DÜNYANIN EN ÜNLÜ SAIRLERINDEN BIRISI DE SADI -I-

Sadi (1184-1282) Iran dogumlu olmasinin yaninda, Iran'in oldugu kadar bütün dogu dünyasinin en büyük filozof sairlerinden birisidir. Siraz'da dogmus oldugu için "Sirazi" veya da (Sirazli) diye anilmaktadir. Babasi Muslihiddin, Fars atabeylerinden Sadettin Zengi'nin hizmetindeydi. Efendisinin hatirasina çok bagli bulundugundan, asil adi Müserefeddin olan ogluna "Sadi" mahlâsini (takma adini) verdi.
Sadi, çocukluk yillarinda bir süre Siraz da, daha sonra, o zamanlar Ortadogu'nun en büyük bilim yuvalarindan biri olan Bagdat'taki Nizamiye Medresesinde okudu. Gençlik yillarindan sonra, çok uzun süren seyahatlar ve maceralar devresi vardir. Sairlerle ilgili bir antolojide de söyle bir bölüm buldum. Dogu ülkelerini dolastiktan sonra, bir ara, Haçlilara karsi savasan Türk Islam kuvvetlerinde görev aldi. Fransiz sövalyelerine esir düserek yillarca agir istihkam islerinde çalistirildi. Sonralari bilgisine hayran kalan Suriyeli bir tacir, fidye vererek, Haçlilar'dan, Haçlilar'in elinden Sadi'yi kurtardi. Hatta kizi ile evlendirerek himayesi altina aldi.
Sadi'nin evlilik hayati mutlu geçmemistir. Karisi onu daima babasinin kurtardigi bir köle olarak görmüs, ona karsi kötü davranmistir. Sair Sadi en sonunda evini barkini birakarak kaçmak zorunda kaldi. Acilarla dolu bir evlilik hayatindan anilarin izleri, onun bir kisim eserlerinde yer almistir.
Anadolu'yu, Çin ve Hindistan'i dolasan Sadi, yasinin olgun çaglarinda Siraz'a döndü, bundan sonraki hayatini, tamamen siire, ilme, kültüre vererek ölmez eserlerini yaratti. 98 yasina kadar yasadi. Genis bilgisinden, iyi ahlakindan ötürü, bütün dogu kaynaklarinda,"Seyh Sadi" diye anilmaktadir. Hay. Ans. diyorki Eski biyografi eserleri Sadi'nin hayatini anlatirken, onun 10 yasindan sonraki ilk 30 yilini devamli bir ögrenme aski ile, ikinci 30 yilini sonu gelmez seyahatlarla, üçüncü 30 yilini da engin degerdeki eserlerini meydana getirmekle geçtigini kaydederler. Sadi anadili olan Farsça'dan baska, Arapça, Latince, bildigi bilgiler arasinda yer almaktadir. Sadi'nin eserlerinden bir sonraki sayimizda bahsedecegiz. Biz simdi "Sadi'den düsünceler"in derinligine bakalim.
"Insan dilini tutup konusmadikça ayibi da, hüneri de gizli kalir. Her ormani bos zannetme; belki de kuytularinda bir kaplan uyuyordur."
"Insan ye'se düsünse, maglup kedinin köpege saldirmasi gibi, dilini uzatir."
Hepiniz kendi ayiplarinizin hamalisiniz ey ham kisiler, baskalarinin ayiplarini kinamayin." diyor. Bu sözlerden ne anladigimizi düsünmeden bu güne yorumlanmasini düsünüyor vede birkaç sözünü yine de size aktarmayi uygun buldum. Eserlerinden bahsederken bunlara da deginecegim.
Niçin Sadi'yi yazdim. Haçli Seferleri sirasinda görev alip, esir düsmesi ilgimi çekmis bulunmaktadir. Sonunda iyi eserler biraktigi bir gerçektir. Örnek Gülistan denilen eseri okumustum oradan aklimda kaldigindan da yazmak istedim.
Hosçakalin!...

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol