FELAKETI HAZIRLIYORUZ SONRA DA KONUSUP UNUTUYORUZ

Ileri ülkelerde nimet, bizde felaket olan sel sulari yine büyük can ve mal kaybina neden oldu. Sel felaketi büyük ölçüde yanlislarimizdan, tedbirsizligimizden, plansiz, bilgisiz yapilasmadan ve de cehaletimizden ileri gelmistir. Bu tür felaketlere karsi direnecek hiçbir altyapimiz olmadigi bir kere daha ortaya çikmistir. Bir bilim adami bar bar bagiriyor ve soruyor: “Denizin kiyisina KIYIKENT olur mu?” Dört bin yil önce yasayanlar, tecrübe kazanmis olanlar dört bin yil sonra gelecek olanlara söylemisler: “Denizden alinan yeri deniz bir gün geri alir” demisler. Izmit depreminde ve son Trakya Sel Felaketinde görülmüstür ki deniz, kiyidaki yapilari yutmustur. Ve sel vadi yataklarina, dere kenarlarina yapilan binalari alip götürmüstür. Sel sulari altinda kalan binalar eski dere yataklarina yapilanlardir. Bütün yagmur sulari kurumus görülen derelerde toplanarak denize ulasmistir. Elbette ki bizden önceki insanlar bu tür felaketleri yasamislar, gelecek insanlara mesaj birakmislardir. Nitekim bir Afgan Atasözü bu tür felaketleri yasamis insanlarin tecrübelerini dile getirmistir. Bu Atasözüne göre, “BIR YERDEN DERE GEÇMISSE O DERE, O YERDEN BIR DAHA GEÇER.” Nitekim geçmistir. Romalilarin Trakya’da tespit ettikleri 85 derenin bugün tamamina yakini suyunu kaybetmis, eski dere yataklari haline gelmistir. Bunlarin bir kismi Trakya’da yapilmis olan ona yakin Sulama Baraji ile disiplin altina alinmis ise de alinmayanlar bu tür seller için risk tasimaktadir. Bu dere yataklarina yapilmis konutlar, ahirlar ve baska tür yapi ve tesisler her zaman için sel sularinin alip götürecekleri seylerdir.

Biz niye böyle sorumsuz, geçmisten ders almayan, gelecek için tedbir düsünmeyen, günü birlik yasayan bir toplumuz? Saray’da bes kisilik aile ve elli dolayinda büyük bas hayvan dere yatagina yaptiklari ev ve ahirlarda uyurken sele kapilmislardir. Trakya’da, Anadolu’da bu baglamda bir arastirma yapilsa yüzlerce, binlerce ev ve tesis dere yataklarina yapildiklari görülecektir. Devlet bu tür felaketlere maruz kalinacagini düsünerek yurttaslarini uyarmaz mi? Bu tür tehlikeli vadilere, dere yataklarina veya kiyilarina herhangi bir sey yapilmasini yasaklamaz mi?

Benzerlerini Anadolu’da, Asya ve Afrika ülkelerinde gördügümüz Sel Felaketleri’nin bilimsel adi AZGELISMISLIK ya da GERI KALMISLIK’tir. Siz Avrupa’da, Rusya ve Amerika’da sel felaketi yasandigini duydunuz mu? Bu tür felaketler daha çok altyapisi olmayan, isi kadere birakmis olan ülkelerde yasanmaktadir. Aklin hakim oldugu, hesap kitabin dikkate alindigi ülkelerde bu tür seyler felaket halinde degildir.

Suraya gelmek istiyorum: Türkiye doga ile mücadeleyi, onun kuvvetine karsi bir güçle direnmeyi ögrenmelidir. Depreme dayanikli evler, binalar, sel sularina karsi direnç gösterecek yapilasma devletin vatandastan isteyecegi, kontrol edecegi seyler olmalidir. “Bade-i Harabül Basra”, Basra yanip yikildiktan sonra Basra’yi savunmak hiçbir sey ifade etmez. Onun gibi felaket yasandiktan sonra ah vah demek neye çaredir, söyler misiniz? Vatandasin canina malina kastedecek yagmur sularina seyirci kalmak, bu sulari yönlendirecek önlemleri almamis olmak bir gaflet ve bir ihmal degil midir? Görülüyor ki Türkiye önce felaketi yaratiyor sonra meydana gelen bu felaketi konusuyor ve daha sonra da unutup gidiyor. Trakya Sel Felaketi de öyle olacaktir. Herkes kayiplari ile yanip yakilacaktir.

Acilar unutulduktan sonra eski hamam eski tas deyip yenisi beklenecektir ve bu hep böyle gidecektir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol