GÜLEN DÜŞÜNCELER VE BÜYÜK SÖZLER

"Düşünüyorum öyleyse varım"der bir filozof. Düşünmek insanın kendisini kanıtlaması demektir. Ancak doğru düşünmek için düşünmeyi bilmek gerekir. Bizim eğitim sisteminde noksan olan düşünmeyi bilmemek. Gerçekten düşünmeyi bilmiyoruz. Neden bilmiyoruz, üzerinde düşüneceğimiz şey hakkında bilgimiz yoktur. Bilmediğimiz şey bilgidir. Düşüncenin bir şeyle, mesela bir sorunla, bir kitapla bağı olmalıdır. Okullarımızda bu konuda bir çalışma, bir eğitim yapıldığını sanmıyorum, duymadım, okumadım çünkü. O zaman ne oluyor? O zaman düşünmeden yaşıyoruz demektir.
Ispatlanmış değil ama Büyük Adamların sözleri, düşünceleri de büyük oluyor. Ünlü Rus yazarı Maksim Gorki üşenmemiş, onun gibi Rus yazarı olan Tolstoy'un kitaplarında yer alan Büyük Sözleri kendine ait bir kitaba geçirmiş. O düşüncelerden bir kısmını düşünmememiz için kitaba aldım. Aldığım düşüncelere "GÜLEN DÜŞÜNCELER" dedim. Düşünceler güler mi? Yazdıklarım o kadar da boş değildirler. Tolstoy'ın düşünceleri ile ciddi bir Beyin Jimnastiği yapmak. Düşünmek beyin kıvrımlarını açar ve beynin ısınmasını sağlar. İnsanlar fikir ve düşünceleri ile büyürler, bu büyüme gövdenin büyümesi değil, düşüncelerin büyüyüp derinleşmesidir. Fakat ne yazık ki dünyada BÜYÜK(ULU) İNSANLAR zannedildiği kadar çok değildir. Düşünün bakalım, ülkemizin dünya çapında kaç büyük insanı vardır? Çevremize bakıp anlamamız yeter.
Konumuza dönelim. "İstediğinizce karşı konuşun ama büyük dinleyin. “Büyük insan büyük düşüncelerin insanıdır. O, bir kütüphane gibidir. Japonlar bir yaşlı insan öldüğünde ,"Bir Kütüphane Yandı"derler.
"İyi bir köylü kendi kafasından geçeni hiçbir zaman hemen belli etmez"onun için köylü insana "Çarıklı Erken harp" yani (kurmay) derler. Bizim köylümüzü öyle vasıflandıranlar da vardır. "Kadın gövdesi ile erkekten daha içtendir, ama kafası ile değil, yalan söyler."Bunun için bir şey söylemeye, yazmaya gerek yok. Çünkü kadın yeryüzünde çok dillere gelmiş, çok ad almıştır.
“Fransız yazar Dickens ustaca bir söz etmiş : Yaşam belli koşullarla verilmiştir bize,sonuna kadar yiğitçe dayanmamızı ister bu şartlar.”
"Fransız yazar Balzac (bir gerçeği söylemiş) demiştir ki "Çok kimselerde yazmak isteği, yazma tutkusu vardır, ama sonradan pek azı yazdıklarından utanç duyar.”Ünlü masal yazarı Andersen, "Yıldızlar dökülür, geriye domuz gönü kalır" demiş tıpkı bizim köylülerin "Her şey gelir, gider, geriye yalnız gerçek kalır. Gerçek korkutucudur, onun çıplak olduğunu kimse bilmez” Kötülüğe yönelmediği sürece çok ince, çok güzel bir şey vardır insanın Budalığında. Bu hep böyledir. "Fakat insan kötülüğe meyillidir. Bundan dolayı aptallık insana mahsustur" derler. Tolstoy'un şu düşüncesi çok çarpıcı."Düşüncelerim uğrunda acı çekseydim, etkileri daha büyük olurdu. Şüphesiz insanın düşüncelerinden dolayı acı çektiği olmuştur. Bu hayatın bir yanıdır. Bu nedenle her düşünce tatlı değildir. Her tebessüm samimiyeti ifade etmez. "Köylünün şüphesi bilgisizlikten gelir. "Dünyanın bütün köylüleri şüphecidir, kafasının bir kenarında o vardır.
"BİR İNSAN DÜŞÜNMEYİ ÖĞRENMİŞSE-NE KONUDA DÜŞÜNÜRSE DÜŞÜNSÜN HEP KENDİ ÖLÜMÜDÜR DÜŞÜNDÜĞÜ, BÜTÜN FİLOZOFLAR BÖYLEDİR ÖLÜM OLDUKTAN SONRA HANGİ GERÇEKTEN SÖZ EDİLEBİLİR Kİ?"Kaldı ki gerçek herkes için aynı değildir."İnsanlar kendilerine ya doyuracak ya da eğlendirecek bir şey verilerek(aldatılmışlar, uyutulmuşlardır.)"

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol