Mustafa Kemal Atatürk'ün çevresi yazarlarından Falih Rıfkı Atay'ın bir kitabında bu özleyişe benzer bir cümleyi okumuştum. Falih Rıfkı Atay diyordu ki "AVRUPA VİYANA'DAN SONRA BAŞLAR" Niye oradan başlar? Türkiye Trakyası'ndan Avusturya'ya kadar olan Coğrafya Bölgesi Avrupa değil mi? Aradım araştırdım, Avrupalılar, Osmanlıların geldikleri Viyana'ya kadar olan yerleri yani Balkanları Asya kıtasının uzantısı olarak görüyorlarmış. Viyana'ya kadar uzanan Osmanlı Devleti'nin sınırı aynı zamanda Asya'nın coğrafya ve kültür sınırını meydana getiriyor. Bu nedenle "DÜNYANIN DOĞUSU VİYANA'DAN BAŞLAR" deniyor. Bundan bir iki yıl önce Avrupa Birliği kapsamında Avusturya Gras Üniversitesi Tarih Bölümü'nün Doğu Trakya (Türkiye Trakyası) ile ilgili bir proje üzerinde çalıştıkları bildirilerek "EFSANEDEN GERÇEĞE KIRKLARELİ'' adlı kitabımı resmi kanallardan istediler. Tabii gönderildi.
İlgili yazıdan anlaşılıyor ki Avrupa Osmanlı Devleti'nin Viyana'ya kadar gitmiş olmasından, Balkanlar'a yani Romalıların işgal ettikleri topraklara yerleşip 500 yıl buralarda kalmasından, bir Türk - Osmanlı Kültürü yaratmış olmasından rahatsızdır. Yeni bir AVRUPA BİRLİĞİ KÜLTÜRÜ yaratmaya çalıştıkları bir sırada Osmanlı Kültürünü de kazımayı düşünmüş olabilirler. Yazıda Uzak Trakya Mirasından söz edilmektedir. Uzak Trakya dedikleri Türkiye Trakyası. Yani Avrupa Birliği yeni bir oluşum ve yapılanma sürecinde iken Osmanlıların Avrupa'daki izlerini silmeyi amaçlamış görünüyor.
Yeri geldikçe konuya değiniyoruz. Avrupalı olmak zor bir olay. Türkiye stratejik bir ülke. Ortadoğu güçlü bir devlet. 500 yıl Ortadoğu'da kalmış, burada yaşayan devletleri, ırkları tanımış, Ortadoğu politikalarını kazandığı deneyimlerle zenginleşmiştir. Ancak bugün için tarihten gelen Ortadoğu Bilgi ve Tecrübesi yanlış politikalar yüzünden kullanılmadan kalkmıştır. Bugün Ortadoğu'da zor durumdayız. Ülkenin stratejik konumu yine öne çıkacaktır.
Bugün Avrupa Birliği, dünyada gelişen olaylar, bozulan dengeler nedeni ile kesilen müzakereleri yeniden başlatmak zorunda kalmıştır. Ortadoğu'nun aç, çıplak, yoksul göçmen insanları Avrupa'ya sızınca Birlik Ülkeleri Türkiye'yi hatırlamışlardır. Avrupa'ya göçmen akınını önleyecek olan ülkenin Türkiye olduğunu görüp, anlamışlardır.
Ülkemizin tarihsel kazanımları elbette ki Ortadoğu politikamıza yardımcı unsurlardır. Fakat bizim Avrupalı standartları yakalamamız için yeni seçeneklerle ülkemizin içinde sorunlarımızı çözmeye, yanlışlarımızı düzeltmeye hız vermeliyiz. Unutmayalım ki 200 yıldan beri Avrupalı olmaya çalışmaktayız. Fakat bir türlü Avrupa Ölçülerini yakalayamıyoruz. Sanayi toplumu olamadık. Eğitimin kalitesini düşürdük. İnsani Değerleri'mizi güçlendiremedik. Demokrasi Kültürü'müz 70 yıldan beri Asyatik bir anlayış ve zihniyetle gelişme gösterememektedir.
Avrupa rafine, laik bir kültürün ve eğitimin peşindedir. Kısaca biz Avrupalı olacaksak, Avrupa Birliği'ne gireceksek, sanayileşmek, eğitimin kalitesini yükseltmek zorundayız. Bu gerçeği bilmemiz gerekir. Başka çare yoktur.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol