Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ndeki bazı hocalarla görüşürüm, bilgi alışverişinde bulunurum. Arkeoloji Bölümü'ndeki hocalarla da bu tür görüşmelerimiz olur. Onlara sorup öğreneceğimiz şeyler oluyor. Eski Yunan Devlet Adamlarından Solon derki, "İNSAN ÖĞRENE ÖĞRENE İHTİYARLAR." Bizim işimiz de başka türlü değildir. Sorarsak, araştırırsak, okursak öğreniyoruz. Mesele bu.
Yrd. Doç. Dr. Özcan Aygün yakın dostlarımdandır. Bu gittiğimde önce onu gördüm. Yanındaki genç edebiyat hocaları ile de tanıştım. Rektörlüğün onayı ile bir konferans vermemi düşündüklerini söylediler. Bu arada Özcan Aygün Edirne Parafiks Kitapevi yayınlarından Abdülhalim Memduh'un "Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye" adlı kitap ile kendisinin yazdığı "Edirne ve Kırkpınar" adlı kitapları imzalayıp verdi. "Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye"yi yayına kendisi hazırlamış. Söylediğine göre İlk Türk Edebiyat Tarihi bu kitapmış.
Yrd. Doç. Dr. Özcan Aygün Edebiyat Fakültesi'nin çalışkan, üretken hocalarından biridir. Nitekim Rektörlük tarafından bir yazılı belge ile takdir edilmiştir. Edebiyat Tarihi'ne girmiş Trakyalı edebiyatçılarla yakından ilgisi vardır. Vizeli Tasavvuf Şairi Kaygusuz Alaeddin üzerine nefis bir çalışması bulunmaktadır. Kırklareli'nin Edebiyat Kültürü ile yakından ilgilenmektedir. Engin bir edebiyat kültürü vardır. Özcan Aygün bu ziyaretinde beni Kırklareli kökenli Murat Çavga ile tanıştırdı. Murat Çavga kitapları olan bir kültür insanı. Edirne'de PARAFİKS adında bir kitapevi açmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Kitapevi aybaşında hizmete girecek. PARAFİKS KİTAPEVİ DİĞER KİTAPEVLERİ GİBİ KİTAP BASIP KİTAP SATIŞ BAYİLERİNE KİTAP GÖNDEREBİLECEK. Yrd. Doç. Dr. Parafiks Kitabevi'nin danışmanlarından. Murat Çavga'nın yardımcısı Parafiks, Edirne'de çağdaş bir kitapevi olacağa benzer. Kendilerine başarılar diledim. Tabii Kırklareli'nde bunlar niye olmuyor diye de düşündüm ve üzüldüm.
Bu vesileyle Kırklareli'nde bu durumuna biraz değinmek ihtiyacını duyuyorum.
1948 yılında köyden Kırklareli'ne geldiğimde bugünkü pastanelerin olduğu yerde rafları kitap dolu bir kitapevi vardı. Sonra başka kitapevleri açıldı. Bugün Kırklareli'nde kitapevi var mı yok mu bilmiyorum. Varsa sorun yoktur. Sevinirim elbet. Bu konuya ilerde dönmek üzere şimdilik nokta koyuyorum ve Edirne'ye dönüyorum.
Edirne gelişmekte olan bir kent. Aradığınız en iyisini Edirne'de bulmak mümkündür. Edirne örgütlü bir kent. Bilgiye açık bir yer. Durum öyle olunca insan Edirne'de sıkılmıyor. Yüksek düzeyde tartışacak insan bulunuyor. Üniversite topluma açık. Ve üniversite yeni bir Edirne yaratma sürecinde. Edirne zaten geçmişte yani Osmanlı'nın son yüzyılında MEKTEPLER ŞEHRİ idi. Bu konumu Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar böyleydi. Kırklareli'nde yaşamak Edirne'yi düşünmek nasıl bir şeydir bilemem. Ama Edirne kültür seviyesi yüksek bir kent. Kırklareli'ne PEYNİR KENTİ diyenlerin Demiraco'nun kulakları çınlasın. Demiraco herhalde mizah yapıyordur. Aynı gazetede yazıyoruz ama görüşemiyoruz. Şairin dizeleriyle Edirne - Kırklareli arasını kısaltmaya çalışıyorum. Yine de Kırklareli diyorum.
Yağsın nesi varsa kainatın / Lakin bu derin sessizlik bitsin tartışalım, konuşalım, düşünelim ve her şeye kara verelim. Küçük adamların gölgesinden kurtulalım. Zira Yüzyılımız BÜYÜK ADAMLARIN YÜZYILI'dır. Büyük düşünelim, Birbirimizle rekabet içinde olalım. O birinci iken ben niye ikinciyim demek aptallığın işaretidir. Aptallık da insana mahsustur.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol