CUMHURIYETIN ILK YILLARINDA YUNANISTAN'A BOMBA SATTIK

Çok partili hayata geçtigimiz 1946 yilindan sonra zamanin muhalefet partisi olan Demokrat Parti liderleri konusmalarinda halka hep cumhuriyeti sikayet etmislerdir. Atatürk'ün partisi CHP'nin iktidarda oldugu (1923-1950) arasi 27 yilda memlekete bir çivi çakmadiklarini söyleyip durmuslardir.
Oysa bunu söyleyenlerden Demokrat Parti Genel Baskani Adnan Menderes, çivi çakilmadigini söyledigi CHP'nin milletvekilligini ve Halkevleri Müfettisligi'ni yapmis bir kimsedir. Halk o zaman bu iddialara inandi mi inanmadi mi bilmiyorum. Ama seçmen oyunu bunu söyleyenin partisine vermis ve bugüne kadar iktidara gelen sagci partilere destek vermeye devam etmistir. Ancak bugün hala bu zihniyet ve düsüncede olup da Demokrat Parti'yi arayanlar, geçmise özlem çekenler, Mustafa Kemal Atatürk'ten kurtulmak isteyenler vardir. Elbet su an onlarin düsüncelerine ve tercihlerine saygi gösterdigimi söyleyecek degilim. Nasil isterlerse öyle düsünsünler ama cumhuriyeti kuranlarin o ilk yillarda, yoksulluk içersindeki Türkiye'de neler yaptiklarini da bir bilmis olsunlar. Bu konuda "CEHALETIN KITABI YOKTUR" diyen meshur Sakalli Celâl ve Yenilikçi Åzair Tevfik Fikret üzerine kitaplari olan Orhan Karaevli'nin 25 Eylül 2006 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde çikan bir arastirma yazisindan yararlanarak neler yaptiklarini anlatmak istiyorum.
Türkiye dünyanin havada basarili uçuslar yapmasindan 8 yil sonra yani 1911 yilinda Hava Kuvvetleri kurulmasina el atmistir. 1912 Balkan Savasi, 1914-1918 Birinci Dünya Harbi sirasinda Türkiye uçak kullanma imkanini bulmustur. Hatta bu uçaklardan ikisi Balkan Savasi sirasinda Kirklareli'nde uçmus fakat konduklari yerden bir daha kalkamamislardir. Buna ragmen cumhuriyetin ilk yillarinda Türkiye hatiri sayilir bir uçak sanayi kurmus, 112 Uçak yapmayi, bomba imal etmeyi basarmistir. Hatta Yunanistan'a bomba satisi yapilmistir. "1921 yilinda Askeri Fabrikalar Genel Müdürlügü kurulmus, 1924 yilinda ise hafif silah, fisek ve top tamir atölyeleri meydana getirilmistir. Bunu takiben mühimmat, kapsül, barut, tüfek, top ve gaz maskesi fabrikalari da kurulmustur. 1924 yilinda Deniz Kuvvetleri için Gölcük ve 1941'de Taskizak askeri tersaneleri tesis edilmis, savas gemileri tamir ve imali süreci baslamistir. Daha sonraki yillarda Nuri Demirag isimli bir is adami Kayseri'de uçak fabrikasi kurmus, kisa sürede yüzün üstünde uçak yapimini gerçeklestirmistir. Özellikle 1941 yilindan sonra gerek askeri tesislerde, gerekse Türk Hava Kurumu bünyesinde Türk Havaciligi önemli bir gelisme kaydetmistir. Dersim Isyani sirasinda cumhuriyet döneminde imal edilen uçaklar önemli rol oynamislardir. Mahmut Esat Karakurt yazmis oldugu "DAÄzLARI BEKLEYEN KIZ" romaninda söz konusu ettigi uçuslari cumhuriyet uçaklari ile yapmistir. Bu roman uzun yillar okuyan insanlarin elinden düsmemistir.
Cumhuriyetin daha ilk yillarinda uçak, top, tüfek ve diger savas araç ve gereçlerini yapip satacak duruma gelmis Atatürk ve Ismet Inönü zamanlarinda olmustur. Atatürk zamaninda Basbakan, Atatürk'ten sonra Cumhurbaskani olan INÖNÜ gerek askeri, gerekse diger fabrikalarin kurulmasina, yani sanayilesme hamlesinde önemli rol oynamistir. Hatta yapilan ilk Cumhuriyet Uçagi'nin ilk uçus denemesini Ismet Inönü yapmistir. Bir keresinde de çok ciddi bir uçak kazasi yasamistir. Atatürk'ün büyük istek ve israrlarina ragmen uçaga binmesine, uçakla bir yere gitmesine izin verilmemistir. Kaldi ki o yillarda bazi iller orduya yardim baglaminda birleserek, uçak satin alip Silahli Kuvvetlere hediye etmislerdir. Yanilmiyor ve yanlis bilmiyorsam Kirklareli dahi bir uçak satin alip hediye eden illerin basinda gelmistir.
Åzimdi insanlarimizin cumhuriyeti anlayabilmesi, onun erdemini (faziletini), onun getirdiklerini kavrayabilmesi için Osmanli'yi, milli mücadeleyi, Istiklal Savasi'ni çok iyi bilmesi gerekir. Cumhuriyet bu anlamda bir Vatan, bir Bagimsizlik, özgürlük ve ulus olmak demektir. "Bizden öncekiler bir sey yapmadilar, biz ülkeyi nerelere getirdik" demeleri yalandir, geçmisi inkârdan baska, halkin kafasini karistirmaktan öte bir sey degildir. Her iktidar, her hükümet az veya çok bu ülkeye bir çivi çakmistir. Ama bunun en büyügünü cumhuriyeti kuranlar yapmistir. Onlara bizim sükran ve vefa borcumuz vardir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol