Avusturyalı yazar Kafka Açlık Sanatçıları'ndan söz eder. Açlık sınırında veya altında yaşayan insanları eğlendiren ya da onlara göre sanat icra edenleri anlatır. Ünlü maliyeci ve ekonomist Eğilmez de bir yazısında fakirlikle mücadeleye değinir, halkın fakirliğini, fakirliğin nedenlerini anlatır.
Fakirlik ve Açlık insanlığın çoğu zaman yaşadığı, ıstırap çektiği bir insanlık durumudur. Bugün dünyamızda tok insanların yanında aç ve açlık çeken bir milyarın üstünde insan vardır. Açlık yeterli gıdayı alamamaktır. Ancak olay daha çok Açlık Sınırı'nın altında yaşayanlarda görülür. Çünkü GİZLİ AÇLIK diye bir başka durum vardır. Bulduğu zaman karnını doyuran bulamadığı zaman açlığı yaşayan insanlar, kitleler vardır. Tıpkı GİZLİ İŞSİZLER olduğu gibi Gizli Açlık yaşayanlar da beslenmenin alt sınırında hatta altında yaşayanlardır. Ancak burada eski Yunan Devlet Adamlarından Solon'u hatırlamak gerekir.
Solon tarihin bir döneminde Anadolu'da parayı bulan Lidya ülkesini ziyaret etmiştir. Lidya Kralı'nın misafiri olmuştur. Bu misafirlik sırasında Lidya Kralı Solon'a hazinesini göstermiş, "Söyle Solon dünyanın en mutlu insanı benim değil mi?" Solon dünyanın en mutlu insanının Atina'daki fakir olduğunu söylemiştir. Bundan alınacak ders vardır.
Türk halkı çeşitli zamanlarda çeşitli nedenlere bağlı olarak açlık ve fakirlik çekmiştir. Bu yüzden fakirliği "Ateşten Gömlek" olarak tanımlamıştır. O halde fakir kimdir? Dünya Bankasına göre fakir insan günde 1 Doların altında veya sınırında yaşayandır. Bir başka fakir insan tarifine göre fakir insan günlük geliri ile geçinemeyendir. Bu durumda o Türkiye'de 30 milyon insan vardır. Bunlar AÇLIK SINIRI'nda veya altında yaşamaktadırlar. Devlet fakirlikle mücadele yerine yoksullara sosyal yardımlar yapmak suretiyle sorunu dondurmuştur. Bu insanı bir defa doyurmak demektir. Çinli şairin dediği gibi insana balık tutmayı öğret ki karnı doysun ömür boyu.
Kimsesizlerin kimsesi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti sosyal bir devlettir. Ancak gücü yetmemektedir. Gelir Dağılımı'nı düzenlemeye ihtiyaç vardır. Refahı artırmayı öne çıkarmak gerekir. Devletin günlük geliri günlük harcamaya yetmiyorsa ya geliri arttırmak lazımdır ya da harcamaları kısmak lazımdır. Ancak hiç kimse devlet gelirlerini arttırıcı, devlet harcamalarını kısıtlayıcı bir şey söylememektedir. Oysa yoksullar beklenti içersindedirler. Köylü insanlar çiftliği bırakanların giderek çoğaldığını, yüzde 50'ye yakın çiftçinin tarlalarını satmak suretiyle geçindiklerini söylemektedirler. Banka Kartı kullananların sayısındaki artış, borçlu insanların borcu borçla ödediklerini anlatmaktadır. Bu durumda halkın, çiftçinin sorunlarının çözümünü öne çıkarmak, tartışma düzleminde bunları ele almak gerekir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol