Geçen hafta Cumhuriyet Gazetesinin Pazar ekinde ünlü tarihçi İlber Ortaylı ile yapılmış bir röportaj çıktı. Ünlü tarihçinin bu röportajını okumadıysanız, yazık olmuştur. İlber Ortaylı sorulara verdiği yanıtlarda öyle şeyler söylüyor ki Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yılları sandığımız kadar sakin geçmiş değildir. Cumhuriyet kritik zamanlar yaşamıştır. Kolay değil tabii Padişah ekmeği yemiş insanları Padişaha karşı tetiklemek. Kulları her sabah ona ''Yaşa Padişahım'' demiştir. O da ümmetine selamet dilemiştir.
Tarihçi İlber Ortaylı diyor ki, Cumhuriyetin ilk yıllarında mühim şeyler olmuş. Mesela ne olmuş olabilir? Tabii ''Mühim şeyler'' dedikleri yazılmadığı için biz o mühim şeylerin neler olduğunu bilmiyoruz. Cumhuriyete karşı çıkanlar olduğunu tahmin ediyoruz. Mustafa Kemal'in milleti Cumhuriyetin ilanı ile yeni şeyler duymuştur. Anadolu'da Padişaha sadakat gösterisi yapmış olanlar çıkmıştır ve tabii Padişaha koşullanmış kitleleri yeni bir aklın etrafında toplamak kolay değildir.
İlber Ortaylı başka şeyler de söylüyor. Kahramanları şartların yarattığını, Mustafa Kemal Atatürk'ün kahramanlığının böyle oluştuğunu, onun Gerçek bir mareşal olduğunu ifade ediyor, Atatürk'ün kadrolarında her tür insanı kullandığını'da belirtiyor.
Ünlü tarihçi Türk tarihinde KANUN DEVLETİ'nin 1839 Tanzimatı ile geldiğini, reformların da Tanzimatla ve ordu ile başladığını kaydediyor. Bu açıklamadan şu anlaşılıyor ki Türkler Kanun Devletleri tarafından değil, ŞAHSİ DEVLETLER tarafından yönetilmişlerdir. Şahsi Devlet, devleti kuran ve kuranlar tarafından yönetilmiş devlet demektir. Osmanoğulları'nın, Samanoğulları'nın, Selçuklular'ın kurdukları devletler, Şahsi Devletler'dir. Bu yüzden ve bu nedenden dolayı tarih HUKUK DEVLETİ mücadelesinden söz eder. Mesela Türkiye Osmanlıların Şahsi Devlet yönetiminden millet iradesinin hâkim olduğu Cumhuriyet Devleti'ne gelmiştir. Bugün bu devletin hukuk yönünden daha güçlenmesine çalışılmaktadır. Yeni Anayasa yapılması bu ihtiyaçtan doğmuştur.
''TARİHİ YORUMLAMAK'' tarihçi olmanın, tarihi yazmanın birinci şartıdır. İlber Ortaylı yazdıkları ile bunun örneklerini vermektedir. ATATÜRK de bir konuşmasında bunu işaret etmiş, ''TARİHİ YAZANLAR TARİHİ YAPANLARA SADIK KALMALIDIRLAR'' demiştir. Tarihi yapan, tarihi yaratan halktır. Bu nedenle Halkın Tarihi'ne sadakat göstermek gerekir. Mesela Osmanlılar'ın tarihi, Osmanoğulları'nın Tarihi'dir. Tarihimizde de Halkın Tarihi'ne yönelmiş bir süreç vardır. Cumhuriyet çok yetenekli tarihçiler yetiştirmiştir. İlber Ortaylı, Mustafa Akdağ, Halil İnalcık, Kemal Karpart, Fuat Köprülü tarih yazmış, tarihi yorumlamış kimselerdir. Daha bir çok genç tarihçilerimiz vardır. Unutmayalım ki bir halkı ayakta tutan tarihi ile konuştuğu dilidir. Dile ve tarihe özen göstermek gerekir. Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyetin daha ilk başında tarihi ele alması, tarih toplantıları düzenlemesi, TÜRK TARİH KURUMU'nu kurması, mal varlığının bir kısmını Türk Dili ve Türk Tarihi'ne bırakması boşuna değildir. Hiç düşündünüz mü?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol