Kırklareli kendini tanıtmada, tarihi ve kültürü ile ilgilenmede, bunlar üzerinde araştırma yapılmasında geç kalmış bir ildir. Ve hala da bu konuda ağır davranma süreci devam etmektedir. Yani Şehir Önderleri'nin dışarıdan gelmesini beklemişlerdir. Mesela Türkiye'de VAHİT DEDE olarak tanınan Vahit Lütfi Salcı Kırklareli'ne gelip yerleşmiş, halkın önüne düşerek toplumu DEĞİŞİM için ateşlemiştir.
Vahit Lütfi Salcı bir HALK AYDINI'dır çeşitli okullarda okumuş, eğitim almıştır. Kültür- Sanat adamıdır. Müzik Bilgini, şair, araştırmacı yazar, folklor, (Halk Kültürü) üzerine uzman derecesinde bilgisi olan bir AYDIN KİŞİDİR. Her şeyden önce YENİLİKÇİ'dir. Tekirdağ'lı araştırmacı yazar Hilmi Yücebaş onu ve onun dönemindeki Kırklareli'ne vurgu yaparak, şunları yazmaktadır.
"Trakya folklorü bir hazine, bir deryadır. Marifet köylerde hazinelerin içine böcek gibi girip onları koklamak ve toplamaktır." Vahit Lütfi Salcı bunu yapmıştır." Vahit Lütfi küçük yaşta Bektaşiliğe, folklor ve musikiye merak sarmış, köy ve şehir Bektaşiliğini, köy Aleviliğini incelemek için Bektaşilik yaptı. Cem ayinleri, Anadolu ve Trakya folkloru, Bektaşi Edebiyatı ve musikisi üzerine araştırmalarda bulundu. Bektaşi nefesleri, Koşma, Kalenderi, Semai türünde şiirler yazdı. Şiirlerinde Hece veznini kullandı. Yazıları ile Türk'ün duygu ve düşüncesinde, yazılarında halk kültürünü işledi."
Vahit Lütfi Salcı aynı zamanda Hiciv Şairidir. Halka gitmek için Atatürk'ün Halkevleri’nin Çalışma Kollarını kullanmıştır.
Vahit Lütfi Salcı Kırklareli'nde cumhuriyetin getirdiği yeniliklere, değişime etken olmuş 1923 yılında şehirde Bando Takımı kurarak köyde bando çalıştırmıştır. Müzik alanında halkın caz, saz, dans, tango tartışmalarında hakem rolü oynamıştır. Müzisyenler yetiştirmiştir. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte kurulan Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na Kırklareli'nde müzik yapan kişiler göndermiştir. Kırklareli'nin parklarında orkestralar, bandolar müzik çalışmışlardır. Halk Türküleri ve Türk Musikisi Koroları konserler vermişlerdir. Alafranga, Alaturka müziği dinlemeyi sevenler salonları doldurmuşlardır. Kırklareli'nin Davul Zurna Sanatçıları uluslararası şöhrete ulaşmışlardır. Zurna ve Gayda Sanatçıları Avrupa'da kitaplara yazılmışlar, müzelerde yer almışlardır. Bugün dahi Candan Erçetin, Faruk Yılmaz sahnelerdedir. Burhan Öçal ise dünyada müzik bariyerlerini yıkmış bir Perküsyon Sanatçısı olarak isim yapmıştır. TRT Sanatçılarından Melih Duygulu Trakya'da Roman Müzisyenler üzerine yaptığı araştırmada Kırklareli'nin Davul - Zurna Sanatçılarını daha yetenekli, daha başarılı bulduğunu yazmıştır
Mitolojide Trakya'nın ilk müzik sanatçısı ORFEUS'tur. Flüt çalardı. Müzik yaptığı zaman tabiatın bütün canlıları derin bir sessizlik içerisinde onun müziğini dinlerlerdi. Çünkü Trakya'da şarap kültürü ile müzik sentez edilmişlerdi. Kırklareli'nde müzik yapanlar, bu kültür sanat zemini üstünde yetişmişlerdir. Kırklareli'nde Kapı Gıcırtısı bile müzik kabul edilir. Bu nedenle 1990'lı yıllarda Devlet Halk Türküleri Korosu kurulmasını uygun bulup girişimde bulunanlar dosyada unutulan bu kararı güncelleştirmelidir. Dosyada kalan kararı gündeme getirmelidirler. Kırklareli'nde müzik amatör çalışma konusu olmaktan çıkmalıdır.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol