Cumhuriyet gazetesi yazarlari Kirklareli'ndeydi

Kirklareli Belediye Baskanligi’nin katkilariyla, Çizgi Üstü Dershanesi’nin sosyal etkinlikleri kapsaminda, dün Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Insan Gelisimi Egitim ve Türkiye” paneli yogun bir ilgi ile saat 15:00-17:00 saaatleri arasinda gerçeklesti.

Kültür Merkezi’ndeki panele Belediye Baskan Yardimcisi Ünal Baskur, Çizgi Üstü Dershanesi kurucu müdürü Sali Çaliskan ve esi Türkan Çaliskan, belediye meclis üyeleri, egitimciler, ögrenciler, veliler ve çok sayida Kirklarelili katildi. Kisa bir açilis konusmasinin ardindan sahneye Cumhuriyet gazetesi yazarlarindan Erdal Atabek, Adnan Binyazar ve arastirmaci yazar Öner Yagci geldi.

Ilk konusmayi ‘Egitim nereye gidiyor’ basligi altinda Öner Yagci gerçeklestirdi. Konusmasinin basinda ilk olarak insanin yasamsal tanimlamasini yapan Yagci, insanin yasamdaki diger objeler ve unsurlarla olan iliskisini ele aldi. Öner Yagci konusmalarinda su cümlelere yer verdi:

“Bir toplum kendisine nasil bir gelecek istiyorsa öyle bir egitim sistemi düzenler. Bu yüzden ilk olarak toplumu olusturan bireylerin, yani insanlarin kendini tanimasi gerekmektedir. Ünlü yazar Montaigne’nin ‘Denemeler’ kitabinin giris sözleri ‘kendini tani’dir. Insanin kendisini tanimasi, egitim sisteminin olusmasina da etki edecektir.”

Toplumun egitim sistemi vasitasiyla kisinin içindekileri açiga çikaramamasi halinde, insanin özgür olamayacagini kaydeden Yagci, buna bagli olarak toplumun da özgür olamayacagini söyledi ve kisinin egitiminin onun yetenekleri dogrultusunda sekillenmesinin gerekliligini vurguladi. Günümüzde insanin zorluklarla dolu cenderelerde sikisip kaldigini söyleyen Yagci, sözü Türkiye’nin gündemine dolayli elestiriler yaptigi cümlere getirerek, “Insanlarin oylarini bilinçli bir sekilde kendi istekleriyle atamadigi bir toplumda, dogru ve gerçek bir demokrasinin oldugunu söyleyemeyiz.” diye konustu.

Yagci, konusmalarinin sonunda toplumun tuzaga düstügünü, fakat Atatürk’ün yillar öncesinde tarihi çok iyi degerlendiren bir lider oldugunu söyledi ve Türkiye’nin egitim konusunda özgürlesmesi gerektigini vurgulayarak sözlerini Ahmet Arif’in ‘Anadolu’ adli siirini okuyarak sonlandirdi.

Panelin ikinci konusmacisi Adnan Binyazar sözlerine, panele gelenlerin yüzünde dupduru bir aydinlik gördügünü söyleyerek basladi. Binyazar, egitimin insiyatife çok müsait bir alan oldugunu belirterek, egitimle ugrasan kisilerin çok özel insanlar olduguna dikkatleri çekti.

Binyazar, “Bugün Türkiye’de egitim denince akla ögrenci sayisi geliyor. Ama egitimin temel tasi ögretmen akla gelmiyor. Maalesef günümüz Türkiye’sinde ögretmenin onuru çok kirilmistir. Ögretmen, vicdanimizi, gelecegimizi, varligimizi teslim ettigimiz insandir.” dedi.

Binyazar, konusmasinin devaminda ögretmenlerin yasayistaki ve toplumsal hayattaki önemine degindi ve “Düz yolda giden insanin basarisi önemli degil. Çetrefilli yollarda giden insanin basarisi önemlidir. Bu biraz ögretmenin isidir.” dedi.

Panelin son konusmacisi da Erdal Atabek’ti. Esprili üslubuyla katilimcilari zaman zaman güldüren Atabek’in sözleri, sik sik alkislarla desteklendi. “Egitimin felsefesi vardir” diyen Atabek, ögrencilerin günümüzde belli bir hedefe odaklanamadigini, çünkü teknolojinin kapsamindaki ürünler nedeniyle zihin denilen olgunun çok dagildigini belirterek, “Bu nedenle ögrenciler bir noktaya konsantre olup oradan bir sonuç elde edemiyor.” dedi.

Insan olmanin baslangicini dürüst olmak olarak tanimlayan Atabek, “Baskasina degil, kendine dürüst olmak önemlidir. Kendine dürüst olmak zordur. Dürüst degilseniz, insan degilsinizdir.” diye konustu.

Bir toplumda adalet olmazsa onun toplum degil bir yigin oldugunu söyleyen Atabek, Kurtulus Savasi’ndan çikan Türkiye’nin o zamanki haliyle, simdiki halini kiyaslayarak elestirilerde bulundu.

Egitimin su anki hedefinin, iyi bir meslek edinmek, iyi meslegin de çok para kazanilan meslek olarak algilandigini ifade eden Atabek, egitimin amacini; “Düsünebilen, düsündüklerini sözle ve yaziyla ifade etme yetenegini kazanmis, baskalariyla isbirligi yapabilen, verimli olma iradesini karsilayabilen insanlarin yetismesi” olarak adlandirdi.

Atabek günümüzdeki teknolojik gelisimleri de “Teknoloji bize hizmet etmek için vardir. Biz ona hizmet edersek mahvoluruz. Ama maalesef günümüzde teknoloji çocuklarimizin efendisi olmustur” sözleriyle degerlendirdi.