Bir ekonomi kitabinda okumustum. Günlük geliri ile geçinemeyen insana fakir dendigi yaziliydi. Bu demektir ki bu tür insanlar yoksulluk sinirinin altinda yasiyorlar. Tabii YOKSULLUK SINIRI'nin altinda yasayanlarin altindakiler de AÇLIK SINIRI'nin altinda yasayanlar demektir. Onlar elbet öncelikle EKMEK KAVGASI yapan insanlardir. Geçim mücadelesi veriyorlardir. Bunun için is buluyorlarsa çalisiyorlardir, bulamiyorlarsa ekonomik deger ifade eden hurdaciligin pesindedirler. Tabii bu tür insanlarin ilk basvurduklari yer de çöp bidonlaridir. Orada her sey vardir. Zenginin, fakirin çöpü oradadir, bir aradadir. Eskimis, ise yaramayan araçlar, gereçler bidonlarin para eden unsurlaridir. Çöpler toplanmadan çok önce, çöpçülerin cadde ve sokaklari, meydanlari henüz temizlemedikleri zamanlar da, sabahin köründe bu insanlar çöp bidonlarinin basindadirlar. Dünyanin en pis isini yapmaktadirlar. Yemek artiklarina bulasmis, hurdacilara satabilecekleri seyleri karistirip bulmaya çalismaktadirlar.
Bugün ülkemiz ekonomik gücü olmayan insanlari beslemekte zorlanmaktadir. Refah henüz toplumun alt katlarina inmemistir. Kentlerin varoslarina, kirsal kesimin uç köselerine inmis ya da gitmis degildir. Gelir dagilimindaki dengesizlik onlarin sorunudur. Bu konudaki uçurumu en fazla onlar görüp yasamaktadir.
Bugün ülkemizde asi ve isi olmayan milyonlarin içinde 100 bin kisi çöplerin, çöp bidonlarinin müsterisidir. Bundan daha fazlasi da hurda, kâgit toplayanlardir. Tabii isin ayibi yoktur. Burada hela yikamaktan kaçinanlar 1950'de Almanya'da hela yikamislardir. Sokak süpürmüslerdir. Sonunda kendilerini kurtarmislardir. Türkiye'de "Her isi yaparim" diyenler henüz her isi önemsemis degildirler. Onlara göre is rahat olacak, parasi çok olacak. Bu konuda yapilan anketler insanlarimizin her isi yapmadiklarini, yapmaktan kaçindiklarini ortaya çikarmistir.
Eskiden köyün fakiri çirakti, çobandi, sigirtmaçti, köyün kahya ve korucusuydu. Åzimdi bu isleri yapanlar köylerden çoktan sehrin yolunu tutmuslar, kasabayi mesken eylemislerdir. Sürü sahipleri çoban bulamadiklarini söylemektedirler. Bu bir degisim midir? Belki öyledir.
Görülüyor ki bizim yoksulumuz, as ve is arayanimiz her isi yapmakta zorlanmaktadir. Özellikle okuyarak bir meslek sahibi olmus gençler is begenmekte sorun yaratmaktadirlar. Bu yüzden sanayimiz aradigi tahsilli meslek mensubunu bulmakta sorun yasamaktadir. Begenilmeyen isleri Türkiye'ye gelmis yabanci isçilerin yaptiklari söylenmektedir.
Görülüyor ki ülkemiz bir kisir döngünün içersindedir ve bir takim çeliskiler yasamaktadir. Bu nedenle hiç kimse güllük gülistanlik içersinde oldugumuzu söyleyemez. Ciddi sorunlarimiz vardir, çözüm beklemektedir. Ekonomik yönden büyüyoruz fakat ne hikmet ise issizlik yasiyoruz. Is buluyoruz, begenmiyoruz. Kalitemizi yükseltmiyoruz. Bilgiyi kullanmiyoruz. Daha dogrusu kullanmayi bilmiyoruz. Okumuyoruz. Eve gelen pastaya ortak oluyoruz. Bu böyle gitmez. Isi sevecegiz. Aylakligi kenara birakacagiz. Herkes evinin önünü temizlerse sehir temiz olur. Egitimimizi de kendi gerçeklerimize göre programlayacagiz. Yani her gün akilla, bilgiyle ve çalisma ile kurtulmaya bakacagiz.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol