DEMOKRASININ KIYISINDAKI INSANLAR

Bu halk hürriyeti, adaleti, esitligi, kardesligi at sirtinda anlatarak bugünlere gelmisizdir. 1950'li yilarda CHP'nin ünlü Genel Sekreteri Rahmetli Kasim Gülek köyleri esek sirtinda gezerek, halkin elini sikarak bu isi yapiyordu. Zamanin demokratlari bu harekete "Halkçilik ve Demokrasi" diyorlardi. Kasim Gülek ilgi yaratmak, kamuoyunun dikkatini çekmek için hamamda basin toplantisi yapiyordu. O yillar demokrasinin, çok partili hayatin renkli yillari, olayli zamanlari idi.

Rahmetli Osman Bölükbasi Cumhuriyetçi Köylü Partisi Genel Baskani olarak meydanlarda çarikli ve kasketlileri gördükçe, "Sap var ama tane yok" diyerek kuru kalabaligin ortada durduguna isaret ediyordu. Kalabaliklar her zaman dogru kanaat, dogru tercih getirmezler. Çünkü "Seçmek" zor bir olaydir. Bizim toplumda demokrasi egitimi ve kültürü kit oldugundan seçim daha da zordur. Nitekim 1946'li yillardan beri demokrasiyi demokrasicilikten öte götürmedik son yillarda bu is daha da biçimsel göstermelik duruma gelmistir. 1960'li yillarda köylerde partilere teskilat kurmalari yasaginin gelmesi yani Ocak ve Bucak örgütlerinin kaldirilmasiyla kirsal kesim demokrasinin disinda birakilmistir. Bu olayin demokrasi ile bagdasmadigini 1990'li yillarin basinda bir vesileyle Sayin Ismail Cem'e söyledigimde sasirmisti. Ismail Cem o yillarda CHP'de önde gelen kisiydi. Kendisi ile Cumhuriyet gazetesinden tanisiyorduk.

Bugün 28 Martta yapilacak yerel seçimlerin Belediye Baskanlarini, Belediye ve Il Genel Meclis adaylarini kimler seçmistir? Isin içinde halk ve partili var midir? Bu bize niye hatirlatiliyor biliyormusunuz. 1908 de yapilan Ikinci Mesrutiyet'in ünlü milletvekili seçimlerinde Istanbul Karaköy binalarinin duvarlarinda asili olan afisi animsatiyor. Afiste yazili olan, "Seçimdir bu, millet buna ne karisir. Gözlerimi kapar vazifemi yaparim."

Gözleri kapali insanlarin nasil bir vazife yaptiklari, yapacaklari önceden bellidir. Baskasi adina is yapmak emanetçiliktir. Bir seçimde halk kendisini yönetecek kisilerin, vekalet verecegi temsilcileri kendi seçmiyorsa, seçme imkani yoksa orada çagdas anlamda demokrasi oldugunu söylemek mümkün degildir. Bu olsa olsa "Demokrasi Oyunu"dur. Alaturkaciliktir.

Bizim ülkemizde demokrasiye, çok partili hayata geçis 1945'de zamanin Cumhurbaskani, CHP Genel Baskani, Cumhuriyetin IKINCI ADAM'i rahmetli Ismet Inönü'nün meshur 12 Temmuz Beyannamesi ile olmustur. Ismet Pasa, Selçuklular dönemindeki Karamanli Mehmet Bey'in, "Bundan sonra dergâhta, meydanda, kahvehanede, devlette Türkçe konusulacaktir" demesi gibi, "Ey valiler, kaymakamlar, idareciler yörenize muhalefet liderleri, baskanlari geldiginde onlari iyi karsilayacak, kolayliklar göstereceksiniz türü bir açiklama ve güvence ile demokrasiye geçis yapmistir. Bugünkü demokrasinin güvenceleri, kurumlari 1960 da yapilan 27 Mayis Devrimi'nden sonra, 1961 Anayasasi ile gelmistir.

Bu ülkede bir gerçegin iyi bilinmesi gerekir. Azgelismis bir toplumda demokrasiyi isletmek zordur. Çünkü demokrasi belli bir egitim ve kültür düzeyini gerektirir. Biz hâlâ altmis yildan beri bu düzeyi (Seviyeyi) elde etmis degiliz. Onun için demokrasinin asil aktörleri, sahipleri degil de, baskalari bu rolü oynamaktadir. Bu süreç daha epey zaman gidecege benzemektedir.

nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol