Atatürk'ün ifadesiyle Cumartesi günü Türk ulusunun EN BÜYÜK BAYRAM'i CUMHURIYET'in 88. yildönümü idi. Hükümet, sehit askerler, Van depreminde ölenler için bayramla ilgili her türlü etkinligi iptal etti. Sadece çelenk konulmasi, kapali kapilar arkasinda kutlamalarin kabulü ile yetinildi. Birkaç gün sonra gelecek Kurban Bayrami konusunda ise bir açiklama yapilmadi. Onu nasil kutlayacagiz, bilmiyoruz.
Cumhuriyetin ilani üzerinden 88 yil geçmistir. Ama biz hala Türkiye Cumhuriyeti'ni anlamis degiliz. Çünkü kitleler Cumhuriyetin C'sini anlamadan Demokrasi gelmistir. Çok partili hayata geçisi dikkate alirsak ülkemiz 66 yildan beri demokrasi ile yatip, demokrasi ile kalkmaktadir. Ancak bu süreçte Demokrasinin ne oldugunu, ne olmasi gerektigini anlamis degiliz. Demokrasi egitim ve kültürümüz onu anlamamiza yetmemektedir. Ama bir Demokrasi Åzarkimiz, bir demokrasi gelenegimiz, öyle veya böyle kendimize özgü bir demokrasi anlayisimiz vardir ve onun sayesinde Demokrasi ile yönetildigimizi söyleyebiliyoruz.
Söylenmese de, rahatlikla söylenmesinden kaçinilsa da CUMHURIYETIN BANASI (kurucusu) ATATÜRK, DEMOKRASININ BANASI ISMET INÖNÜ'dür. Ikisi de milli mücadele liderlerindendir. Özelikle ATATÜRK bastan beri bu ULUSAL HAREKET'in önderidir. Cumhuriyet 88 yildan beri varsa, onu ayakta tutan, onu yasatma basarisi gösteren halktir.
"CUMHURIYET HALKA AIT DEVLETIN ADIDIR." Mustafa Kemal'in özgün ifadesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir HALK DEVLETI'dir. Cumhuriyetin kaynagi ve gücü halktir. Mustafa Kemal, Osman Ogullari Ailesi'ne ait olan iradeyi onlardan almis, Türk Halki'na vermistir. Böylece ülkenin kaderi ve yönetimi üzerinde halk söz sahibi olmustur. Yine Mustafa Kemal'in ifadesiyle "EGEMENLIK KAYITSIZ ÅzARTSIZ HALKIN ELINDE TOPLANMIÅzTIR." Halk bu hakkini ve hakimiyetini seçtigi milletvekilleriyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kullanmaktadir.
Åzüphesiz Türk halkinin Cumhuriyetten ne anladigi, Cumhuriyeti nasil kullandigi çok önemlidir. Elbet Cumhuriyet bir parti idaresi, bir parti iktidari degildir. Muhalefet partileri ve yargi da milli idarenin içindedirler. Bu bakimdan Cumhuriyet bir adamin, bir partinin, bir zümrenin yönetimi degildir. Cumhuriyet halka ait yönetim biçimidir. Mustafa Kemal'in "En Büyük Devrim" dedigi Cumhuriyet ile toplumda esitlik gelmistir. Herkese imkan ve sans taninmistir. Padisah yönetiminde bir sey olamayan, böyle bir sansi ve imkani olmayan halk insanlari Cumhuriyet sayesinde HER ÅzEY OLMA HAKKI'na sahiptir. Çoban oldugu gibi sartlar tamam oldugunda milletvekili de olabilir. Fakat ne yazik ki halkimiz henüz bunun bilgi ve bilincinde degildir. Bu nedenle Cumhuriyet anlasilmaktan uzak kalmistir.
Åzunu da söylemek lazim. Bizim Cumhuriyetimiz siradan bir cumhuriyet degildir. Hemen o sira akla gelmiste ilan edilmis bir Cumhuriyet ise hiç degildir. Türkiye Cumhuriyeti tarihsel olaylarin, Milli mücadelenin, toplumsal akil ve zekanin ve zamanin gerek ve gerçeklerine uygun düsünülmüs bir idaredir. Bu nedenle Cumhuriyeti numaralandirmak, yönünü ve yörüngesini degistirmek mümkün degildir. Çünkü sahibi halktir. Devlet de, vatan da halkindir. Padisah ARPALIK adi altinda mülkten ona buna yerler, araziler verebiliyordu. Çünkü devletin ve mülkün sahibi Padisah idi. Cumhuriyette ise VATAN herkesindir. Orada herkesin bir yeri ve hakki vardir.
Cumhuriyetin bir yanini anlatmaya çalistim. Bizim Cumhuriyetimiz Laiktir. Bunu da bilmek gerekir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol