ESKI YILIN SORUNLARI YENI YILA HAVALE

Gelenek olmustur. Yeni yil yaklasirken eski yilin çözümsüz kalan sorunlari elestirilir, yeni yil üzerine de tahminlerde bulunulur. Nitekim geçenlerde bir gazetede, gelen Yeni Yil'in çok zor geçecegi tahmininde bulunuluyordu. Küresel ekonomik krizin Türkiye'yi de etkileyecegi, aldiklarinda, sattiklarinda sorunlar yasayacagi vurgulaniyordu. Tabii tahmin edilerek yazilanlar gerçeklesmeyebilir. Ya da tahmin edilenlerin üstünde zarar meydana getirebilir. Mesele bu degil.
Mesele Türkiye'nin çarpik bir kalkinma sürecine girmis olmasidir. Türkiye ekonomik yönden büyüyor, kalkiniyor, ilerliyor fakat issizlige çözüm getirmiyor. Yani istihdam yaratmiyor. Zenginlesen Türkiye'de fakirler, yoksullar artiyor, yoksulluk sinirinin altina düsenler çogaliyor. Gelir dagilimi tabana inmiyor. Mesele de burada dügümlenmis oluyor.
Ekonomiyi bilenler, ekonomiden anlayanlar yaptiklari analiz ve yorumlarda 2012 yilinin Türkiye'de sikintili geçecegi merkezindedir. Bunu yabancilarin da söyledigi basinda yer aliyor. Sikintinin ekonominin büyüme hizinin yavaslamasindan ileri gelecegi iddia ediliyor. Hiç degilse Türkiye kredi bulmakta zorlanacaktir. Kaldi ki Türkiye'nin hatiri sayilir bir borç yükü vardir. Borcun fazlasi özel sektöre aittir ama borç devletin kefaleti altinda oldugu için Devlet Borcu olarak gözükmektedir. Tabii bu sorunlar içinde Türkiye'yi zora sokacak olan, büyüme yavaslamis bile olsa gelir dagilimi çözümsüz kaldigi için sorun bitmis olmayacaktir. Ekonomi uzmanlari ülkemizde gelir dagiliminin adaletsizligini ciddi bir sorun olarak görmektedirler. Yani milli gelir adil biçimde paylasilmamaktadir. Bunun üzerinde duruyorlar. Bu arada bir baska ciddi sorun da üretmeden tüketiyoruz. Çok harciyoruz. Tasarruf yapmiyoruz. Borcu borçla kapatiyoruz. Bunun çare olmadigini söyleyen ekonomi uzmanlari hükümetin bu durumda acil önlemler almaya gidecegini, bir Tasarruf Paketi hazirlayabilecegini söylüyorlar.
Kalkinmada "YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA YAÅzAMAK" ciddi bir sorundur. "Ülkemizde her 6 kisiden biri yoksulluk sinirinin altinda yasiyor." Bu demektir ki insanlardan bazilari yani toplumun bir kesimi geliriyle geçinememektedir. Geliriyle geçinemeyene ekonomi edebiyatinda FAKIR deniyor. Bir ülkenin kalkinmisligi fakir kesimin ortadan kalkmasiyla orantilidir. Aksi takdirde atalarimizin vasiflandirdigi giysi "FAKIRLIK ATEÅzTEN GÖMLEKTIR."
Bir süre önce Türkiye Istatistik Kurumu "GELIR ve YAÅzAM KOÅzULLARI ARAÅzTIRMASI"ni kamuoyuna açikladi. Bu arastirmaya göre ülkemiz nüfusunun yüzde 17'si yani yüz kisiden 17 kisi YOKSULLUK RISKI altindadir. Yoksulluktan kurtarilabilmesi için 3 bin 18 lira aylik almasi gerekir. Oysa büyük bir kesim bu gelirin altinda yasamaktadir. Bu durumda issizlik ve yoksulluk ülkeyi yönetenlerin önünde en ciddi sorundur. Yetkililer Cumhuriyetin 100. yilina kadar bunun düzelecegini söylemektedirler. Eger dünya ekonomik krizi Türkiye'yi teget geçerse bu böyledir. Eger aksi olursa krizin en az on yil sürecegi tahmin edilmektedir ki Cumhuriyetin 100. yilinda büyük ihtimalle yine bugünkü gibi olacagiz. Dileriz ki öyle olmaz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol