"ÇOCUKLARIN ELLERINDEN BASKA HER SEY KIRLENDI"

Insanlarimiz hâlâ yasadiklari yeri kirletme noktasinda bulunuyorlar. Bu yüzden belediyeler birinci hizmet olarak kasaba ve kentlerin çöp sorununu ele almislardir. Bizde çöplerin toplanmasi, kentlerin temizligi belediyecilikte basta gelmektedir. Çöp sorununu halledemeyen Belediye Baskanlarinin seçimi kaybettikleri çok görülmüstür. Çöpler bir yerde toplanmiyorsa, çöp bidonlari dolup dolup tasiyorsa orada belediyecilikte bir sorun var demektir. Tabi çöplerin fakir ve zengin ailelere ait olmasi, çöpün miktari ve kalitesi açisindan da önemli oldugunu bu vesileyle söylemek gerekir.

Çöp, Görsel Kirlilik kapsaminda olan bir Çevre Sorunu’dur. Ama asil sorun olusturanlar topragin, havanin ve suyun kirlenmesidir. Bu kirlenme yediklerimizle, soluduklarimizla, içtiklerimizle ilgili oldugu için yasamsal degerde Çevre Sorunlari’nin basinda gelmektedir.

Bugün Ülkemizde 300’ün üstünde belediyede kanalizasyon yoktur. Atik sular, fosseptik kuyulari vidanjörlerle temizlenmektedir. Ve bunlar bi yere desarj edilmektedir. Gerçekte belediyelerin aritma tesisleride yoktur. Kanalizasyonlari olsa bile bir yerde atik sular, kanalizasyonlar kasaba ve kentlerin disinda açiga akitilmaktadir. Ernege’yi yanliz fabrikalar kirletmiyor, belediyeler de kirletmis oluyorlar. Biz bu açidan ERGENE’ye TRAKYA’NIN KANALIZASYONU gözüyle bakiyoruz. Temizlenmesi, eski haline gelmesi bir Devlet Sorunu haline gelmistir diye düsünüyoruz.

 Avrupa Birligi israrli da olsa ülkemizde ciddi vir Çevrecilik anlayisi, mücadelesi olusmus degildir. ÇEVRE, hâlâ bilinmeyen bir seydir. yetisen kusaklar, okuyan çocuklar “ÇEVREMIZI TEMIZ TUTALIM” sözünden öte bir çevreci tavrin içinde degildirler. Bu tutum ve davranisla çevreci olmamiz, çevremizi temiz tutmamiz mümkün degildir. Bir kez gözümüz çirkin görmeye alismistir. Onu bilelim. Onun için yerdeki çöpler, sigara izmaritleri, yerlere atilan ve birakilan ekonomik degeri olmayan seyler bizi rahatsiz etmemektedir. Onlari görmeye, onlarla birlikte yasamaya alismisiz bir kere...

Ülkemizde ÇEVRE ve DOÄzA kirliligi yaninda önemli kirlilikler arasinda KÜLTÜR ve SIYASET KIRLILIÄzI’ de bulunmaktadir. Iç politikada düzeyli bir siyasetimiz, kaliteli bir siyaset dilimiz ve politikamiz yok gibidir. Neredeyse politikacilar hakaretamiz konusma noktasina gelmislerdir. Sayin Basbakan kaçinci davayi açmistir siyasi rakiplerine bilmiyoruz. Siyasi uslüpten dolayi karsi parti liderlerinin ise sayin Basbakan hakkinda dava açtiklari pek görülmüs degildir. Ancak siyasette konusmanin da bir düzeyi ve kalitesi vardir. Devlet adamlari dillerini çok dikkatli kullanmak zorundadirlar. Siyaset açikligi, dürüstlügü ve erdemli olmayi gerektirir. Rahmetli Ismet Inönü buna çok dikkat ederdi. Karsitlarini incitecek sözler söylemekten kaçinirdi. Cumhuriyetin ilk kadrosunda yer alan devlet adamlari ve siyasetçiler genelde düzeyli insanlardi, politikayi belli ölçüler içersinde yaparlardi. Onlar demokrasinin egitim ve kültürü ile yetismemislerdi ama bir büyük imparatorlugun içinden geldikleri için konusmalarina, tutum ve davranislarina aselet yansitiyorlardi. Mesala rahmetli Bülent Ecevit de kibar uslüplu bir devlet ve siyaset adami idi.

Siyasetin kirlenmesinin kisilerden çok Kültürün Kirlenmesi ile ilgisi vardir. Kültür kirliligi birçok seyin kalitesini düsürmüstür. Buradan su gerçege variyoruz ki saglikli yasamak, saglikli bir ortamda bulunmak belli bir egitim ve kültür düzeyini gerekli kilmaktadir. Biz simdilerde o noktadan çok uzaklardayiz. Cumhuriyetin Gazetesi yazarlarindan Sunay Akin, “Çocuklarin ellerinden baska hersey kirlendi”, der. Siz buna katilmaz misiniz ?

nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol