ERGİN KALINOĞLU TARİHİ YAŞATMAK İÇİN ÖNERİLER SUNUYOR

Ergin Kalınoğlu modern bir iş adamı. Ona Çağdaş Kültür sahibi demek de mümkün. Yayla'da Bölge Kiliseler Birliği merkez binasını (Papazın Evi) restore ettirdikten sonra Çarşı Meydanı'nda Küçük Mustafa'nın Köfteci dükkanına hayatiyet vermek istediği görüldü. Bunun için dükkanın yerinde dostları ile bir toplantı düzenledi.
Anladığım kadarı ile Ergin Kalınoğlu Çağdaş Kent Aydını olmanın örneğini veriyor. Bundan bir süre önce Münür Saygın ile bana düşüncesini açmış, yardımcı olmamızı istemişti. Bununla şehirde kurumlaşmış işyeri ve yeri gündeme geldi. Araştırdık, değerlendirdik işi ile birlikte kurumlaşmış ya da markalaşmış birkaç yeri ön bilgilerle gündeme aldık.
Küçük Mustafa Kırklareli'nde köfteciliği ile anılmaktadır. 70-80 yıllık bir işletmedir. Bir işyeri, bir işletme nasıl kurumlaşır, nasıl markalaşır? Her halde yılları geride bırakması yeterli değildir. Sunduğu hizmetin kalitesi ile işletmenin anılması lazımdır. Mesela "KÜÇÜK MUSTAFA'NIN KÖFTESİ YADA KENDİSİNİN ADI SÖYLENDİĞİNDE AKLA HEMEN KÖFTESİNİN KALİTESİ-ŞÖHRETİ ANIMSANIYOR? Olaya bu açıdan bakarsak KÜÇÜK MUSTAFA KÖFTESİ İLE BİRLİKTE KURUMLAŞMIŞTIR. Köftenin kalitesi, hizmetin sunulma şekli tartışmasızdır. Böyle olunca Kırklareli'nde bazı işyerleri ve hizmetleri kurumlaşmışlardır. Örneğin, Makineci Emin, Bıçakçı Hikmet, Koca Ustaların Lokanta, Tatsan, Cevdet Özdağ'ın Bozası, Gürkaşlar'ın Peyniri, Dibek Kahvesi, Süzülmüşler. Bu işyerleri sahipleri meslekleri ile kamuoyuna mal olmuşlardır. Çağdaş anlamda olmasalar da bir anlamda tarih olmuşlardır. Geride yılları bırakmışlar, zaman zaman el değiştirmişler fakat hep aynı kalmışlardır. Geleneklerini sürdürmüşlerdir.
Bir DİBEK KAHVESİ'ni düşünün. Yüzyılı aşkın bir süreden beri adı, tadı, keyfi, özelliği devam edip durmaktadır. Sayın Ergin Kalınoğlu bunlarla, bunların efsaneleşen söylemleri ile bir efsane yaratmak, kente bir ruh ve hava yaratmak, kent insanlarını gururlandırmak istemektedir. Kalınoğlu'nu düşündüğümüz gibi anlamaya çalışıyoruz. Tabii gönül isterdi ki Osmanlı Dönemi işyerlerinden Helvacızade Etem Efendi, Helvacı Sabri gibi adlarını hizmetlerinin, iş yerlerinin içine koyup özleştirmeyi başarmışlardır. Nerede Yoğurtçu Salih, Nerede Yoğurtçu İbrahim, Saraç Hamdi, Şekerci Bahattin, Fırıncı Ahmet, Fırıncı Tevfik, Fırıncı Salih. Bu efsaneleşmiş kişiler, hizmetler, işyerleri devam ettirilmiş olsaydı Kırklareli başka olurdu. Berber Şükrü Ustura Kırklareli'nin bir sosyal tipi idi. Tek başına firma haline gelmişti. Tabii bugün için kaybettiklerimizi kazanma imkanımız yok. Onlardan kalan varsa o isimleri kent hayatına, ticaretine mal etmek gerekir. Mesela Küçük Mustafa gibi…
Bir şair bir şiirinde der ki:
"Kestim siyah saçlarımı şimdi ne olacak?" Herhalde Kalınoğlu uygun bulursa mevcut durum tartışılacak, halkın namını alıp götürdüğü işyerleri kurumlaşmış sayılacaktır. Ve belki bu tür işyerlerine bir kimlik verilecek, gelecek kuşaklara miras olarak bırakılacaklardır. Bunlar tabii benim düşündüklerim. ORTAK AKIL başka şeylerde düşünebilir. Ben ve Münür Saygın Ergin Kalınoğlu'nun girişimine, düşüncelerine olumlu bakıyoruz. Bizim kentimizin de bir tarihi olsun diyoruz. Böylece ünlü ailelerin kimliği meydana çıkarken işyerleri binalarının da tarihi çıkmış olur. Kaldı ki kurumlaşmış, gelenek ve kültür yaratmış kişilere, işyerlerine bir saygımız olsun. Sayın Ergin Kalınoğlu iyi bir adım atmıştır. Yeni bir olayın ışığı görünmüştür. Şimdi işimiz o ışığa bakmaktır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol