DEMEK KI 42 YIL GEÇMIS ÖLELI

Prof. Yavuz Abadan’in 1960’li yillarin ortalarinda Ankara Halkevleri Genel merkezinde tanimistim. Bu yillarda da Varlik yayinlari arasinda çikan “MUSTAFA KEMAL ve ÇETECILIK” kitabini almistim. Kitabini yayimladiktan üç yil sonra 1967 yilinda ölmüstü. Demek ki ölümün üzerinden kirk iki yil geçmis bulunmaktadir. Bu münasebetle geçenlerde ailesi Cumhuriyet’te çikan bir ilanla Yavuz Abadan’i andi. Ailesi de esi Prof.Dr. Nermin Abadan Oglu Mustafa Kemal Abadan’dan olusuyordu. Bu büyük Atatürkçüyü, bilim insanini, Halkevciyi saygiyla aniyorum.

Seksene merdiven dayadigim Su yasima kadar çok kisilerden Atatürk’ü dinlemisimdir ama bu konuda üç bilim adaminin degerlendirmelerini akilci ve gerçekçi bulmusumdur. Prof. Dr. Yavuz Abadan, Prof. Dr. Resat Kaynar, Priof Dr. Ismail Baltacioglu beni etkileyen Atatürkçüler olmuslardir. Gerçi Ankara Atatürk Enstitüsünde beraber çalistigim, Prof.Dr. Anil Çeçen’in “HALKEVLERI” adli kitabinda adlari geçen Atatürkçülerin de büyük bir kismini taniyorum ama bu üç kisiyi Atatürkçülük konusunda daha bir baska buluyorum.

Milli mücadele basladiginda Anadolu’nun birçok yerinde baskaldirdilar (isyanlar) vrdi. Bu baskaldirida bulunanlarin bir kismi halifeciydi, bir kismi isbirlikçi, bir kismi da geleceginden umut kesilmis bir vatandan bir parça koparmak amacina yönelikti. Çapanoglu Isyani, Anza vur Isyani, Çerkez Etem Isyani bunlardandi. Bunlari bastirmak için ilk asamada Mustafa Kemal’in emrinde dogru dürüst bir silahli güç yoktu. Zira Osmanli Ordusu dagitilmisti. Anadolu’da asayisi saglayacak  kadar 15-20 bin kisilik bir Jandarma kuvveti vardi. Prof. Dr. Yavuz Abadan kitabinda bu duruma, Anadolu’nun o yillarda içinde bulundugu sartlara göndermeler yaparak Mustafa Kemal’in vatani kurtarma stratejisi anlatmaktadir. Önemli baskaldiri yerlerini isaret etmektedir.

Mustafa Kemal çete degildi. Fakat çeteciligi biliyordu ve Trablusgarp’ta Italyanlar’a karsi savasan gönüllü asker, subay ve siviller arasinda o da vardi. Enver Pasa, Ismet Inönü de oradaydilar. Balkan Savasinda orasini birakip yurda döndüklerinde çeteciligi biliyorlardi. Özellikle isgal altindaki Trakya’da yunanlilara karsi bu yöntem uygulanmisti. Biz ”ULUSAL KURTULUS SAVASINDA TRAKYA” kitabimizi yazarken rahmetli Yavuz Abadan’in kitabindan, gerekse Mustafa Kemal’in isgalci Yunan’a karsi olusturdugu silahli milislerin (çetelerin) hareketlerinde 1911 Türk-Italyan Savasindaki mücadele biçimini gözlemlemistik. Bu nedenle Mustafa Kemal düzenli bir ordu kuruluncaya kadar düsmanla mücadelede yerel ve yöresel silahli milisleri kullanmistir. Bu gruplar Kuvayi Milliyeci bir ruhla hareket ediyorlardi. Yavuz Abadan kitabinda bunlardan söz etmektedir. Nizami Ordu kuruluncaya kadar Mustafa Kemal ve çevresindeki kumandanlar bu yerel güçleri kullanmislar, düsmani taciz etmislerdir.

Süphesiz düsmala savasta bütün mücadele yöntemleri geçerlidir. Ulusal bir Mücadele Ruhu yaratmada yerel ve yöresel güçlerin mücadele azmi dikkate alinmasi gereken bir husustur. Mustafa Kemal milli mücadelede bunu yapmis, parçalanmis güçleri bir Ulusal Hedef dogrultusunda birlestirerek amacina ulasmistir. Prof.Dr. Yavuz Abadan’in kitabi bu destansi mücadelenin askeri ve sivil yanlarini ortaya koyarak Mustafa Kemal’in üstün kumandanlik vasfini öne çikarmaktadir. Oglunun adi da MUSTAFA KEMAL olan Yavuz Abadan’i kirk iki yil sonra ben de saygiyla aniyorum.      

                                   nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol