCE ve SONRA'' diye anlatırlar. Anlattıklarını da Vize Yolu kenarında, Poyralı Köyü doğusunda yer alan ŞEHİTLİK ile belgelemeye, kanıtlamaya çalışırlar. Kaybettiklerini anarlar, savaşı çocukluklarına, torunlarına anlatırlar. Çünkü bu savaş tarihin en kanlı savaşlarından, 600 yıllık bir imparatorluğu bitiren savaştır. Böyle bilinmelidir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol