Bilmem dikkat ediyor musunuz siyaset esnafinin söylediklerine, basina verdikleri haberler genelde gelecekle ilgilidir. Oysa "Yapildi" demekle "Yapilacak" demek arasinda daglar kadar fark vardir. Birisi yapilacak olanla, planlananla, düsünenle, programlastirilmis olanla ilgili, diger yapilmis olmakla alakalidir. Åzu siralar bu tür haberler basinda daha çok görülüp dikkati çekmektedir. Sözgelimi, "Åzu kadar dolarlik yatirim yapilacak, su kadar isçi alinacak. "Haberi bu biçimde vermek her halde issiz insanlara umut siringa etmek, bir sey yapiyor görüntüsü vermektir.
Åzimdi hatirliyorum, iki yil kadar önce Anadolu Ajansi basina bir haber geçmisti. Haberde "Sokak dügünü ve araç konvoyuna yasak geliyorlar" deniliyordu. Çevre ve Orman Bakanliginin "Gürültü Eylem Plani'ni tamamladigi biliniyordu. Planin hedefi tüm alanlarda gürültünün önüne geçmek" deniyordu. Sokak dügünlerine, dügün araç konvoylarina izin verilmeyecegi belirtiliyordu. Havai fisek, maytap gibi gösterilere izin verilmeyecegi vurgulaniyordu.
Haberde daha birçok seylerin yasaklanacagi söz konusu ediliyordu. Içisleri Bakanligi ile Kültür ve Turizm Bakanliklarinin bu plani birlikte uygulayacaklari yapilan vurgular arasindaydi. Fakat bugüne dek planin uygulandigina dair bir sey görmedik.
GÜRÜLTÜ elbet isitsel kirliliktir. Rahatsiz edici bir eylemdir. 1950'li yillarda Istanbul'da taksilerin korna çalmalari önleninceye kadar büyük mücadele verilmisti. Araçlarda korna çalmak zaman içerisinde önlenmistir. Ancak diger gürültü nedenleri ortadan kalkmis degildir. Her halde gürültüyle mücadeleyi kasaba ve köylere indirmek, sehirlerde dügün konvoylarinin korna çalmalarini önlemek çok zor olacaktir. Çünkü dügünleri meydanlarda, genis alanlarda yapmak, dügünlerde müzik çalmak güçlü bir gelenektir. Türkiye'de halk geleneklerine baglidir, idare de geleneklere saygilidir. O halde GÜRÜLTÜ ILE MÜCADELE EYLEM PLANI ne oluyor? Saniyorum bu bir Avrupa'ya Benzeme Sorunu'dur. Avrupa Birligi gürültü nedenlerini ortadan kaldirin demisse gürültü ile mücadele kagit üstüne düsmüstür.
Çevrecilik, gürültüyle mücadele, görsel kirlilik bize lüks gelen yasam biçimidir. Sözgelimi sehir ve kasabalardaki yikik dökük tarihi binalar kimi rahatsiz etmektedir. Isyerlerinde standart bir tabela uygulamasi varmidir? Kent Konseyleri sehirlerde uygar yasam biçimini engelleyen, gölgeleyen durumlari, uygulamalari görmeli, Belediye Baskanlarina bildirmelidir.
Åzuraya gelmek istiyorum: Bir gün Avrupa Birligine gireceksek ya da biz Avrupali olmaya karar vermis olursak mutlaka çevre sorununu çözmüs olmak zorundayiz. Ve maalesef, hala ÇEVRE'nin ne oldugunu ögrenmis degiliz. Bunun bir egitim isi oldugunu bilmeliyiz. Çevreciligin yasam biçimimizle ilgisi oldugunu bilmeliyiz. Gözümüz çirkinlikleri, kirlilikleri fark etmiyorsa o bizim kusurumuzdur. O zaman gözümüzü güzel seyler görmege, kulagimizi güzel sesler duyamaya alistirmaliyiz. Toplumda yamuklardan dogrular kaybolmussa, siyaset ve kültür kirlenmisse mücadele etmeliyiz. Karanliktan sikayet edecegimize kalkip bir mum yakmaliyiz. Atesböcegi kadar bir aydinligimiz varsa onu karanliga tutmaliyiz. Yani uygar olmak için bir çabamiz, bir gayretimiz olmalidir. Kirlilikten arinmis saglikli ortamlarda yasamak elbet uygarligin, uygar olmanin kosullarindandir. Daha güzel yarinlar bizim elimizdedir. Bu nedenle israrla, inatla gelecege asilmamiz gerekir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol