ESKI-YENI YOL VE YOLCULUKLAR ÜSTÜNE

Yeryüzünde ilk insanlar yolu bilmiyorlardi. Yol’u bulanlar Romalilar olmustur. Onun için derlerki “Bütün yollar Roma’ya çikar.” Roma’nin yol kalintilari hâlâ yöremizde bile vardir. Ancak insanlar Roma’nin yollarinda yürümeden, gidip gelmeden önce PATIKA dedikleri bir yol çesidini kullaniyorlardi. Patika, bir insanin gidebilecegi yoldur. Yollar yapilip yogun biçimde kullanilmaya baslayincaya kadar daglarda, bayirlarda, ova ve ormanlarda Patika çesidi yollar vardi ve özellikle kirda çalisan, kirlarda isi olan insanlar, köylüler bu Patika yada Keçiyolu denilen yolu kullanirlardi. 1960’li yillarda sair Osman Bolulu benim de bulundugum Ankara’da bir toplantida Basbakan Ismet Inönü ve Meclis Baskani Fuat Sirmen önünde yaptigi bir konusmada, “Patikada yürürken tasa çarptigim sol ayagimin sol parmagi hâlâ sizlar” demisti de bunun ne anlama geldigini kimse anlamamisti. Çünkü, orada olanlarin hiçbiri Patika denilen yolda yürümemislerdi.

Insanoglu Yol’u kullanmaya basladigindan beri yolculuk da gündeme gelmistir. Yol ve Yolculuk, günümüzün ifadesiyle tasimacilik, geçmiste, günümüzdeki gibi degildi. Yeni kusaklar yolculuklarin, tasimaciligin nasil oldugunu, nasil yapildigini ancak kitaplari okurlarsa, yasli insanlari dinlerlerse ögrenebilirler. Biz 1960’li yillarda ögretmenligimiz sirasinda köylere yaya gidip gelirdik. Çok zaman da Patika yolunu tercih ederdik. Patika, Anayol’un disinda, insani hedefine kestirmeden götüren yoldur. Bu yoldan merkep ve katir cinsi hayvanlarin üstünde de gitmek mümkündür. Çünkü bu hayvanlar dag-bayir gibi yerlerden gidebilen hayvanlardir. Çok kez de tasimacilikta kullanilmislardir.

Bir an için araç olmadigi devirleri düsünün. O zaman yolculuklar yaya veya at, merkep sirtinda ya da at ve öküz arabasi ile yapilirdi. Insanin günde 5 veya 6 saat gidebilecegi düsünülerek, yol boylarina Menzil Hanlar yani Durak Yerler yapilmistir. Örnegin yakin zamana kadar Dereköy ve Demirköy yollarinda bu tür Durak Yerleri vardi. Osmanli Sultanlari savasa böyle giderlerdi. Menzil Hanlar’da gecelerler, sonraki gün, alti saat ötedeki menzile varirlar, geceyi orada geçirirler ve yolculuklarini böyle sürdürürlerdi. Kervanlar için yollarda Menzil Hanlar vardi. Bunlarin daha büyük olanlarina Kervansaray denilirdi. Mesela Lüleburgaz’da Kervansaray vardi. Babaeski’den ya da Karistiran’dan kalkan kervanlar burada kalirlardi. Daha yakin zamandan ve mekandan örnek vermek gerekirse 1920’li yillarda Kirklareli’nin sehir merkezindeki Sevket Dingiloglu Parki’nin oldugu yerde Macaraki adinda bir Rum’a ait Menzil Han vardi. Dereköy yoluna çikis noktasindaki Inci Pasaji’nin oldugu yerde GÜMRÜK HAN bulunuyordu. Ben 1948 yilinda bu Gümrük Han’da günlerce Dereköy’e gidecek bir öküz arabasi beklemisimdir. Bir araba çikmayinca da çok defa 40 km’lik Dereköy-Karadere yolunda yaya gidip gelmisimdir. Yüz ve yüzelli yil önce Kirklareli’nden Istanbul’a at arabasi ile tasimacilik yapilirdi ve bu yolculuk bir hafta sürerdi. Kirklareli’nin Ambarlar Sokagi’ndan Mekke’ye Hacilik Yolculugu’na çikan Haci namzetleri Mekke’ye yaya, üç ayda giderlerdi. Simdi, zamanimizla bu geçmisi karsilastirdigimiz zaman bu anlattigimiz seyler masal gibi gerçek gelmektedir. Oysa o zaman her sey bugünden daha zahmetli, daha usanç verici ve daha tehlikelerle dolu bir yol ve yolculuk idi.

Bugünün yollariyla, tasima araçlariyla uzaklar yakin ve kolay ve de rahat olmustur. Yollar asfalt, araçlar konforlu ve hizli.. Soför Kaptanlar bilgili ve bilinçli.. Sözgelimi Nurettin Nisikli’nin ailesi Kirklareli’ne göçmen olarak geldiginde birçok yere yaya veya öküz arabasi ile gitmislerdir. Ama yolcu tasimaciligi yapan ogul Nurettin Nisikli ve kardesleri bugün Kirklareli’nde bu isi en modern araçlarla yapmaktadirlar. Trakya’da, Balkanlar’da dolasan, yolcu tasiyan arabalari vardir. Yani demek istiyorum ki zaman degismis, yollar degismis, tasima araçlari degismis, tasimacilik yüksek düzeyde bir isletme, bir organizasyon ve çagdas bir hizmet haline gelmistir. Istanbul’a bir haftada gidenlerin torunlari artik oraya 2.5-3 saat içersinde hatta Istanbul’a bir günde gidip gelmek mümkün olmustur. Onun için insanin bugün ne kadar ilerledigini, teknolojinin ve hizmetlerin ne kadar iyilestirildigini, çabuklastirildigini, güzellestirildigini, güvenilir hale geldigini anlamak için geçmisle mukayese etmek gerekir.

nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol