ERGİN KALINOĞLU'NUN KIRKLARELİ ÇEŞMELERİNE İLGİSİ

Ergin Kalınoğlu'nun topluma yaptığı yararlı işler, hizmetler dolayısıyla birkaç kez oldu yazıyorum, anlatmaya çalışıyorum. Çünkü Kalınoğlu'nun Kırklareli'nde yetişen kuşaklara, Kırklareli'nde örnek olacak düşünceleri, hizmetleri olduğunu biliyorum. Kaldı ki toplumun bu tür aydınlara örnek insanları görmeye ihtiyacı vardır. Onlar yöremizde, uzağımızda, ülkemizde o kadar az ki… Bizim insanımız topluma GÖNÜLLÜ HİZMET yönünden daha çok bir belli kültürün kurum ve kuruluşlarını düşünmektedir. Bir araştırmaya göre Gönüllü Yardımlar'ın yüzde sekseni bu alanlara yöneliktir. Oysa toplumda gönüllü yardımı ilgiyi gerektiren başka alanlar da vardır. Örneğin yaşadığımız köy, kasaba ve kente, onun kültürüne, sosyal kurumlarına yardımı gerektiren tarafları vardır. Ergin Kalınoğlu bunu düşünen, bunlara el atan bir iş ve kültür insanıdır. Nitekim bir süre önce onunla konuşurken KIRKLARELİ ÇEŞMELERİNİN TARİHİ GÖRÜNTÜLERİNİ VE BİLGİLERİNİ ORTAYA ÇIKARMAK GEREKENLERİ ELDEN VE GÖZDEN GEÇİRMEK LAZIM GELDİĞİNİ söyledi. Hiç değilse ben bir çeşmeye el atmak restorasyonunu yapmak isterim dedi.
Kırklareli'nin tarihi çeşmeleri üzerine ilk çalışmayı Gazeteci Yazar Ali Rıza Dursunkaya yapmıştır. Onun 1940'lı yıllarda yaptığı araştırmada Kırklareli'nde "Karaumur, Salı Yeri, Çarşı Çeşmesi, Ambar Çeşme, Tabakhane Çeşmesi, Dokuz Oluklu Çeşme" vardır. Dursunkaya'nın kitabına almadığı Çukurçeşme, Kayyumoğlu Çeşme, Hacı Hasan Ağa Çeşme, Hapishane Çeşmeleri vardır. Bu çeşmeler bulundukları semtlere kullanıldıkları yere ve konulara göre isim almışlardır. Bu bakımdan içlerinde eski adları yerine yeni isimler almış olanlar vardır. Bu nedenle çeşmeleri yeni adlarına, yeni semtlerine göre araştırmada yarar vardır. Ergin Kalınoğlu çeşmelerin tümünü düşünmüş, birini restore etmeyi söylemiştir. Ancak ona göre Kırklareli çeşmelerinin tümü elden geçirilmeyi, yüzeylerinin temizlenmeye ve onarıma ihtiyaçları vardır. Kalınoğlu bir anlamda şehrin tarihi dokusu içersinde çeşmeleri öne çıkarmanın üzerinde durmaktadır. Bazıları kişilerin adlarını ya da unvanlarını taşısa da artık tarih olmuşlardır. Tarihe sadakat göstermek gerekir. Mustafa Kemal Atatürk, "Tarihi yazanlar, tarihi yapanlara sadakat göstermezlerse tarih, tarih olmaktan çıkar" der. Bana göre mümkünse Kırklareli çeşmelerini isimleri ile öykülerini yazmak gerekir. Bu konuda vakıflarla da iş birliği gerekir.
Sayın Ergin Kalınoğlu, bize neleri düşündürttü. Hatta bu çeşmeleri suları ile de anlatmak mümkündür. Mesela Gerdanlı Çeşmesi'nin adı nerden geliyor? Kimdir, nedir GERDANLI? Araştırmak lazımdır. Mesela bu araştırmayı Selahattin Demiraco yapabilir. Belki Trakya'dan Kırklareli tarihine dönebilir. Kim bilir. Osmanlı, çeşmelere SEVAP açısından bakmıştır. Oysa çeşmelerin tarih ve kültür yönleri, çeşme yaptıranların düşünceleri önemlidir. Özellikle Osmanlı sultanları çeşme yaptırmaya özen göstermişlerdir. Fakat zamanımızda çeşme yaptırma diye bir olay hemen hemen kalmamıştır. Çünkü içme suları artık açıkta değil, kapalı şebeke ile evlere gitmektedir. Bu nedenle çeşmeler Ergin Kalınoğlu'na düşüncesi doğrultusunda kentin tarih ve kültür dokusu içinde tarihi kimliği ile estetiğini korumalıdır. Burada Faruk Nafiz'in Çoban Çeşmesini hatırladım. Ünlü şair bu çeşmeyi ne güzel anlatmış. Kırklareli şairleri ne yazarlar? Bir bakmak gerekir. Onlara Faruk Nafiz'i okumalarını, daha doğrusu şairleri okumalarını tavsiye ederim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol