DEHA BAŞKA TÜRLÜ DEĞİLDİR BUDUR İŞTE

Vaktiyle öyle bir adam yaşamıştı ki, 12 yaşında çomak ve tekerlekler yardımı ile Matematik İlimlerini yaratmış, 16 yaşında konikler hakkında eski zamanlardan beri görülmemiş bir bilgi ve hakimiyet ile dayanan bir eser yazmıştı, 19 yaşına geldiğinde tamimiyle aklın malı olan bir ilmi (yani SİKLET meselesi'ni) bir makine haline getirmişti. 23 yaşında havanın ağırlığı hadiselerini ispat ederek eski fiziğin en büyük hatalarından birini ortadan kaldırmıştı: Bütün insanların henüz olgunlaşmaya başladıkları bir çağda o, insanı ilimlerin dairesini dolaşmış, onlardaki hiçliği görünce bütün düşüncesini dine doğru çevirmişti. Bu andan itibaren 39 yaşında ölümüne kadar, daima sakat ve müzdanp (ıstırap çektiği halde) Bossuat'lerın, Racine'lerın, kullandıkları dili tespit etmiş, yalnızca muhakeme ve sonuç çıkarma hususunda en kuvvetli fikirler ileri sürmekle kalmamış, alay ve hicviye yolunda da en mükemmel örneklen vermişti: Nihayet çektiği hastalıkların istirahat zamanında, bir eğlence kabilinden olarak, geometrinin en yüksek problemlerinden "SİKLET SORUNU" larından birini çözmüş, kağıt parçaları üzerine ALLAH'ın olduğu kadar kulun da, insanın da eseri olan derin düşünceler karalamıştı.

Bu tüyler ürperten DEHA'nın adı Blaıse Pascal'dı.

Ünlü Fransız matematikçisi Pascal hakkında bunları yazan yine bir Fransız yazar Cha-teubrıand bir roman yazarıdır. Bu yazar birçok kitabın sahibidir. Türkçeye de çevrilmiş kitapları vardır. Mesela "Paris-Kudüs Yolculuğu, Mezar Ötesinden Hatıralar, Napolyon, Atala" gibi..

 

Fransa yazarları, sanatçıları düşünürleri ile övünen bir ülkedir. Şatbırandın Pascal'ı övmesi, onu DEHA mertebesine çıkarması normaldir. Ancak Pascal da buna layıktır. Gerçekten o bir Matematik Dehası'dır. Şu sıra onun "DÜŞÜNCELER' adlı kitapçığını okuyorum. "Kitapçığı" diyorum zira kitap 64 sayfadır. Gerçek de kitabı 1971 yılında okumuş, kitapta geçen önemli fikirlerin altını da çizmişim. Hatta kitabın son sayfasının altına bir not düşmüştüm. Demişim ki:

 

"İnsanlık bu zekalarla (yanı Pascal gibi düşünürlerle) gerçekleri buluyor. Bir gün gelecek bilinmeyenlerin gizemi(esrarı) çözülecek, geçmişte kalanların cehaleti hayret uyandıracaktır.'^ kadar da cehalet olur mu' denecektir. Ama ne var kı evrim (ilerleme, uygarlık) böyle oluyor."

 

Pascal derin düşünceleri olan bir fikir adamıdır. "DERİN DÜŞÜNCE' düşüncenin arka cephesini de bilmek demektir. Mesela bir yerde diyor kı Bu uçsuz bucaksız mekanların(yerlerin) ebedi sükunu (sonsuz sessizliği) bana dehşet veriyor" ve ekliyor.

 

"Her şey fanidir, gelir geçer" Bize ait olan herşeyin yavaş yavaş bizden uzaklaştığını hissetmek ne büyük azaptır. İnsan hayatı dünyada en nazik, en narin olan şeydir... Bir buhar, bir su damlası insanı öldürmeye kafi gelir. Hayat denen komedi ne kadar tatlı geçerse geçsin son perde daima kanlı biter. Baş üzerine bir avuç toprak atılır, İnsanın en son nasibi işte budur."

Ne dersiniz, bu kitap okunmaya değer değil mi?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol