"GÖZÜ YAŞLI COĞRAFYA" DEĞİL, HUZURSUZ COĞRAFYA

Yazarlık zor meslektir. Sağı da solu da ortayı da okumak zorundasınızdır. Her yayın organında yazınıza konu olacak haberler, bilgiler vardır. Ben şahsen ne bulursam okurum. Sinirlerime dokunsa da okuduğuma pişman değilim. Nitekim Nisan sonlarında Zaman Gazetesi'nde Abdülhamit Bilici'nin "GÖZÜ YAŞLI COĞRAFYA" başlıklı bir yazısı çıkmıştı. Yazıyı birkaç kez okuduğum ve üzerinde düşündüğüm için iyi hatırlıyorum. Bugün onu konu edeceğim.
Abdülhamit Bilici yazısına "İslam dünyasının bugünkü hali içler acısı. 1,5 milyar Müslüman'ın yaşadığı devasa coğrafyanın hangi noktasına eğilirseniz yürek yakan iniltiler duyarsınız" diyerek giriş yaparlardı.
Yazının bundan sonrasını okusanız da okumasanız da sorun anlaşılmakta, yazarın bunlara daha neler ekleyeceği sezilmektedir.
Ben 1,5 milyar Müslüman insanın yaşadığı dünyanın bir bölgesine "Gözü Yaşlı Coğrafya" yerine HUZURSUZ COĞRAFYA demek istiyorum. Çünkü yüzyıllardan beri, Osmanlı Devleti Ortadoğu'dan çekildiğinden beri durum böyledir.
Fatih Rıfkı Atay bir yazısında, "Viyana'dan sonra Avrupa başlar" der.
Müslümanlığın oraya kadar gittiğini söylemek ister. Kimdir oraya kadar gidenler? Osmanlılardır. Ancak Viyana'ya kadar gidiş iyi olmuştur, fakat dönüş kötüdür. Bütün kazanımlar kaybedilmiş, geride kayıp bir tarih kalmıştır.
Bugün Müslüman dünyası huzursuzdur. Özellikle Ortadoğu Müslüman'ı acılar içerisindedir. İnsanlar, mezhepler, tarikatlar birbirine düşmüştür. Bu huzursuz, gözü yaşlı coğrafyada yaşayanlar hakkında Abdülhamit Bilici 3 ay önce şunları söylüyordu:
"Bu koca coğrafyadaki hiçbir (Müslüman) ülke evrensel standartlarda hukukun üstünlüğü, din, vicdan, ifade özgürlüğüne tam olarak sahip değildir. İslam ülkelerine örnek gösterilmesine rağmen hala darbe Anayasaları ile idare edilen Türkiye'nin halini düşünüp, diğerlerini hayal edin."
"Turgut Özal Üniversitesi öğretim üyelerinden Ramazan Taş'ın araştırmasına göre dünya nüfusunun yüzde 23'ü Müslüman. Ama dünyadaki üretimin ancak yüzde 11'i İslam dünyasına ait. Verimliliğimiz dünyanın yarısı kadardır.
Türkiye'de Turgut Özal Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ramazan Taş'ın aynı araştırmasına göre İslam dünyasında kişi başına düşen milli gelir 905 dolardır. Yani insanlar son derece yoksuldurlar. Müslümanlar arasında gelir farklılığı Katar'ın kişi başına düşen gelirin 57 katı altındadır…
"İslam dünyasında eğitimin seviyesi, kadın-çocuk hakları, teknoloji üretimi, bilimsel yayın gibi değişik alanlarda da manzara pek farklı değildir. Sudanlı bir bilim adamı bu acı tabloyu şu veciz sözlerle anlatmıştır:
"İslam ümmeti fiilen mevcut ama kültürel etkinliği olmadığı için yok gibidir. Aralarında birlik, beraberlik de yok."
Gerilik, cehalet, yoksulluk insanları birbirine düşürdüğü İslam dünyasında çıkış yolu bir türlü bulunamıyor. Bulunacağa da benzemiyor. Bu çıkmazın İslam dünyasını nereye götüreceği bilinmiyor. Ancak bugünkü durumdan daha iyi bir duruma gelmeyi düşünmek hayal bile edilemiyor. Allah İslam âleminin özellikle Arap dünyasının yardımcısı olsun, deniyor.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol