Dünyada şiddet olayları giderek artmaktadır. Şiddet daha çok geri kalmış ya da az gelişmiş ülkelerde görülmektedir. Geri kalmış ülkelerin başında da daha çok müslüman ülkeler gelmektedir. Bazı ülkelerde yaşanan iç savaşlar bu şiddeti daha da arttırmaktadır. Bugün komşumuz Suriye, Irak acımasız şekilde şiddet olayları yaşamaktadırlar. Ne yazık ki şiddet ve iç savaşlar çocukları, kadınları vurmaktadır. Bu yüzden kadınlar ve çocuklar dünyada şiddetin en vahşi olanına tanık olmaktadırlar. Her yıl kutlanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n de yaşanan, dile getirilen bu olmaktadır.
Ülkemizde de kadına şiddet olayları vardır. Son yapılan bir açıklamaya göre ülkemizde 12 bin dolayında kadın yaşadıkları şiddet nedeniyle Polis Koruması altına girmişler, Devletin Sığınma evlerine yerleşmişlerdir. Uzmanlar, yetkililer şiddetin kaynağını eğitimsizliğin, yoksulluğun oluşturduğunu, şiddet yaşayan aile çocuklarının "Şiddet Potansiyeli" ile büyüdüklerine işaret etmektedirler. "Çocuk Gelinler" sayısını artıran nedenlerden biri de şiddettir. Son dört yıl içersinde Çocuk Gelinler sayısı 200 bini bulmuştur. Yaş büyütmek suretiyle Çocuk Aileler oluşturma sayısı da 100 bine yaklaşmıştır. Uzmanlar "Şiddetin ana kurbanlarının eğitimden koparılmış ya da hiç okutulmamış Çocuk Gelinler olduğunu" söylenmektedir. Onlara göre bu yüzden kadına karşı şiddetin temelinde "Çocuk Aile" Geleneği vardır. Kadına Şiddetin bundan da en çok etkilenen, şiddet gören aile çocukları olmaktadır. Onlar daha çok rol oynamaktadırlar. Sonuçta "15'inde gelin, 16'sında anne, 17'sinde mutsuz ve umutsuz" olan Çocuk Aileler, Çocuk Gelinler ortaya çıkmaktadır.
Bu sosyal yaranın tedavisi için elbette devlet katında bir şeyler yapılmaktadır. Fakat çalışmalar yetersizdir. Eğitimsizliği gidermedikçe, yoksulluğu ortadan kaldırmadıkça şiddeti ortadan kaldırmanın olanağı yoktur. Anlaşılır gibi değil ama Türkiye'de kişi başına artan dolarla birlikte işsizlik, yoksulluk, eğitimsizlik de artmaktadır. Bu çelişki düşündürücüdür. Uzmanlar henüz bu konuda bir şey söylemiş değildirler. Tabii bu bizim sorunumuzdur. Fakat dünyada da durum budur. Bir süre önce İstanbul'da sergi açan Çingene Sanatçı Shirin Neshat ve "Hırsızlar Sokağı" kitabının yazarı Mathias Enerd'in söyledikleri budur, Şiddet artmaktadır. Şiddetin kaynağı da Ortadoğu'dur. Arap Baharı gerek Ortadoğu'da gerekse dünyada şiddeti tetiklemiştir. Dünyanın bu coğrafya bölgesinde toplumlar, halklar sosyal bir sarsıntı geçirmişler, sersemlemişlerdir. Serseri mayın haline gelmişlerdir. Çünkü Arap Baharı Kış getirmiştir. Bu noktada toplumlara çözüm önerenler olmamıştır. Lidersiz ve altyapısız sosyal hareketin DEVRİM getirdiği görülmüştür. İrticai olaylar daha fazla irtica getirmişlerdir. Dünyada geri kalmış ülkeler giderek yeni bir sorunla karşı karşıyadırlar. Şiddet fırtınası birçok ülkeyi vuracaktır. Çünkü şiddet dünyada yetişen kuşaklarda bir "Güç" olarak algılanmaktadır.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol