DÜŞÜNCELERİN AYDINLIĞINDAN PARILTILAR

Yazarlar genelde konu sıkıntısı çekmezler. ''Ne yazayım'' deyip söylenenler varsa onlar yazı yazmaya hazır olmayanlardır. Taşralı yazarlarda bu durum vardır. Çünkü profesyonel yazar değildirler. Benim şu andaki durumum ZAMAN YETERSİZLİĞİ'dir. Bir süreden beri evin kışa hazırlanması, doğalgaz bağlantısı v.s. yüzünden zamandan şikâyetim vardır. Bu yüzden bugün işin kolay yanına kaçıyorum ve 1960 yılında İstanbul Erkek Yüksek Öğretmen Okulu'nun çıkardığı PINAR Dergisi'nden alıntı yapıyorum. 1960 yılında bendeniz Çapa Eğitim Enstitüsü'nde kurs talebesiydim. Rahmetli kardeşim ve sonraki yıllarda eşi olacak olan rahmetli yengemiz (Sosyolog Selami Karaçam-Felsefeci Üstel Karaçam) orada Yüksek Öğretmen Okulu'nda öğrenciydiler. Pınar Dergisi'nde şiir ve makale yazıyorlardı. Söz konusu ettiğim derginin 13.ncü sayfasında yazıma başlık yaptığım sütunda ünlü fikir adamlarından alıntılanmış Özdeyişler yer almaktadır. Beyin ısıtıcı şeylerdi. Okudukça insan düşünmekten kendini alamıyordu. Tabii düşünmeyi bilenler için bu durum böyleydi. O Özdeyişler şunlardı;
 ''EN ÜSTÜN HAZ BİLGİ ZEVKİDİR.
                                                Ampere
Gerçek saadet, pişmanlık vermeyen hazlardan ibarettir.
                      Antis Tenes
Zevke esir olan değil, hâkim olan mesuttur.    
                       Aristopeles
Adalet, herkese layık olduğunu veren bir ruh faziletidir.
                    Aristipus
En düşük adam, kanunları kendi menfaatine alet edendir.
                          Bentham
İnsanı hayata hazırlamayan ve işe yaramayan her bilgi, sahibini altında ezen bir yüktür.
                   Johean Dewey
Doğru konuşmaya çalışmalıyız. Başkalarına kendi zevkimizi ve kanaatimizi kabul ettirmek arzusuna kapılmamalıyız. Bu kudretimizi aşan bir iştir.
                        La Bruyere
Tenkit zevki çok güzel şeylere karşı şiddetli heyecan duymak zevkinden bizi mahrum eder.
                       La Bruyer ''
Yüksek Öğretmen Okulu bir çeşit Eğitim Fakültesi demekti. Liselere öğretmen buradan ve Eğitim Enstitülerinden yetişiyordu. Köy Enstitüleri ve Öğretmen Okulları İlkokullara, Eğitim Enstitüleri Ortaokullara, Yüksek Öğretmen Okulları da liselere öğretmen yetiştirmekle tanınmışlardı. Ülkenin çok ünlü hocaları buralarda ders veriyorlardı. Bu hocaların bir kısmı son zamanlarda Köy Enstitüleri'nde de hocalık yapmaya başlamışlardı. Köy Enstitüleri'nde eğitim seviyesi yükseldikçe düşmanları artıyordu. Aslında düşmanlık Köy Çocukları'nın okumalarınaydı. Bir takım Tuzu Kurular, ''Bunlar okursa bizi keserler'' diye Cumhurbaşkanı İNÖNÜ'ye yakınmalarda bulunuyorlardı. Aslında korktukları şey aydınlanmaydı.                                                                                                                                                                      

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol