Almanya'nın 1797-1858 yılları arasında yaşamış, aşk ve ıstırap şiirleri yazmış bir şairi vardı. Genelde Lirik şiirler yazıyordu. Ölmeden önce şiirlerini "ŞARKILAR KİTABI" adlı yapıtında toplamıştı. Edebiyatçı Vasfi Mahir Kocatürk şairin şiirlerini Türkçe'ye çevirmiştir. Vasfi Mahir Kocatürk benim 1950'li yılların başında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nde tanıdığım, sınavına girdiğim ünlü bir edebiyat hocasıdır. Kitapları vardır. Alman şair Heinrich Heine şiirlerini 1948 yılında Türkçe'ye çevirip kitaplaştırmış. Ancak Alman şairin bu şiirleri bizim bildiğimiz klasik türde yazılmış şiirler değildir. Şiirsel nesir türü şiirlerdir. Ben bu yazımda şairden çok Alman şairin doğumunun 200. yıl dönümü dolayısıyla Alman Cumhurbaşkanı Herzog'un söyledikleri üzerinde durmak istiyorum. Herzog, konuşmasında alışık olmadığımız, hiç duymadığımız bir şey söylüyor ve diyor ki: "ALMANYA'NIN CAN SIKICI DÜŞÜNCELERE İHTİYACI VAR." Cümleyi birkaç kez kendi kendimize okuyup tekrar ederken bir şeyi söyleyelim ki bizde devlet adamlarının şairler, yazarlar, sanatçılar, ilim ve fikir adamları üzerine söyledikleri bir şey yoktur. Sanki kültür, sanat ve bilim yapan bu insanlar bizim yöneticilerimize yabancıdırlar. Ama uygar ülkelerde, ileri toplumlarda durum bizdeki gibi değildir. Japonya böyle bir fikir ve kültür insanı öldüğünde, "BİR KÜTÜPHANE YANDI" derler. Bunu Elmacık Köyü'nden Hasan Tuna dahi bilmektedir. Hasan Tuna kendisini bunları anlayacak düzeye (seviyeye) getirmiş halktan bir insandır, bir Halk Aydını'dır. Burada konuya dönersek Alman Cumhurbaşkanı Herzog diyor ki:
"Demokratik bir devletin can sıkan düşünürlere ihtiyacı vardır. Aydınların ve yazarların eleştirel görüşlerinin ortaya konulmadığı bir toplumun köreldiğini görmek hüzün vericidir. Doğrular her ne kadar eleştirmenlerin tekelinde olmasa da, gereğinde fikirlerin değişebilmesi için onları dinlemek gerekir. Doğrular otomatik olarak çoğunluğun tarafında, hele o an yönetimde olanların tarafında hiç aranmamalıdır."
Alman şairi bu anma töreninde Alman Cumhurbaşkanı yanında Alman Meclis Başkanı da bir konuşma yapmıştır. Şairin Paris'teki mezarı başında düzenlenen bu anma töreninde Meclis Başkanı Bayan Antje Vollmar şairin zaman içerisinde büyük bir itibar kazandığını, onun Avrupalı ve kozmopolit olduğunu söylemiştir. Toplantıda artık sürekli değişen felsefelerin, kültür ve politikaların temeline inerek onları eleştirecek inatçı bireylere günümüzde daha fazla ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir.
Bu vesileyle günümüz Türkiyesi'nin içinde bulunduğu can sıkıcı duruma bakarak düşündüm ki, Türkiye buraya nasıl geldi? Nasıl getirildi? Türkiye'nin düşünen insanları, Halk Aydınları, sağduyulu okuryazarları hep birlikte bunu düşünelim. Nerede yanlış yaptığımızı araştıralım. Birbirimizle kavga etmeden, darılmadan ortak bir akılla sorunlara çözüm bulalım. Ve öncelikle kendimizi değiştirelim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol