Hayırlı Cumalar sevgili okuyucular.
Allahü teala insanlara akıl verdi ancak aklımızın kafi gelmediğini bildiği için, bize acıyarak Peygamberler gönderdi. Kitaplar indirdi. En doğru olanını öğretti...
Rabbimiz, doğru yolu bulabilmemiz için bizlere akıl nimetini vermiştir. Akıl olmazsa iyi ile kötüyü birbirinden ayıramazdık. Fakat aklımız, iki cihan saadetini bize kazandırmaya yetmez. Aklımızın kafi gelmediğini en iyi bilen Rabbimiz, bize acıyarak Peygamberler gönderdi. Kitaplar indirdi. En doğru olanını öğretti.
İşte peygamberlerden öğrendiklerimiz:
*Bizi yaratan ve yaşatan Rabbimizin varlığına ve birliğine iman etmemizdir. Bir memlekette iki padişah, bir vilayette iki vali, bir arabada iki şoför olmayacağı gibi; bütün Peygamberler (aleyhimüsselâm) imanın altı şartını ümmetlerine aynen bildirmişlerdir. Bu hususta eksik veya fazlalık yoktur. İbadetlerde ve onların edâ edilişlerinde ayrılıklar olmuştur...
*Rabbimizin bizden istediklerini, nelerin farz, hangilerinin haram olduğunu, bizlere açık ve seçik bir şekilde bildirdiler. Farz kılınan ibadetleri yapmamızda ve haram olanlardan sakınmamızda Allahü teâlânın hiçbir menfaati yoktur. Olamaz da! Bizim için faydalı olduklarından ve bizi saadete erdirmeye sebep olduklarından, emirler ve yasaklar bildirilmiştir...
*Bize doğru yolu gösterdiler. Hangi yolun cennete, ebedi saadete götürdüğünü bildirdiler. Yoksa biz, aklımızla bunu nasıl anlayabilirdik?..
*Bizim için güzel örnek oldular ve bize gönderilen Peygamberler bizden seçildi. Meleklerden olsalardı; onları örnek alamazdık. Çünkü onlar yemez, içmez, uyumaz ve hasta olmazlar!..
*Bizlere cennet nimetlerinin ne kadar güzel olduğunu, dünya nimetleri gibi geçici olmadığını bildirdiler. Cehennemin şiddetini, yanmanın ne kadar acı verdiğini anlattılar. Dünyada iken yanmak birkaç dakika sürer. İnsan ölünce bu acı biter. Cehennemde yanmak ise çok uzun süre; ve/veya ebedidir. Cehennem ateşi ile dünyadaki ateş de mukayese edilemez...
*İnsanların yüzünü ve gayesini dünyadan çevirip, ahirete yönlendirdiler. Dünya; insanı çabuk aldatır. Nefis ve şeytanın en güzel silahıdır dünya...
"Dünya sevgisi bütün kötülüklerin başıdır." İnsanların birbirlerine düşmanlık etmeleri, hased etmeleri, kibirlenmeleri ve zulüm yapmaları hep dünyayı sevmekle meydana gelir.
*Cenab-ı Hak (celle celalühu) insanlara akıl vermekle birlikte yukarıda belirttiğimiz nimetleri de ihsan ederek; tebliğini tamamlamıştır.
Teklif ve tebliğ yapmadan, imtihan etmeden kullarına azap vermesi o Azimüşşan'ın adaletine uygun düşmezdi...
Sual:
Namaza yeni başladım. Nasıl namaz kılacağımı örnekle açıklar mısınız?
CEVAP
Sabah namazının sünneti şöyle kılınır:
1- Kıbleye karşı dönülür. Ayaklar birbirinden dört parmak kadar açık tutulur. Ellerin baş parmakları kulak yumuşaklarına değdirilir, avuç içleri kıble istikametine açılır. Niyet ettim. Allah rızası için bu günün sabah namazının sünnetini kılmaya dedikten sonra Allahü ekberdiyerek göbek altında sağ el sol elin üzerine bağlanır. O anda kıbleye döndüğünü de bilmek lazımdır.
2- Gözler, secde edilecek yerden ayrılmadan Sübhaneke okunur. Euzü Besmeleden sonra Fatiha ve besmele çekmeden bir zammı sure okunur.
3- Zammı sureden sonra Allahü ekber diyerek rükuya eğilinir. Ellerle diz kapakları kaplanır, bel düz tutulur ve gözler ayaklara bakar, üç defa Sübhane Rabbiyel-azim denir.
4- Semi'allahü limen hamideh diyerek doğrulur. Doğrulurken, pantolonu çekmemeli ve gözlerini secde yerinden ayırmamalı. Tam dik durunca Rabbena lekel hamd denir.
5- Ayakta biraz durup, Allahü ekber diyerek secdeye gidilir. Secdede üç defa Sübhane Rabbiyel-a'lâ denir.
6- Sonra, Allahü ekber diyerek sol ayak yere yayılır, sağ ayağın parmakları kıble istikametinde bükülür, uylukların üzerinde oturulur. Avuçlar, dizin üzerine konur ve parmaklar kendi haline bırakılır.
7- Sonra Allahü ekber diyerek, tekrar secdeye varılır.
8- Secdede üç defa Sübhane Rabbiyel a'lâ dedikten sonra Allahü ekber diyerek ayağa kalkılır.
9- Ayakta besmele çekilip Fatiha ve bir zammı sure okunup, Allahü ekber diyerek rükuya eğilinir.
10- İkinci rekat da, birinci rekatta tarif edildiği gibi tamamlanır. Yalnız ikinci secdeden sonra (Allahü ekber) diyince ayağa kalkmayıp uyluklar üzerine oturulur, Ettehıyyatü, Allahümme salli, Allahümme barikve Rabbena âtina dualarını okuduktan sonra önce sağa, sonra solaEsselamü aleyküm ve rahmetullah diye selam verilir veAllahümme entesselam ve minkesselam tebarekte ya zel-celalivel-ikram denir.
Sonra hiç konuşmadan, hiçbir şey okumadan sabah namazının farzını kılmaya kalkılır. Sabah namazının farzı da aynen sünneti gibi kılınır.
Namazdan sonra, 3 kere istiğfar yani Estağfirullah okunur, sonra,Âyet-el-kürsi, 33 er defa sübhanallah, elhamdülillah ve Allahü ekber ve bir kez (Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadir) okunur. Daha sonra dua edilir.
Dört rekatlı sünnetlerin ikinci rekatından sonra oturduğunda sadece tehıyyat okuyup, [yani yukarıda tarif ettiğimiz gibi ilk iki rekatı kılıp] üçüncü rekata kalkılır. Üçüncü ve dördüncü rekatlarda Fatiha ve zammı sure okuyarak, rüku ve secdelerini yapıp oturur. Ettehıyyatü, Allahümme salli, Allahümme barik ve Rabbena âtina dualarını okuduktan sonra önce sağa, sonra sola selam vererek namazı tamamlar.
Dört rekatlı farzların da ikinci rekatından sonra oturduğunda sadece tehıyyat okuyup, [yani yukarıda tarif ettiğimiz gibi ilk iki rekatı kılıp] üçüncü rekata kalkılır. Ancak, üçüncü ve dördüncü rekatlarda sadece Fatiha okuyarak, rüku ve secdelerini yapıp oturur. Ettehıyyatü, Allahümme salli, Allahümme barik ve Rabbena âtina dualarını okuduktan sonra önce sağa, sonra sola selam vererek namazı tamamlar.
Akşamın farzı da böyledir. Yani üçüncü rekatında zammı sure okunmaz.
Vitrin üç rekatında da, Fatihadan sonra zammı sure okunur. Üçüncü rekatta zammı sureden sonra, tekbir getirip eller kulaklara kaldırılır. Sonra Kunut duaları okunur.
İkindinin ve yatsının ilk sünnetleri, diğer 4 rekâtlı sünnetler gibidir. Ancak ilk teşehhütte Ettehıyyatü'den sonra salli barikler, üçüncü rekâta kalkıldığında ise önce Sübhaneke okunur. Kadın ise namaz kılarken, elleri erkekler gibi kulaklara getirmez, elleri omuz hizasına kaldırıp, niyet eder, elleri göğsü üzerine bağlar. Rükuda tam düz durmaz. Secdede dirsekleri yere yayar. Tehıyyatta uylukların üzerine oturur. Yani, ayaklarını sağa çıkararak yere oturur. El parmakları birbirine yapışık olur.
Sorularınız ve görüşleriniz için : mustafaruzgar22@hotmail.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol