Birkaç gün önce Uzunköprü'ye gittim.
Kaynarcali emekli ögretmen Fikri Seyran ve Kurtbeyli sinif arkadasim, emekli ögretmen Nurettin Öter'in, ailece çagrilari sonucu…
Gidis ve dönüste Ergene üzerinden geçtim.
Nereden anladim geçtigim yerin Ergene nehri oldugunu?
Coskun akan suyundan!!!
Piril piril, siril siril, ilgit ilgit, haril haril akan suyundan!!!
Ortalarinda yunuslarin, kiyilarinda tatlisu baliklarinin arz-i endam edisinden!!!
Kiyilarinin zümrüt yesilinden, göz alabildigine uzanan engin pirinç ve tütün tarlalarindan, sebze ve meyve deryasindan!!!
Enginlerinde kayikçilarin aheste çektigi küreklerin harelendirdigi gök mavisi sularindan!!!
Daha neler de neler!!!
Yok! Daha neler!
Hayir, hayir!
Hiç biri yoktu orda.
Bu saydiklarimdan eser bile yoktu.
Nerden mi anladim Ergene'nin üzerinden geçmekte oldugumuzu?
Burun direklerini zedeleyen, beyne direkt çarpan, koku algisini tahris eden fabrika atiklarindan, çirkin kokulardan, Çorlu ifrazatindan.
"Ergene Temizlenemiyor" demiyorum.
Ergene Temizlenmiyor!
Temizlemiyorlar Ergene'yi.
Temizleyemiyorlar, degil.
Ellerin aya gitmeyi bile siradanlastirdigi bir dünyada…
Türkiye'nin en büyük sehrindeki Haliç'in, Dalan'in gözleri gibi çakir ve Fatma Girik'in gözleri gibi piril piril oldugu bir ülkede…
Öyküyü bilenler bilir: Fatih, küçük yasta babasi tarafindan tahta geçmek zorunda birakilmis. Babasi 2. Murat zorlamis onu tahta oturtmaya, "Ben artik çok yaslandim. Devlet islerini göremez, götüremez oldum. Tahta sen çik!" türünden…
Fatih Sultan Mehmet yani 2. Mehmet, çocuk yasta tahta çiktiktan sonra kenardaki kösedeki hasimlar, çocuk yasta bir padisahin yönetecegi ülkeyi ve ordusunu çok kolay yeneceklerini hesaplayarak derhal Osmanli topraklarina yüklenmeye baslamislar.
Bunu gören Osmanli ileri gelenleri, 2. Murat'i tahta dönmeye zorlarlar. Murat, dönmemekte diretir.
Sonunda Fatih, babasina bir mektup yazar ve özet olarak der ki: "Eger padisahsan, tahtina, görevinin basina geç, otur. Yok eger ben padisahsam, emrediyorum, tahta geç."
O yasta bir kizanin söyleyecegi söz, yapacagi babayigitlik degil tabi bu. Yönlendirmeyle, ögretmeyle yürüyen bir süreç.
Neden anlattim bunu?
Hiiç! Aklima geldi öylesine. Bir seyi, yapabilecegi halde yapmamak, ihanettir.
Bir seyi, yolunu yöntemini bilmedigi için yapmamak, cehalettir.
Cehaletin dik alâsidir.
Hangisi dogru? Ellerin, ay yolunu transit otoban yaptigi bir devirde…
Ergene'yi temizlememek veya temizleyememek!!!
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol