HALK KENDİSİNİ KAFASININ İÇİNDE SAKLAR

Ünlü Rus yazarı Tolstoy "İyi bir köylü kendi kafasından geçeni hiçbir zaman hemen belli etmez" der. Dünyada köylü budur. Kafasının içindekini konuşanı dinleyerek saklar, konuşulanlar, onun çıkarına ise sakladığını arkaya atarak "Öyle Beyim, söylediğiniz gibi" der. Köylü genelde Pragmatist yani faydacıdır. Köylü bir ulus bütünlüğü içindeki insanlardan gelmiş bir topluluktur.
Halk da başka bir şey değildir. Halk bir ulusun içinde bir bölümdür. Türk Halkı dediğimiz zaman ulusun içinde kendini halk gibi hisseden insanlar topluluğudur. İnsanlardan meydana gelmiş bir bölüme AHALİ DE DENMİŞTİR. Yani "HALK" toplumun içinde bir kesimdir. Bir ulus bütünlüğü içinde en kalabalık kesim de budur. Halk ulusun yaratıcı, üretici gücüdür.
Halk ifadesini, ne anlama geldiğini, ne gibi rol oynadığını Mustafa Kemal Atatürk de bulmuştur. HALK kelimesini sosyal, siyasal ve ulusal hayatımızda, ona anlam vererek söyleyen Atatürk olmuştur. Devletin ve Cumhuriyet’in temel ilkelerinden olan HALKÇILIK kavramı halkı ifade ederek hayatımıza girmiştir. Ve devletin temel ilkelerinden biri olmuştur.
Bundan ötürü Mustafa Kemal Atatürk Yeni Türk Devleti'ni kurarken birçok kurumu halka dayandırmış, halkla ifade etmiştir. "DEVRİMİN SİYASİ ÖRGÜTÜ" olan CHP'sini de bu sıfatla halka dayandırmıştır. Bu bakımdan Halk, Mustafa Kemal için bir tutku olmuştur. Halkı ulusun içinde temel bir unsur olarak görmüştür.
Tarihte görülmüştür bizim tarihimizde de örnekleri vardır. Prof. Dr. Cahit Tanyol yıllar önce bu konuya bir başka açıdan bakarak değinmiş Mustafa Kemal Atatürk ve Adnan Menderes'e halkın gösterdiği sevgiyi dile getirmiştir.
Türk halkı Mustafa Kemal'e ve Adnan Menderes'e olağanüstü ilgi ve sevgi göstermiştir. Bu sevginin, bu ilginin sosyal, siyasal, tarihsel nedenleri vardır. Bu sebeple bu iki devlet adamına halkı yaklaştırmış, ilgisini arttırmıştır. Bir yanı Mustafa Kemal halkı kurtarmış, onu vatan sahibi yapmış, Adnan Menderes olağanüstü zamanların halkta yarattığı kırgınlıkları, baskıcı uygulamaları, birikimleri kullanarak "Artık Yeter" diyerek özellikle köylü tabakasını yanına çekmiş, meydanlar kalabalıkları almamıştır. Bunlar normal şeylerdir. Halkın önüne düşenleri halk sevdiği sürece takip eder, kafası karıştığı zaman terk eder. Nitekim Adnan Menderes böyle bir kaderi yaşamıştır. 1960 yılının Mayısı’nda Adnan Menderes çıktığı yurt gezisinde İzmir'e uğramış kendisini 200 bin kişi karşılamış, bağrına basmıştır. İbre İzmir'de 200 bin kişi tarafından Kutsal Bir Adam gibi karşılanmış olan Menderes ertesi gün tutuklandığında çevresine bakmış fakat kimseyi görememiştir. Dün onu alkışlayanlar, bağrına basanlar, tutuklandığında onu yalnız bırakmışlardır. Bu bir halk doğasıdır. Bunun yorumu halkı tanımaya bağlıdır.
Mustafa Kemal Atatürk'e gelince:
Mustafa Kemal bir ulusun, bir halkın yapamayacağı şeyi yapmış, halkını esir olamaktan kurtarmış, onur ve gurur verici işler yapmış, başarılar sağlamıştır. Halkını iç ve dış düşmanların baskısından, tutsak yaşamaktan kurtarmıştır. Yaptığı devrimlerle kalkınmanın, refahın yolunu açmış, Cumhuriyet’i ilan ederek çok partili hayata geçiş yolunu saklı tutmuştur. Ama ne olmuştur? 1930'lu yıllarda çok partili hayata geçmek, muhalefet partisine sahip bir Millet Meclisine sahip olduğumuzu göstermek SERBEST CUMHURİYET FIRKASI'nı kurdurmuştur. O sıra Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı aynı zamanda CHP Genel Başkanıdır. Serbest Cumhuriyet Partisi’nin Başkanı ise Fethi Okyar'dır. O sıra iki parti Belediye Seçimlerine katılmışlar, Fethi Okyar seçimi kazanır gibi bir başarı göstermiş, halk oylarını ona vermiş, 7 yıllık Cumhuriyet tehlikeye girmiştir. Mustafa Kemal kahrolmuştur. Balkanlar'dan Selanik'ten ''KEMAL'e'' diye yola çıkan göçmenler bile Büyük Önder'e, partisine oy vermemişlerdir. 1950'den beri de O'nun partisini iktidar yapmamışlardır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol