1945 yılında İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde dünya iki cepheye ayrılmış bulunuyordu. Oysa Rusya ve Amerika Hitler Almanyası'na karşı birlikte savaşmışlardı. Savaşı kaybeden Hitler intihar etmiş, ordusu silahsızlandırılmış, Ülkesi Rusya ve Amerika tarafında işgal edilmiş, daha sonra da Doğu-batı Almanya olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Bu ayrılık ve bölünme aynı zamanda siyasi rejim açısından da bölünme anlamına geliyordu. Demokrasi Cephesi Amerika'nın liderliğini kabul etmiş ülkelerin bulunduğu cephe idi. Rusya cephesinde ise Slav kökenli ülkelerin oluşturduğu cephe meydana gelmişti. Zaman içerisinde Amerika ve Rusya Cepheleri askeri ittifaklarını kurarak bu kez Amerikan cephesi, NATO CEPHESİ, Rusya cephesi ise VARŞOVA PAKTI adı ile anılır olmuşlardır. Yine zaman içerisinde, Demokrasi Cephesi, Komünist Cephe olarak söylenmeye başlanmıştır. Ancak ideolojik ve askeri yönden cepheleşme dünyayı germiştir. NATO ülkeleri Amerika'nın Varşova Paktı ülkeleri de Rusya'nın arkasında muhtemel bir ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI'na hazır beklemeye başlamıştır. Tabii Nükleer bombalar, Atom Bombaları dünyanın stratejik noktalarına yerleştirilmiştir. Bu ülkeler UÇ ve ÖN CEPHE ÜLKELERİ idi. Mesela Türkiye Komünist Blok'a karşı bir CEPHE ÜLKESİ idi. Savaş başladığında ilk vurulacak ülke olarak vasıflandırılıyordu. 1960'lı yıllarda en çok konuşulan cephe ülkelerinin başında Türkiye ile Küba geliyordu. Türkiye, Rusya'nın Sıcak Karnı'na en yakın ülke olarak kabul ediliyordu. Hatta Rusya'nın sıcak karnına yapışmış ülke diyenler de vardı. Küba'da Amerikan Birleşik Devletleri'nin burnunun dibinde görülüyordu. Küba, Rus Bloku'nda Türkiye ise Amerikan Bloku'nda yer almışlardı. O gergin ve sık sık bir savaştan söz edildiği zamanlarda barış arayışları, savaştan kaçınma çareleri aranıyor, bu konuda cephe diplomatları görüşmeler yapıyorlardı. Amerika'nın başında Kennedy, Rusya'nın başında ise Huriçef bulunuyordu. 1962 yılının Ekim ayında durum çok gerilmiş, dünya savaştan söz etmeye başlamıştı. Amerikan İstihbaratı Rusya'nın Küba'ya yeni Nükleer füzeler yerleştirdiği haberini almıştı. Bu durum Amerika'da korku ve endişe yarattı. Rus denizaltıları Kuba'ya kadar gelmişlerdi. Rus lideri Huriçef, Amerikan Cumhurbaşkanı Kennedy birbirilerini Nükleer Savaş ile tehdit ediyorlardı. 1962 yılının Ekim ayının 20'sinde Kennedy Rus gemilerinin Küba'ya silah yüklü olarak gelmekte olduklarını, hatta Küba'ya çok yaklaştıklarını öğrendi. Huriçef'e bu gemiler Küba'ya gelirlerse vuracaklarını bildirdi. Buna karşılık Huriçef de Türkiye'yi, Türkiye'deki Amerikan füze üslerini vuracaklarını açıkladı. Tarih 22 Ekim 1962'yi gösteriyordu. Dünya, insanlık Nükleer bir savaşın eşiğine gelmişti. Ne olacaktı? Savaş çıktı ya da çıkmak üzere idi. Ülkemiz ilk ağızda harab olacaktı. Fakat son dakikada Kennedy ile Huriçef'in Küba ve Türkiye üzerinden yaptıkları görüşmelerde anlaştıklarını açıkladı. Rusya Küba'dan, Amerika ise Türkiye'den Nükleer füzelerini çekeceklerini açıklamışlardır. Bu anlaşma dünyaya ilan edildiğinde, dünya insanlığı derin bir nefes almıştır. Kennedy, Türkiye'de en çok sevilen Amerikan Cumhurbaşkanı olmuştur. Fazilet Mücadelesi adlı kitabında bunları anlatmıştır. Bu dünya Devlet Adamı sonradan Amerika'da öldürüldü. Niçin öldürüldü. Niçin öldürüldüğü de öğrenilemedi. O yetmedi, bir süre sonra da Adalet Bakanı olan kardeşi Robert Kennedy öldürülmüştür.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol