Åzimdi Ramazan vakti. Insanlar iftar sofralarini düsünüyorlar. Kadinlar yasadiklari siddetten, Töre cinayetlerinden sikayet ediyorlar. Baksaniza anket sorularina kadinlar neler söylemisler?
"Her on kadindan dördü esinin fiziksel siddetinden yakinmis. Åziddet gören yani esinden dayak yiyen her dört kadindan biri aldigi darbeler sonucu yaralandigini söylüyor. Her on kadindan biri hamile oldugu zamanlarda bile esinden dayak yedigini açikliyor. Genç kadinlarin yüzde 35'i anne veya babasindan dayak yedigini anlatiyor. Bir o kadar kadin da agabeylerinden, yakin akrabalari tarafindan dövüldüklerini ifade ediyorlar. Istatistikler Türkiye'de yilda 72 bin kadinin siddet gördügünü, fakat birçogunun da kayda geçmedigini belirtiyor.
Bu gerçeklerin ve bilgilerin isiginda simdi biz uygar bir ülke miyiz? Geriligimizi gösteren daha birçok kanit var. Mesela Trafik Kazalari, cinayetler, is kazalari bizim geriligimizi isaret eden bilgiler ve olaylardir. Uygar ülke bu tür olaylari en aza indirmis bir ülkedir. Yillar önce Isveçli bir kadin yazarin kitabini okumustum. Diyordu ki: "Babam 54 yasindan beri Isveç' de bir cinayet haberi duymadigini söylüyordu. Bende duymadim" diye anlatiyordu. Hollanda'da 17 yildan beri bir saniye dahi olsun elektriklerin kesildigini gören yoktur. Üniversitelerde ögretim üyelerinin yüzde 35'i kadin oldugu halde karar alma asamasinda kadinlar ortada yoktur. Karar alinmasinda kadina yer verilmiyor. Oysa kadin ulusumuzun yarisidir. Ancak kadinin adi yoktur. Kadini dislamak bir uygarlik ayibidir. Utanç nedenidir. Kadinsiz toplum düsünülemeyecegine göre kadina siddet, kadini horlamak, kadina yer vermemek neyin nesidir?
Ülkemizin birçok alaninda sorunlari vardir. Ama en önemli sorun CEHALET'tir. Türkiye Cehalet sarmalindadir ve maalesef bu cehalet hareket halindedir. Hareket halindeki cehalet en tehlikeli olanidir. Bunu yenmemiz gerekir. Degisen ve gelisen dünya kosullari ülkemizi birçok yönden olumlu olumsuz etkilemeye baslamistir. Olaylarin üstesinden gelmemiz sorunlari çözmeye hazir olmamiza baglidir. Fakat ne yazik ki önümüze çikan bazi sorunlari çözmeye hazir olmadigimiz görülmektedir. Ani kararlar vermekte, kesin sonuçlar almakta zorlandigimiz görülmektedir. Biz galiba sorun çözmüyor sorun biriktiriyoruz. Kadina fiziksel siddeti önlemede aciz kalmis gibiyiz. Ne diyordu Sayin Süleyman Demirel; "ÇARE TÜKENMEZ. Çare aranmazsa çare tükenmis olur."
Konunun basina dönersek Türkiye iki önemli sorunu öncelikle çözmek zorundadir. Bunun biri CEHALETI yenmek, ikincisi ETKILI ve KALITELI EÄzITIM yapmak. Ülkemizde birçok toplumsal olayin temelinde cehalet ve egitimsizligin yattigi görülmektedir. Egitimin insanimizi etkili biçimde degistirmedigi, yari bilgili insanlar yetistirdigi, bu bilginin de pek kullanilmadigi görülmektedir. Insanlar çok seyin degistigini olumlu anlamda söylemiyorlar. Geçmise özlem duyarak degistigimizi söylemeye çalisiyorlar. Bunu anlamamiz lazimdir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol