İnsanın hayatında bazen kilitlendiği, düşünemez olduğu zamanlar görülür. O zaman insan bir başkasının anahtar düşüncesine gereksinim duyar. Ancak bunu için kenarda ANAHTAR DÜŞÜNCE bulundurmak lazımdır. Ben arada bir bunu yaparım. Bu bir nevi kişiler olmadan onların düşünceleri ile meşveret etmektir. Peygamber Hz. Muhammed de bunu tavsiye ediyor. "Tek başınıza çözüm bulamazsanız başkasının düşüncesine başvurun. Onlarla konuşun." Diyor.
"1906-1990 yıllarında yaşamış olan Alman yazar Samuel Beckett "Godot'yu beklerken" adlı tiyatro oyununda insanlar, tüm oyun boyunca "GODOT" adlı bir Tanrısal ve Kutsal varlığı bekler. Fakat "Godot" bir türlü gelmez. Çünkü "Godot" diye bir varlık yoktur. Seçim sandığından çıkacak “Godot”yu beklemektedir. Fakat “Godot” seçim sandığından hiçbir zaman çıkmaz. Çünkü “Godot” diye bir varlık yoktur. Üstelik insanlar seçim sandığından çıktığını hayal ettikleri Tanrısal ve Kutsal "Godot"nun varlığını, dört yıl sonra gelecek seçime kadar UMUT ederek boşuboşuna bekler." Öyle değil mi?
"1922 de Türkiye'ye saldıran ve büyük bir askeri mağlubiyet yaşayan Yunanlılar bu aşağılayıcı hezimetten sorumlu tuttukları 6 Bakanı kurşuna dizdiler. Bir bakan, yürüyemeyecek kadar hasta olduğu için idama sedye ile götürülmüştü. Bir diğeri de ölüme giderken kalbi durdu ama kurşuna dizilmekten kurtulamadı." Hayatta, siyasette böylesi de var.
Bir Fransız düşünmek kadar düşünceyi kullanmanın da zor olduğunu söyler. Bunun için zaman zaman insanın ANAHTAR DÜŞÜNCELER'e ihtiyacı olabileceğini belirtir. Bu zorluktan dolayı bizim insanımız düşünmeyi başkalarına havale etmiştir. "ANAHTAR DÜŞÜNCE" kurtarıcı bir düşünce değildir. İnsanı rahatlatacak başka düşünce bizi başka konu ve alanlarına götürecek düşüncedir. Bu bakımdan arada bir başkalarının düşüncelerini kullanmakta yarar vardır. Mesela şu nasıl bir düşüncedir :
"Ünlü Rus yazarı Maksim Gorki Devlet Ödüllüdür. Devletten ödül almıştır. Yeniden yapılanma ve aydınlık döneminde Sovyetler Birliği Parlamento üyesi Zamakulova, Balkan Şiir Antolojisi'ndeki yaşam öyküsün de yazdığı gibi 1944 yılında (10 yaşındayken) halkıyla birlikte Ortaasya'ya sürülmüştür."
On yaşında bir çocuğun sürgün edilmesi Sovyet diktatörünün ne kadar büyük bir korku içinde yaşadığını gösterir değil mi?
İsrail devlet adamlarından Ben Gurion'un dediği gibi, "Affedin ama asla unutmayın. Be henüz affetmeye de hazır değilim." Ancak Musa Peygamber onlara "Size vaat ettiklerimi unutmayın" demiştir. Hopala. gerçi unutmak insanın doğasında vardır ama insanın unutmadığı, unutamadığı şeyler de vardır. Bunu bilmek lazım.
"İnsanlara öfkelenen Tanrı Zeus bir kutuyu kötülüklerle doldurur. Kutunun içine bir de "UMUT" koyar. Kutuyu Pandora'ya verir. Tanrı Zeus, Pandora'ya kutunun içine iyilikler koydum der. Tanrı Zeus, Pandora'nın kutuyu açmasını yasaklar. Fakat Pandora insanlara iyilik yapmak için kutunun kapağını açar ve kutunun içindeki kötülükler insanlara dağılır. Bu durumu anlayan Pandora, kutunun kapağını kapar. Tam bu sırada kutudan çıkmakta olan "UMUT" kutuda kalır. Pandora'nın kutusunda kalan "Umut" gibi, umutlar hiçbir zaman seçim sandığı içinden çıkmaz. Bu böyle biline. Çünkü umut, olmayan bir şeyin beklentisidir. Tanrı Zeus insanları onunla da avutmuştur.Türk halkı söyler, UMUT, FAKİRİN EKMEĞİDİR. Ye Mehmet ye, derler.
Sayın Nazif KARAÇAM bugüne ait olan yazınız gerçekten daldan dala olmuş.Sağlığınız iyidir umarımçünkü maksim gorkinin doğum tarihine dahi açıp bakamamışsınız. Gorki 1868 doğumludur.On yaşında öksüz ve yetim kaldığı için anneannesinin yanına yerleştirilmiştir.1878 yılında ise çarlık rusyası bulunmaktadır.Tarihleri kontrol etmeden sovyet diktatörlüğü demeniz yakışıksız kaçmışadı geçen devlete karşı önyargılı olduğunuzu göstermiştir. Toplumun geneli gibi aynı topraklardaki iki devleti karıştırmanızı yakıştıramadım. Bu maddi hatayı düzeltmenizi rica ederim.