EKMEK BIR NIMET AMA HAYATTIR

Önemi ve degeri daha çok artan ekmegin geçmisine biraz bakacak olursak, ilk çaglarda dövülmüs tahil ve su'dan elde edilen bulamacin kizgin ates üzerinde pisirilmis hali olarak görülmektedir. Mezopotamya çevresinde düzenli ekime (tahil ekimine) geçisle ortaya çiktigi anlasilmaktadir.
M.Ö. sinde 4000 yillarinda Eski Misir Uygarliginda 'maya'nin kesfedilisinden sonra ekmek olgusu gelismis ve tüm dünyaya tanitilmis olarak bilinmektedir. Maya kelimesi, yani "Maya" karsiligi kelime ise "hayat" anlamina geldiginden derin anlam bulmaktadir. Mayada tesadüfen bir madde olarak biliniyor. Eski Misir'da ekmek zaman içinde öyle kiymetlenir ki ayni tuz yerine para gibi kullanilir olmustur. Ekmek o kadar degerlidir ki varlik derecesine göre kalitelenmis, ikrami da seviyelenmistir. Örnek Beyaz ekmek, sarayda soylulara-siyah ekmek fakir ve suçlulara sunulur olmustu. Böyle bir fikir günün ilgili duyurusu ve konusu idi.
M.Ö. 25 yillarinda savasa gidenlerin içinde en önemli kisilerden birisi de firincilarmis. Firincilar, demir firinlarini alir meydana gelirmis. Karin doyurmak o zamanlarda da firincilarin elinde sayilirmis. Yine o zaman subaya ayri, din adamina ayri, savasçilara ayri türden ekmek verilirmis. Yillar sonra en degerli besin haline gelmis ve halende atalarimizdan gördügümüz gibi ekmegin önemiyle hayat devam etmektedir.
Osmanlilar zamaninda Bursa civarinda çikan has bugday unu ile yapilan ekmekler yüksek mevkilere saglanirken, Balkanlar'dan gelen Fodula ekmekleri düsük gelir sahiplerinin nasipleri olurdu. Bunun yaninda çavdar yulaf, arpa vs. den de ekmekler yapilirdi. Bu gün o yillari yasayan kisiler azdir ama anlatilanlar da masal degil. Ekmekle ilgili olarak birçok deyimlerde söylene gelmistir.
Ülkemiz de un en çok ekmek yapiminda kullanilmaktadir. Bir gün de kisi basina yaklasik 400 gr kadar düsüyor ve de tüketiliyor olarak arastirmacilar sabitlemisler. Son yillarda ekmek kullanimi azaliyor olarak görülse de ekmegin yerini hiç bir sey tutamiyor. Nedenlerini siz zaten biliyorsunuz. Aliskanliklar bile var. Manti yerken, ekmek yemezsem karnim doymuyor diyenlere rastladik. Bilim adamlari ve doktorlar ise belli bir yastan sonra üç tane beyazi azaltin diye nasihatta bulunuyorlar.
Ekmek yapiminda önemli incelikler vardir. Bunlari da yapimcilari biliyor ama her seyi yerinde kullanan firincilar tercih edilmektedir. Un, Tuz, Isi, Su, Seker, Maya iyice kullanilirsa ekmek kokusuyla bir baska temel besin olarak çok uzun yillar yerini koruyacak görünür. "EKMEK BIR TUTKUDUR" ama bizim milletimiz onu yüceler yücesi olarak bilir. Zira ekmek bir nimet ve de hayattir. Bu konuda yazacaklarimiz vardir. Su günlerde Para-ekmek ve de Ekmek-Para en çok kullandigimiz sözcüklerin basinda gelmektedir. Bütün bunlarin tek sebebi de ekonomik kosullarin getirisi. Allah sizleri ekmeksiz komasin.

BENCE
Yasamak dedigin ekmektir.
Anne ile cennet,
Baba ile dünyadir.
Bu cennet dünyadan, alirim her seyi
Çiçek kokusundaki yasam,
Ilkin anamin ellerinde açilir.
Düs dedigimiz, ana-baba yüzüdür.
Öksüz veya yetimsen,
Geceleri, aydede arkadasin,
Gündüzleri günes sevgilindir.
Yalnizca gök yüzüyle oynarsin.
Meyhanelerden igrenç kahkahalari duyarken,
Sokaklara kara yagmurlar düser.
Yasam iki damla yas olup,
Süzülürken yanaklarindan,
Ölümün üstünü korku örter.
Bir tesellide kendini düsün,
Yasamak dedigin bence;
Kursaga giren bir dilim ekmektir.
"DERIN IZLER"
Mustafa ERMIS
mustafaermis@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol