Dünya, Cumhuriyet döneminin iki egitim ve kültür kurumunu Türk zekasinin bulusu olarak orijinal (özgün) bulmus, azgelismis yada geri kalmis ülkelere tavsiye etmistir. Bu kurumlardan birisi HALKEVLERI ve HALKODALARI digeri ise KÖY ENSTITÜLERI'dir. Halkevleri 1932'de, Köy Enstitüleri de 1940 yilinda kurulmuslardir. Ancak bu iki kurum çok partili hayata geçtigimiz yillarda iktidar degisikliginin gerçeklestigi 1950'li yillarin basinda kapatilmislardir. Açilmalari Türk halkinin, Yeni Türkiye'nin aydinlanmasi içindi. Kapatilmalari ise halkin egitimsizligi ve cahil kalmasi olmustur. Olayin baska türlü bir açiklamasi yoktur.
Bu iki kurumdan HALKEVLERI 19 Åzubat 1932 tarihinde Atatürk tarafindan kurulmuslardir. Amaç hiçbir ücret ödemeden, hiçbir merasime tabi olmadan halkin serbestçe gidecegi bu yerlerde 9 kolda kültürel, sanatsal, sportif, arastirma etkinlikleri öngörülmüstür. Halkevleri ve Halkodalari açildiktan 19 yil sonra yani kapatildiklarinda ülkemizin 5 bin yerinde faaliyet halindeydiler. Halkevlerinin kendilerine ait binalari vardi, içlerinde kütüphaneler, okuma salonlari, tiyatro sahneleri, toplanti yerleri vardi. Halkevleri binalarini halk kendisi yapmisti. Kisa sürede buralara halk giderek çesitli faaliyetlerle kendini gelistirmis, yetistirmis, yetenekli olan vatandaslar ise edebiyat, tiyatro, güres, atletizm, müzik ve arastirma konularinda Cumhuriyet idealine hizmet eden ilk aydinlar olmuslardir. ATATÜRK bu durumu "HALKEVLERI ILE BÜTÜN YURTTAÅzLARA KUCAK AÇILMASI VATANDA SOSYAL VE KÜLTÜREL BIR DEVRIM YAPTI" biçiminde degerlendirmis, Halkevleri ve Halkodalarinin halkin aydinlanmasindaki önemine dikkati çekmistir.
1932 yilinda açilan Halkevleri, 1951 yilinda kapatilmislardir. Kapatildiklari zaman onbinlerce kitap bodrumlara atilmis, esyalar yagma edilmis, binalar devletin baska hizmetlerine tahsis edilmistir. Dünya bu KÜLTÜR EVLERI'nin kapatilmalarina VANDALIZM demistir. Vandalizm, Avrupa tarihinde Vandal irkinin meydana getirdigi kirip dökme hareketine izafeten verilmistir.
Bu satirlarin yazari Halkevlerinin çalismalarini yakindan görüp tanimis, buralardan yararlanmis, yapilan konferanslari dinlemis, kütüphanesinden kitap alip okumus bir kimsedir. Türkiye genelinde milyonlarca insan bir tutam aydinlik almis, kendi aydinligini da buna ekleyerek karanligin üstüne yürümüstür. Halk oylari ile iktidara gelenler halkin buralarda yetismesinden bilgilenip bilinçlenmesinden korkmuslardir. Çünkü onlar, bilenle bilmeyenin bir olmadigini biliyorlar, bilen insanlarin kendilerine soru ve hesap soracagini düsünüyorlardi. Fakat ne hazin ve ne gariptir ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Halkevlerinin kapatilmalari görüsülürken hiç kimse bu kurumlari savunmamistir. Ve kapatildiklarindan sonra da bugüne kadar (on yillik bir dönem hariç) açilmalarini düsünmemisler, istememislerdir. Çünkü, Türkiye KARÅzI DEVRIN sürecine girmistir. Ve bu SESSIZ DEVRIM, ki onun bir adi IRTICA'dir, devam etmektedir. Yalniz bu süreçte Halkevleri 1963 yilinda eski ve yeni Halkevci aydinlarin kurdugu bir dernek tarafindan açilmislar, on yillik basarili bir dönemden sonra islevlerini kaybetmislerdir. Zira yasamalari için destek görmemislerdir. Bu satirlarin yazari YENI HALKEVLERI çalismalarinin içinde sorumlu bir kisi olarak bulundugu için kimlerin karsi çiktigini, kimlerin destek vermedigini görmüstür. Halk ise kendi aydinligini boganlara ikbal ve iktidar vermeye devam etmistir. Åzimdi o noktaya geldik ki Atatürk'ün Halkevlerini kurdugunu bunlarin demokratiklesme süreci basladiginda kapatildiklarini ne bilen, ne de hatirlayan vardir. Herkes karanlikta oynayan bir filmi seyretmektedir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol