HALKIN İÇİNDE BİLİM İNSANI OLMAK

Türk aydınının halka gidişi, halkı ile buluşması kolay olmadığı gibi buluşma geç de olmuştur. Özellikle AYDIN dediğimiz, eskilerin "MANEVVER" dedikleri okumuş insan Türk köyüne 1940'lı yıllarda Köy Enstitülü öğretmenlerle olmuştur. Ondan önce Türk Aydını, "Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüz" demekle yetiniyordu. Buna göre tarihte köye gidip köyde kalan ilk ve tek aydın Köy Enstitülü çıkışlı öğretmen olmuştur. Türk Köyünü Türk aydınına tanıtan da yine bir Köy Enstitülü olan Mahmut Makal ile gerçekleşmiştir. Cumhuriyetli yıllarda yetişmiş aydınlar dahi köye dönüş yapmamışlardır. Bugün itibariyle köy toplumu yine aydın insandan yoksundur. Köyden okuyup çıkanlar köylerine ziyaretçi olarak gelmektedirler. Tabi köyünden, ocağından kopmuş bir insanın köyünü ziyaret etmesi önemlidir.
Türk toplumunda iki tür aydın vardır. Biri HALK AYDINI, diğeri MÜŞTERİ AYDINI'dır. Ancak Halk Aydını Müşteri Aydını'ndan farklı bir kişidir. Halk Aydını'nın halk ile ilişkisi karşılıksız, çıkarsızdır. O halkın içinde halk için mücadele eden biridir. HALK AYDINI, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK gibi HALKA GİTMEKTİR. Işığını halkın karanlığına tutmaktır.
Sorun, OCAĞINA DÖNEN AYDIN olmaktır. Yani aydın kişinin yetiştiği, çıkıp gittiği ocağına, çevresine organik bağını sürdürmesidir. Ne yazık ki bunu yapan aydın tipi pek azdır. Mesela Kırklareli'nde aydın kişi olmanın sorumluluğu ile hareket eden, ışığını içinde yaşadığı toplumun karanlığına tutan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof.Dr.Levent Şaylan, Kırklareli Açıköğretim Fakültesi Kırklareli İl Temsilcisi Öğretim Görevlisi Münür Saygın, Ergen Kalınoğlu, Vize'de Prof. Dr. Hüseyin Salman yetiştikleri çevre ile organik bağlarını kesmemiş, halkı aydınlatmaya devam eden kişilerdir. Onlar halkın sorunları üzerine düşüncelerini söylemeye talip olan çizgileri ayrı olan Aydın Tipleridir.
Türk toplumunda Halkın Aydını olmak kolay değildir. Aydın olmanın sorumluluğunu, bilmeyenler için onların karşılık beklemeksizin toplumun hizmetine girmelerini anlamaları kolay da değildir. Mazur görmek gerekir. Prof. Dr. Levent Şaylan İstanbul'dan, Ergin Kalınoğlu Çorlu'dan gelecek toplumda, doğal çevrelerinde kendi mesleklerini ilgilendiren sorunları aydınlatmak için etkinliklerde bulunacaklar, toplantılara katılıp düşüncelerini, görüşlerini söyleyecekler, bu bir fedakarlıktır. Niçin? Halka karşı sorumlu olduğu bilgi ve bilinç içinde olmaktır.
Eskiden aydın kişiye Münevver denirdi. Cumhuriyet onu aydın kişi olarak gördüğü için ona AYDIN demiştir. Doğal ki AYDIN olmak bir ulusun bilgili, bilinçli kesiminden olmak demektir. Kırklareli'nde TÜBİTAK destekli bilimsel bir projeyi üniversitesi ve birtakım ülkeler adına takip eden Prof. Dr. Levent Şaylan bunun dışında da Kırklareli'ne geliyorsa, halkla temasını sürdürüyorsa Levent Şaylan seçkin bir HALK AYDINI'dır. Halk Aydını ülkenin ve halkın sorunlarına çözüm düşünen biridir. Münür Saygın ile her sabah saat 11'de bürosunda buluştuğumuzda biz bunları konuşuruz tartışırız. Çünkü aydın olmanın sorumluluğu ile kalkıp bir mum yakmayı vazife biliriz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol