Arap ülkelerinde meydana gelen ayaklanmalara kadar siki fiki olan münasebetlerimiz su siralar büyük ölçüde gevsemis ve hatta Türkiye aleyhtari bir hava esmeye baslamistir. Bu yüzden Libya’da elçiligimizi kapatmak zorunda kalinmistir. Suriye ile gerginlik ise devam etmektedir.
Türkiye’nin geçmise oranla son yillarda Araplar’a yönelmesi ekonomik olmaktan çok siyasidir. Arap basininda zaman zaman Arap yazarlarin ileri sürdüklerine göre Türkiye onlarin koruyuculuguna soyunmustur. Araplar bu durumu Osmanli Devleti’nin koruyuculuguna benzetmisler, Yeni Osmanlilik’tan söz etmisledir. Fakat görülmüstür ki Araplar kendi aralarinda kavgalidirlar ve ekonomik yönden son derece zayiftirlar. Dünyanin en fakir 49 ülkesinden 22’si Arap ülkesidir.
Mayis ayi içersinde Ankara Ticaret Borasi ve Türkiye Borsalar Birligi Baskani (yanlis bilgi olabilir) Rifat Hisarciklioglu katildigi Islam Ticaret ve Sanayi Odalari toplantisi sonrasi yaptigi bir konusmada dünya nüfusunun yüzde 22’sini 57 Islam ülkesinin olusturdugunu, bu 57 ülkenin yurt içi gelirlerinin dünya gelirinin ancak yüzde 7’si oldugunu, 57 Arap ülkesinin yillik gelirinin Almanya’nin yillik gelirinden daha az oldugunu, Islam ülkelerinin en zengin ülkesi ile en fakir ülkesi arasindaki farkin 220 kat oldugunu söylemistir. Arap ekonomik kaynaklarinin halki degil, hükümetleri, (diktatörleri, krallari) zengin ettigini belirtmistir.
Görülüyor ki Arap ülkeleri arasinda ekonomik gelir bakimindan büyük farklar vardir. Gelir dagilimi adil degildir. Arap halklarinin yüzde 65’i okuma yazma bilmemektedir.
Amman (Ürdün) gazetelerinin yazdiklarina göre Araplar kendilerine 500 yil hükmetmis olan Osmanli Devletinin yikilmasindan sonra ortaya çikan Türkiye’nin kendileri için artik kapali bir kutu olmadigini, Türkiye’yi kesfettiklerini yazmaktadirlar. Ancak Araplar, Türklerin müslümanligini begenmemektedirler. Avrupa’da yasayan müslümanlar dahil, Türk Müslümanligi’ni Avrupa Müslümanligi olarak vasiflandirmakta, sonuç itibariyle LAIK bulduklarini söylemek istemektedirler.
Araplar DEVRIM yapsalar herhalde bu yaptiklari devrim onlara yeni bir düzen getirmeyecektir. Nitekim Misir’i yöneten Misir Ordusu Türkiye’nin 1982 Anayasasi’na uygun bir Anayasa yapmak istemektedir. Devleti sivillestirmekten kaçinmaktadir. Türk demokrasisini, Türkiye’nin kalkinmasini begendikleri halde Türk Modeli’nden kaçinmalarini anlamak mümkün degildir. Öyle anlasiliyor ki Araplarin kafasi karisik. Ne yapacaklarini bilmemektedirler. Yeni Hareket’in liderleri, önderleri yoktur. Diktatörleri devirmeyi basarmislardir ama yerlerine kimleri getireceklerini, nasil getireceklerini bilmemektedirler. Bir alacakaranligi yasamaktadirlar. Åzu an eski düzeni savunanlarla yeni düzen isteyenlerin mücadelesi devam etmektedir. Suriye bölünmenin esigine gelmistir. Libya bölünmüstür. “Böl Yönet” in ne demek oldugunu Araplarin bilmesi gerekir. Osmanli Devleti’nden sonra Ingiliz-Fransiz egemenligi altinda nasil bölündüklerini unutmus görünüyorlar. Büyük Ortadogu Projesi’nin de onlara baska bir sey getirecegini sanmiyoruz. Batili ülkeler Araplar’a özgürlük, demokrasi yerine bir Sömürü Düzeni getireceklerdir. Gidisat onu göstermektedir. Ne bekliyorlardi ne bulacaklardir? Biz bekleyelim, görelim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol