Åzu günlerde çikan bir yazimda kadina uygulanan siddetten söz etmistim. Åziddetin çesitleri ve nedenleri arasinda ekonomik krizin de bulundugunu söylemistim. Türkiye’de ekonomik krizin, devam eden hayat pahaliliginin ve issizligin en çok tahribat meydana getirdigi yerin aile yuvalari olduguna isaret etmisti.
Bugün ülkemizde 20 milyona yakin yoksul aile vardir. Bunlar kimbilir ne zamandan beri yoksulluk içersinde yasamaktadirlar. Gerçi Türk toplumunun yoksulu hep olmustur. Dünyadaki dalgalanmalardan, Türkiye’deki yönetim beceriksizliginden meydana gelen ekonomik krizler toplumun bu kesimindeki yoksullugu daha da derinlestirmis, daha da yayginlastirmistir. Netekim Türkiye Istatistik Kurumunun 2009 yili arastirma ve tespitlerinde ekonomik krizin tarumar ettigi, yikimina, dagilip yok olmasina yol açtigi aile sayisi 114 bin 499’a ulasmistir. Yani geçen yil ülkemizde 114 bin 499 aile bosanmistir. Oysa Türk aile geleneginde BOÅzANMA, aile bireylerinin en son düsündükleri çaredir. Özellikle, ailede çocuk varsa bu daha da zor ve düsündürücü bir durumdur. Aile bosanirsa çocuklar ne olacaktir? Çocuklari kim yanina alacaktir?
Eskiden anne çocuklarini babaya birakmamak için mücadele verirdi. “Çocuklarimi vermem” derdi de baska bir sey demezdi. Fakat simdi ögreniyoruz ki geçim yoklugu ve issizlik dolayisiyla çocuklari ne anne ve ne de baba yanina almak istemektedir. Åzimdiki bosanmalarda, yikilan aile yuvalarinda böyle de bir durum ortaya çikmistir. Sosyal Güvenlik Bakanligi mahkeme kararlari ile Çocuk Yuvalarina ne kadar çocuk yerlestirildigini bir açiklamis olsa, isin bu boyutunu da ögrenmis olacagiz.
Türkiye’de sosyal ve ahlaki boyutlari giderek uzayip giden sorunlar vardir. Aileden Sorumlu Bakanligin bu konularda kamuoyuna pek açiklama yaptigi görülmemistir. Ancak bilgilerin saklanmasinin kimseye bir yarar saglamayacagi bilinmelidir. Demokrasiyi agizlarindan düsürmeyenlerin toplumun çesitli kesimlerinde çesitli yaralar açtigini ve bu yaralarin giderek derinlestigini, kokusmaya basladigini bilmeleri gerekir. Özellikle iktidarin toplumsal bazi gerçeklerle ilgili bilgileri kamuoyu ile paylasmayi pek sevmedigi gözden kaçmamaktadir. Siginma Evleri’nde ne kadar kadin barinmaktadir? Cezaevlerinde ne kadar hükümlü ve tutuklu bulunmaktadir? Yeni cezaevlerinin yetersiz kaldiklari, yenilerinin insa edildigi söylenmektedir. Bizim zamanimizda okullarda hocalarimiz “Bir Okul Bir Cezaevi Kapatir”derlerdi. Yani bir okul açildiginda bir cezaevinin kapandigi söylenmek istenirdi. Acaba köylerde okullar yilboyu kapali kaldigi için mi suçlar, suçlular artti?
Åzuraya gelmek istiyorum. Türk toplumunda deprem sarsintilari artarak devam ediyor. Iktidar bunu Anayasa Paketi ile önlemeyi düsünüyorsa yaniliyor. Türkiye’nin sorunu Anayasa Sorunu degil, millet istedigi zaman Anayasa yapabilir. Milletin istedigi is, as, huzur, yoksullugun yenilmesi, hayat pahaliliginin önüne geçilmesidir. Yahudi soruna parmak basmis. Demis ki, “Türkiye’de pahalilik inmez çikar. Onu oldugu yerde tutabilen hükümet basarili hükümettir.” Hayati ucuzlatamadigimiza göre, hükümet basarisiz demektir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol