CHP’nin Çarşamba gündemi oldukça yoğundu

Cumhuriyet Halk Partisi Kırklareli İl Başkanlığı’nın her hafta düzenlediği geleneksel Çarşamba toplantısı dün saat 12.30’da il binasında gerçekleşti. Partinin gündeminde Trakya’ya yapılması planlanan termik santral ve geçtiğimiz Cumartesi günü yaşanan hain terör saldırısı vardı. Terörü sonuna kadar lanetleyerek hainlerin bir an önce cezasını bulmalarını isteyen CHP Kırklareli İl Başkanı Ünal Başkur; “Cumartesi günü onlarca şehit verdiğimiz hain terör saldırısını şiddetle kınıyor, sorumluların biran önce adalet karşısına çıkmalarını temenni ediyorum” dedi 
Toplantıda konuşan Başkur; “İnsanlığın her gün yeniden ve yine yeniden öldüğü günlerden geçiyoruz! Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul/Beşiktaş'ta ki terör kıyımı ile 44 canımızı, insanımızı yitirdik. Bu ülkenin, ülke insanının güvenliğini sağlamakla görevli olan 37 emniyet görevlisinin ve 7 sivil vatandaşımızın kaybı hepimizi derinden üzmüştür. Yitirdiklerimize Allah'tan rahmet, ailelerine sabır, ulusumuza sabır, yaralılarımıza acil sağlık diliyoruz. Güvenli bir ülkede huzur içinde yaşamak ve bir ağaç gibi hür/ve bir orman gibi kardeşçesine yaşamak. Düşümüzü yüksek sesle haykırıyoruz. Çünkü devletin görevi; vatandaşının huzurunu, can güvenliğini sağlamak ve onların yaşam hakkını sonuna kadar kullanacakları ortamda yaşatmaktır. 

Ancak ülke tablosu, hiçte olması gereken gibi değildir. Son 1,5 yıl içerisinde, Haziran 2015'ten bu yana 11 İl'de gerçekleştirilen 26 bombalı saldırıda 395 kişi yaşamını yitirmiş ve 2.941 kişi yaralanmıştır. Maddi kayıplar trilyonlar ile ifade edilen düzeydedir. Üzgünüz... Yastayız. Saygıdeğer halkımız; ekonomi ve terör günümüzün en temel 2 sorunudur. Ve her ikisi de bir sonuçtur. Yaşadığımız terörü irdelediğimizde; Terörün amacı demokrasiyi kaldırmak, kurumları yok etmek, hukukun üstünlüğüne son vermek, ülke insanının; kardeşlik, barış içinde yaşam ve dayanışma ruhunu yok ederek toplumu parçalamaktır. Yaşadığımız PKK terörüne lanet olsun! Yaşanan FETÖ terörüne lanet olsun ve her türlü teröre lanet olsun, diyoruz. Yapılması gereken; bir an önce suçluların bulunması ve terörü yaratan etmenlerin ortadan kaldırılmasıdır. Güvenlik politikaları yine, yeniden gözden geçirilmeli, güvenlik güçlerinin yetkilerini kullanmasını engelleyen nedenler ortadan kaldırılmalı (güvenlik-özgürlük dengesi bozulmadan),geniş bir uzlaşı ile bu Ulusal sorunumuza ilişkin çözümler üretilmelidir. Geniş uzlaşının yolu sokaktan geçer, TBMM'den geçer. En geniş uzlaşının temelinde "Tek'çilik değil, Çoğul'culuk" yatar. Ve ülkemiz, ülke insanımız bedeller ödemektedir. Evet, bedel ödemektedir ve bu neyin bedelidir diye sormak gerekir. Benim sivil vatandaşım, benim askerim, benim polisim canları ile bedel ödüyor. Bu Ülke'de doğmamış çocuklar bedel ödüyor. Doğmamış çocuğun ödediği bedel, O'nun kaderi değildir. Olmamalıdır da... Evet neyin bedeli bu? Bu bedel; yönetilememenin bedelidir!
Bu bedel; Ötekileştirilerek ayrıştırılmışlığın bedelidir.
Bu bedel; adaletsizliğin, hukuksuzluğun bedelidir.
Ve ödenen bu bedel; Türk insanının kaderi değildir.
İnadına Hukuk, İnadına Kardeşlik, İnadına Barış, İnadına Toplumsal uzlaşı diyoruz... Her şeyden çok daha fazla birlikte olmaya ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde; İnadına İnsanlık diyoruz. Ve inanıyor ve de yüksek sesle haykırıyoruz” dedi. Konuşmasının ardından Termik santrale hayır diyerek açıklamasını gerçekleştiren CHP Kırklareli Kadın Kolları Başkanı Zehra Deyrin; “ Bizler Cumhuriyet Halk Partililer olarak yaşadığımız çevreyi korumak ve yaşam kalitemizi artırmak için mücadele ediyoruz. Temel amacımız, emanet aldığımız, kullanım hakkına sahip olduğumuz çevreyi, doğayı yani, yaşamın kendisi olan havayı, suyu ve toprağı savunuyoruz. Yaşamın sağlıklı devamı için olmazsa olmazımız; temiz hava su ve toprağı koruma mücadelesi veriyoruz. CHP her zaman sürdürülebilir kaynakların verimli kullanılması ve adil dağıtılmasını sağlayacak tarım ve sanayi politikalarına öncelik vermektedir. Bu doğrultuda, bizler sürdürülebilir kalkınmanın yaşama geçmesi istiyoruz. Doğa ile bütünleşmiş, çevre dostu bir kalkınma modelinde, vahşi kapitalist sermayenin değil, yaşam ortağımız çevrenin, ağaçların, kuşların, böceklerin denizlerin, yani yeşilin, mavinin korunup kollandığı sürdürülebilir bir yaşamın mücadelesi içerisindeyiz. Bilindiği gibi, enerji bakanlığının talebi doğrultusunda çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından 644 sayılı kanun hükmünde kararname uyarınca onaylanan plan değişiklikleri ile Kırklareli bölgemizin çevresel düzeyde en hassas bölgeleri enerji üretim alanı olarak düzenlenmiştir. İlimizin doğusunda tarihi ve doğal güzellikleri ile ön plana çıkan, Cittaslovv denilen sakin şehir unvanı ile Türkiye'nin 10 ilçesinden birisi olan vize ilçemizin sınırları içerisindeki tarım ve orman arazisi vasfındaki bir bölgenin enerji üretim alanı olarak ilan edilmesini asla kabul etmiyoruz.
Güzel ve nadide şehrimizin muhteşem coğrafyasında; çimento fabrikaları, mermer, taş, çakıl ocakları, plansız rezler doğal hayatı tehdit ediyor, tüm canlıların yaşam hakkını elinden alıyor. Daha önce tarım ve orman alanı olarak ilan edilmiş, bölgemizin en hassas yaşam alanları enerji üretim alanları olarak ilan ediliyor ve termik santrallerin önü açılıyor.
Yaşamı ve geleceği, bize emanet edilen doğayı koruyarak kollayarak gelecek nesillere çocuklarımıza bırakacağız. Emanete ihanet etmeyeceğiz, edilmesine de asla izin vermeyeceğiz. Atalarımızın "toprağını hor gören yarınını zor görür” sözünü hiç unutmayacağız, unutturmayacağız” şeklinde konuştu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol