Cumhuriyetin 27 yili (1923-1950) her yönüyle coskulu geçmistir. Okullarda marslar ve siirler kahramanlik üzerineydi. Okullarda üç kisinin resimleri bir arada görülürdü; ATATÜRK-INÖNÜ-MARASAL FEVZI ÇAKMAK. Fotografin ortasinda Atatürk bulunuyordu. Evlerde, kahvelerde, okullarda Conkbayiri, Anafartalar Savaslarini anlatan kitaplar okunuyordu. Özellikle "YASLI GITTIM SEN GELDIM" siiri ve türküsü çok okunurdu. Hatirimda kaldigina göre ilk kitasi söyleydi:
Yasli gittim sen geldim.
Aç koynunu ben geldim.
Bana bir yudum su ver
Çok uzak yerden geldim.
Savas Zirhlisi YAVUZ ise ayri bir cosku ve gurur vesilesi olurdu. Onun da türküsü ve marsi vardi. "Yavuz Geliyor Yavuz" diye baslardi türküsü. Heybetli bir savas gemisiydi. Alman tezgahlarinda yapilmis. Birinci Dünya Savasi'nda Alman Deniz Kuvvetlerinin emrinde iken bizim olmustu. Ancak Yavuz Zirhlisi'nin hikayesi uzundur. Yavuz'un bizde oldugu siralarda dünyada onun kadar güçlü, onun kadar teknik ve büyük birkaç savas zirhlisi vardi. Yas haddini dodurdugu için yanilmiyorsam 1950'li yillarda cilet yapilmak üzere satildi.
Cumhuriyetli yillar aslinda çok heyecanli, coskulu geçmistir. Basta Atatürk, daha sonra O'nun yakin silah arkadasi Inönü vardir. Onlarin devletin basinda bulunmasi halka güven veriyordu. Onlarin her tehlike karsisinda kahramanlik göstereceklerine inaniliyordu. O kadar ki, Atatürk öldügü zaman halk öldügüne bile inanmamisti. Çünkü, halk inancina göre kahramanlar ölmezdi. Onlar ölümsüzdü.
Su sira Atatürk'ün en yakin arkadaslarindan Cevat Abbas Gürer'in anilarini anlatan bir kitap çikti. Cevat Abbas, Mustafa Kemal'in Yaveri olarak 24 yil onun yaninda, yakininda olmustur. Bu nedenle Atatürk'ün bir çok gizli çalismalarini, sirlarini bilen kisiydi. Hatta 1920 de Yunanlilar Trakya'yi isgal ettiklerinde Cevat Abbas Trakya'da gizli çalismalarda bulunmustur. Isgal sirasinda Yunan birliklerinin silah ve iase depolarina, Yunan karakollarina saldirida bulunacak, silahli Türk Milislerinin olusmasi, egitimi ve faaliyetleri üzerine hazirliklar, planlamalar yapmistir.
Cevat Abbas'in anilarindan çok seyleri ögreniyoruz. Onun Türk Hava Kurumu'nun kurucusu oldugu bilgisine ulasiyoruz. Hatta Cumhuriyetin ilk yillarinda uçak yaptigimizi, bu uçakla ilk uçan kisi de Basbakan Ismet Inönü oldugunu ögreniyoruz. Uçagin kanatlari ise bezdendi.
Balkan Savasi'nda Osmanli Ordusunun iki uçagi vardi. Savas 1912 de basladiginda geldikleri Kirklareli'nde yere inmisler, bir daha da uçamamislardir. Istiklal Savasi'nda iki uçagimiz vardi. Bundan su anlasiliyor ki o siralar Osmanli Ordusunda Hava Kuvvetleri yoktur. Cumhuiyetin önderleri için ilk is uçak sevgisini yaratmak, uçak egitim alanlarini (Etimesgut) kurmak, uçak yapacak imkanlara sahip olmak ve pilot yetistirmekti. Bu çalismalar cumhuriyet halkina açiklandiginda bazi iller para toplayarak uçak satin almislar ve bunlari Cumhuiyet Ordusuna hediye etmislerdir. Yanilmiyorsam cumhuriyetin ilk yillarinda tank yapip sattigimiz bile olmustur. Savaslardan yeni çikmis, yoksul ve bitkin bir halk önce vatani savunacak güçlü bir ordu yaratilmasi geregini duymustur. Gelir saglamak için Tayyare (Uçak) pullari basilmistir. Bu pullar yakin yillara kadar mektuplara dilekçelere yapistirilmistir. Kirikkale'de, Sivas'ta, Ankara'da askeri fabrikalar kurulmustur. Bu süreçte Mustafa Kemal manevi kizlarindan Sabiha Gökçen'i dünyanin Ilk Kadin Pilot'u yapmistir. Yurttaslarimiz kurban derilerini Türk Hava Kurumu'na vermekle bu çalismalara maddi destek saglamislardir. Halen bu destek devam etmektedir. Gerçi bu gelire göz koyan kisiler ve kuruluslar varsa da halk cumhuriyetin ilk yillarinda edindigi bu gelenegi, Türk Hava Kurumu'na yardimlarini sürdürmektedir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol