Kim demişse, "Gönül ne kahve ister ne kahvehane / Gönül sohbet ister / Kahve bahane. "İnsanoğlu birbirine muhtaç yaratılmıştır. Bu ihtiyaç insanı insana yaklaştırmıştır. Ve ihtiyaçlar İş Bölümü denen yaşam biçimini ortaya çıkarmıştır. Sonuçta meslekler, meslek mensupları meydana gelmiş, ortaya işi gücü olan bir toplum çıkmıştır. Konuşma, dertleşme ihtiyacı duyan insan kendine benzeyeni kahvehane dediğimiz yerde bulmuştur. Bu anlamda kahvehaneler insanların sosyalleşme yeri olmuştur.
İlk zamanlar kahvehaneler camilerin, ibadethanelerin çevresinde görülmeye başlamıştır. Camiye gidenler buralarda namaz vaktini beklerken gelenlerle de tanışma, konuşma, sohbet etme imkanı bulmuştur. Zaman içerisinde kahvehane insanları birbirleriyle karşılıklı gündeme getirdikleri çevre sorunlarını konuşup tartışmayı uzaklara götürmüşler, böylece geniş alanlar üzerinde bilgilenme imkanı ortaya çıkmıştır. Burada yani kahvehanelerde ortaya çıkan bilgilenme eskilerin ŞİFA-İ BİLGİ dediği "SÖZLÜ BİLGİ" ağırlık kazanmıştır. Ancak kahvehanelerde kahve içmek konuşmak, sohbet etmek için vesile olmuştur. Zira kahvehanelere gidenlerin tümü KAHVE TİRYAKİSİ değildir. Kahve içmek bahanesi ile gidilen bu yerler aslında sosyalleşmenin kapılarını açmıştır. Kahvehane Oyunları da sosyalleşmeye katkı sağlamıştır. Tabii zaman değişmiş kahvehane gelenekleri de değişmiş, kahvehaneler birer Kamu Mekanları olmuştur. Geçmişte kahvehaneler, tekkeler, camiler bu görevi yapmışlardır. Batı dünyası okumuşları da bunların fonksiyonlarını merak ederek DOĞU SEYAHATI'na çıkmışlar, gezip gördükleri şeyleri yazmışlar, SEYAHAT EDEBİYATI'nın doğmasına neden olmuşlardır. Bizim Evliya Çelebimiz ciltler dolusu bilgiyi kahvehane müşterilerinden elde etmiştir. Osmanlı'nın sosyal hayatında görülmeye başlayan düğün şenlikleri, Karagöz ve Orta Oyunları kahvehanelerde de kendilerine yer bulmuşlardır. Ve zaman içerisinde kahvehanelerde Güldürü Ustaları, Hatipler (iyi ve etkili konuşanlar) önemli çevre ve toplumsal sorunları Kahvehane mekanlarına taşımışlardır. Kahvehaneler de bu sorunları konuşup tartışma geleneği uç vermiştir. Gerçi kahvehaneler zaman içerisinde eleştiri konusu da olmuşlardır… Onlara "AYLAK ADAM YERLERİ" , "TEMBELHANELER" diyenler de çıkmıştır ama kahvehaneler KAMUOYU oluşturma gibi bir rolü de oynamışlardır. Rahmetli İsmet İnönü'ye yabancı gazeteciler, "Türkiye'de demokrasi ne zaman yerleşmiş, kökleşmiş olacaktır sizce" diye sorduklarında kahvehanelerin rolüne gönderme yaparak demişti ki, "Kahvehanelerde yurttaşlar yurt sorunlarını konuşup tartışmaya başladıklarında Türkiye'de demokrasi yerleşmiş olacaktır."
7 Mart 2009 tarihinde Hülya Tozlu internet yoluyla gönderdiği bir notta: "Yararlı yazılarınız için (okur olarak) teşekkür ederim. Ben de kahvehanelerin olumlu yüzlerini örneklemek isterim. Diyor ve kahvehaneleri, Kıraathane adıyla da kitaplıklar içeren ve okuma mekanları olarak kullanılan yerlerdir" diye nitelendiriyordu. "Kahvehanelere kadın-erkek gidilip çay içildiğini, oyun oynandığını, söyleşiler gerçekleştirildiğini" dile getiriyor, kahvehanelerin önemli rollerine dikkat çekiyor.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol