Hayırlı Cumalar sevgili okuyucular.
Bu hafta, sizlerle çok büyük bir Alim ve Evliya olan büyük bir zatın naklettiği Hadis-i Şeriflerden bahsedip sonrada sizlerden gelen birkaç soruya cevap vereceğiz inşaAllah.
Ebû Nasr Haffâf hazretleri büyük hadis âlimlerindendir. Basra'da doğdu. Bağdad'a gidip orada ilim tahsil etti ve hadis rivayetine başladı. 204 (m. 819)'de Bağdad'da vefat etti. Kadın hakları ve tesettür ile ilgili naklettiği hadis-i şerifler:
Peygamber Efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" hadis-i şeriflerinde buyurdular ki:
(Dört şeyi yapan, yani kocasına hıyanet etmeyen, beş vakit namaz kılan, Ramazan-ı şerifte oruç tutan ve [onsekiz erkekten] başkasına, [başı, saçı, kolları, bacakları] açık olarak görünmeyen kadın Cennete gidecektir.) (Bir kadın, beş vakit namazını kılar, Ramazan ayında oruç tutar, namusunu korur ve zevcine itaat ederse, dilediği kapıdan Cennete girer.)
(Beş şeyi yapan kadın Cehennemden kurtulur: Beş vakit namazını kılar, ramazan ayında orucunu tutar, zevcini, anasını babasını üzmez, yüzünü ve saçlarını yabancı erkeklere göstermez, dünya sıkıntılarına sabreder.)
(Müslümanların en iyisi, hanımına karşı iyi ve faydalı olandır).
(Gaza için sarf edilen, köle azat etmek için, fakire sadaka vermek için ve evindekilerin nafakası için sarf edilen altınların en üstünü ve sevabı çok olanı, evin nafakasına verilen altının sevabıdır.)
(Her türlü lehv haramdır. Yalnız, zevce ile oynamak, at ve silah ile talim, yarış yapmak caizdir.)
(Kadın avrettir. Açık olarak çıkarsa, şeytan gözlerini çok açarak ona bakar.) (Kadınlar ayaklarını yere vurarak yürümesinler ki, ayaklarındaki örtülü zinetlerin sesleri işitilmesin.)
(Hür kadının, yüzünden ve iki eli ayasından başka, bütün bedeni avrettir.)
(Kadının neresine olursa olsun, şehvet ile bakan kimsenin gözlerine kıyamet günü erimiş kurşun dökülecek, sonra Cehenneme atılacaktır.)
(Yabancı genç kadının elini tutan kimsenin eline kıyamet günü ateş oldurulacaktır.)
(Zevcinin evinden başka yerde başını açan kadın, Rabbi ile kendi arasındaki perdeyi yırtmış olur.)
(Allaha ve kıyamet gününe inanan, hamama gitmesin ve Allaha ve kıyamet gününe inanan, zevcesini hamama göndermesin ve Allaha ve kıyamet gününe inanan, şarap içmesin ve Allaha ve kıyamet gününe inanan, şarap içilen sofrada oturmasın ve Allaha ve kıyamet gününe inanan, yabancı bir kadınla yalnız kalıp halvet etmesin.)
Sual: (İyilikler kötülükleri, sevablar günahları yok eder) âyet-i kerimesi, (Herhangi bir iyilik, herhangi bir sevab, günahları yok eder) demek midir?
CEVAP: Hayır. Küçük bir iyilik büyük bir günahı yok etmez. O günahı yok edecek derecede bir iyilik, bir sevab gerekir. Bir hadis-i şerif:
(Her yerde, her zaman Allah'tan kork! Bir kötülük yapınca, onu giderecek bir iyilik yap!) [Tirmizî]
Demek ki, o kötülüğü giderecek derecede bir iyilik gerekiyor. Mesela bir savaş uçağını tabancayla önlemek mümkün değildir. Uçaksavar gerekir. Haramları yok etmek için de, farz ibadet gerekir, nâfile ibadetlerle büyük günahlar affolmaz. Bildirilen âyet-i kerimede, namazdan bahsediliyor. Namaz kılmak, günahları yok ediyor. Zaten namaz kılmayanın yaptıkları iyilikler, kabul olmuyor. Kul hakkı gibi büyük günahlar için, farz namaz, farz oruç gibi büyük sevablar şarttır. Bir hadis-i şerif:
(Müflis, Kıyamette, amel defterinde pek çok namaz, oruç ve zekât sevabı olduğu hâlde, bazılarına çeşitli yönden zararı dokunduğu için, sevabları, bu hak sahiplerine dağıtılan kimsedir. Sevabları yetmezse, hak sahiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilip Cehenneme atılır.) [Müslim]
Demek ki günahlarımız çok, sevablarımız azsa, hâlimiz haraptır. Hem günahları azaltmalı, hem de, günahları yakıp yok edecek farz sevablarımızı çoğaltmalıyız.
Sual: Ağzın içi, abdestte ve oruçta, vücudun içinden mi, yoksa dışından mı sayılır?
CEVAP: Ağzın içi, abdestin bozulmasında iç organ, orucun bozulmasında ve gusülde bedenin dışı sayılır. Birer örnekle açıklayalım:
1- Dişimiz kanasa, kanı yutsak, abdest bozulmuş olmaz.
2- Ağza su alınırsa, ağız oruçta dış organ olduğu için, oruç bozulmuş olmaz. Kan yutulursa, vücudun dışından içeri kan girdiği için oruç bozulmuş olur.
3- Gusülde de ağız vücudun dışı kabul edildiği için, iğne ucu kadar kuru yer kalsa gusül sahih olmaz. Diş arasındaki yemek artığı, zamanla kuruyarak altına su geçirmezse, gusül sahih olmaz. Diş dolgusu da böyle gusle mânidir. Mâlikî mezhebi taklit edilirse, mesele kalmıyor.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol