Hem de benden bir yas küçüktü.
Ama…
Ne kadar da devlesmis, ne kadar da olgunlasmisti.
Kirklareli'den beri, binbesyüz kilometrenin üstünde bir yolculuktu çektikleri.
Kirklareli Valiliginin çagrilisi ve KIRKSEDER'in konuguydular.
KIRKSEDER'li arkadaslarimiz, büyük bir özveriyle günlerce yogunlasmisti, basta Baskan Erman Ulusoy olmak üzere, hemen yani basinda Firdeves ve digerleri.
Neden, "ve digerleri"?
Saymakla bitmez de çünkü…
Üçünü saysak besincinin…
Sekizini saysak onuncunun, yirmisekizincisini saysak otuzbesincinin cani sikilir, hatiri kalir.
Iyisi mi…
KIRKSEDER'e omuz ve emek veren tüm insanlarin…
Evet…
Binbesyüz'ün üstünde bir kilometreyi kat etmisler…
Gelmislerdi.
Kirklareli, Kirklareli olali böyle muhtesem müzik sunusunu çok az görmüstür.
Görmüstür, tamam da…
Çok az.
Çok güzel insanlar tanidik öncelikle.
Bize TSM'den bir buket hazirlayip getiren ve yürekler dolusu sunan insanlardan…
Birbirinden içli, birbirinden coskulu, birbirinden degerli, alimli ve anlamli sarkilar, ezgiler dinledik.
Cemiyet Baskani Süleyman Livaneli ile tanistik.
Esiyle de…
Ev hanimiymis. Mesleklerin en zorlarindan biridir.
Ev hanimlari, toplumda, adi öne çikmamis kahramanlardir…
Baskan Süleyman bey, munis duruslu, olgun yürekli, dost canli oldugu yüzünden okunan, emege ve ürüne saygisi yüzünün hatlarina naksolmus bir insan.
TRT ayarinda sesler vardi.
Bazen Sibel can'in sesindeki yanikligi andirdi…
Bazen Ayse Tas'i çagristirdilar…
Serap Mutlu Akbulut'un kadife sesini animsatan tinilar yayildi bazen salonun bosluguna.
Bazen yanik ezgiler sindi duvarlara…
Bazen de oynak, ritmik, hareketli ezgiler yükseldi tavana.
"Yalniz birakip gitme bu aksam yine erken" de dediler…
"Bu aksam gün batarken gel" de…
"Menekse gözler"den de söz ettiler…
"Sari gülüm var benim" de dediler.
Amaaaa…
Gecenin sürprizi neydi, bilir misiniz?
Vali idi.
Kirklareli Valisi Mustafa Yaman.
Son zamanlar hizla vali ögütmekte olan Kirklareli'de…
Agustos ayinda Muammer Musmal'la tanismis, bilismistik. Åziir canlisi, edebiyat yanlisi, ögretmen kökenli, halk adami duruslu bir insandi.
Çabuk gitti, ünlü özdeyisiyle: "Her genç kiz!.."
Ardindan, benim tanimak olanagi bulamadigim bir insan daha gelip geçti, Ali Haydar Öner.
Ve simdi…
Mustafa Yaman.
Giresun Musiki Cemiyeti'nin TSM sunumunda bir anda sahnede belirdi ve bizleri mest etti. "Bos kalan çerçeve!" deyiverdi. Profesyonel TSM sanatçisi ayarindaydi. Içtenlikli biçimde çok büyük alkis alarak…
"Artik bülbül ötmüyor
Ask dolu pencerede
Yalniz hatiran kaldi
Bos kalan çerçevede!" deyiverdi.
Beklemiyorduk dogrusu, hiç kime beklemiyordu, görülmüs sey degildi… Takdirlerin, begeninin en üst düzeyini yakaladi sayin vali.
Evet, gecenin sürprizi bu olaydi.
Keske her sey bu kadar sevgi, saygi dolu olaydi ve tadinda kalaydi…
Konserin ikinci yarisinda Belediye Baskanini yerinde bulamayisimiz… Adina sunulan plaketin bir zaman boslukta kalisi ve onun adina bir baskasinin "lütfen" alisi… Gecenin düs kirikligiydi.
Yasandi.
Sonra…
Yine, yeniden bulusmak ve görüsmek umuduyla vedalastik…
Yüregimizde bir yigin ezgi tadi ve dostluk, dayanisma, güzellik, onur bulamaciyla.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol