CUMHURIYET'IN 86. YILINDA HALKIN VE ÜLKENIN GÜNDEMI

Dün, cumhuriyetin 86. yildönümü idi. Geleneksel tören ve konusmalarla kutlandi. Halk yine meydanlara, geçit törenlerine kostu. Askerin geçisini alkisladi. Bunlar cumhuriyetin her yilinda gördügümüz, yasadigimiz güzel seylerdir.

Ancak bu yilki bayramin geçmis bayramlardan farkli bir yani vardi. Siyasilerin, yöneticilerin prootokol konusmalari disinda konustuklari, tartistiklari sey cumhuriyetin geldigi yer ve kazanimlari degildi. Halk da baska seyler düsünüyordu. Ülkeyi yönetenlerin iktidar ve muhalefet olarak söyledikleri üzerinde düsünceleri, söylemedikleri seylerle birlikte kuskulari vardi. Öyle ya ülkede 30 yildan beri devam eden bir terör vardi. Sivil-asker binlerce kisi ölmüstü. Bir söylentiye göre terörle mücadeleye simdiye kadar 300 milyar dolar harcanmisti. Terörü yapanlar, terör estirenler, silahi eline alip daga çikan teröristler bu ülkenin insanlariydi. Ülkenin içinde bunlari destekleyenler, bunlarin sahiplenmek istedikleri bir cografya bölgesi vardi. "Demokratik Açilim" dedikleri, fakat neyi amaçladigi bilinmeyen, adina Devlet Projesi dedikleri bir proje vardi. Halk bunlar üzerinde duruyor ve düsünüyordu. Ne yapilmak istendigini anlamiyordu. Bir Alacakaranlik'ta kalmisti. Bunlari konusanlara da inanmakta zorlaniyordu.

Öte yandan halkin, Cumhuriyetin bu yildönümünde düsündügü ne anlama geldigini bilmedigi ve simdiye dek tanik almadigi bir dava görülüyordu. Dava gidim gidin birtakim bilgi ve belgelerle büyütülüyor, genisletiliyordu. Halk bunlari da düsünüyordu.

Halk bir baska seyi daha düsünüp yasiyordu. Binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce insan isini ve asini kaybetmisti. Açlik ve yoksulluk siniri altinda yasayan milyonlar, on milyonlar vardi. Ekonomik kriz dolayisiyle halk 100 milyar dolarin üstünde bir gelir kaybina ugramisti ve bu yüzden fakirlesmisti. Borcunu ödeyemeyen halkin kapisinda icra vardi.

Ülkede kirmalar, dökmeler, cinayetler, hirsizliklar, dolandiriciliklar, suç çesitleri artmis, cezaevleri saniklari, hükümlüleri alamaz olmustu. Halk, cumhuriyetin bu yildönümünde, bunlara da kafa yoruyordu.

Ülkeyi yönetenlerin, halkin bunlari düsündügünü, birtakim seyleri endise ile karsiladigini biliyorlar miydi? Bu belli degildi. Köy köy, kasaba kasaba halki dolasan yoktu. Halka bir sey de söylenmiyordu. Muhalefet IHANET'ten söz ediyordu. Iktidar, "Demokratik Açilim" in muhalefet tarafindan baltalandigini söylüyordu.

Gerçek neydi, gerçek neredeydi? Halk bunu görmek ve ögrenmek istiyordu. Bir baska sey daha vardi ki bu, tarihte olmus ve görülmüs bir sey degildi. Sehit Aileleri sokaklara çikmis, meydanlara inmislerdi. Çocuklarinin niçin öldügünü soruyorlardi. Silahli Kuvvetler bir kisim medya tarafindan organize biçimde yipratiliyordu. Halk askere bu tür saldirilari, karalamalari simdiye kadar görmemis, isitmemisti. Böyle yapilirsa miydi demokrasi olurdu? Sonra, Cumhuriyetin bu 86. yildönümünde ülkenin üniter yapisi, ulusun tekligi tartisiliyordu. Ülke takatinin üstünde borçlanmisti.

Bütün bunlar bir araya geldiginde ve üstüste kondugunda 2009 yilinda, Cumhuriyetin 86. yildönümünde Atatük'ün Türkiyesini, Atatürk'ün laik cumhuriyetini tanimak zorlasmisti. Halk buna da alisik degildi. Geçmiste baktigini görüyor ve anliyordu. Simdi memleket sorunlari daha girift hale gelmisti.

Sonuç itibariyle bu manzara halkin gözünü korkutmus, gönlünü ve önünü karartmis, kapanmasina neden olmustur. Halk umudunu yitirmistir. Köy ve köylü kendi içine kapanmistir. Toplum tarikatlarin agina düsmüstür. Ufuk kararmistir. Biraz degil, çok, ama pek çok isik, daha çok aydinlik lazimdir. Türkiye böyle bir görüntüye düsmemeliydi, düsürülmemeliydi. Daha güzel bir yerde olmaliydi. Bu, cumhuriyetin hedefiydi. Çok mu karamsar bir tablo çizmis oldum? Sanmiyorum. Benden önce de manzarayi böyle görüp söyleyenler, dile getirenler olmustur. Bakin ne diyor sair:

Görmek istersen harabat/ bu halkin mülkünü seyret,

Duymak istersen feryad/ bu mülkün halkini söylet.

nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol