1954 Milletvekili seçimlerinde Mareşal Fevzi Çakmak'ın manevi oğlu Faik Türkmen Kırklareli'nden Milletvekilliği için Demokrat Parti'den Milletvekili olmak istemişti. Bu amaçla Kırklareli'ne gelmiş, seçim istemişti. Babaeski'de kurmuştu. Seçim kampanyasını Mustafa Türediler yürüteceklerdi. Gazetem CUMHURİYET beni Faik Türkmen'in seçim propagandasını takibe memur etmişti. Verilen bilgiye göre Faik Türkmen, Mareşal Fevzi Çakmak'ın manevi oğlu idi. Ordu Mecmuasını çıkarıyordu. Fransa'nın ünlü Sorbon Üniversitesi'nde okumuştu. İki fakülte mezunu idi. Hatay'ın alınması sırasında kurulan Hatay Hükümeti'nde Sağlık Bakanı olarak görev almıştı.
Mareşal Fevzi Çakmak CHP'ye muhalif olduğu için Demokrat Parti'den Milletvekili olmayı tercih etmişti. Bir kardeşi vardı. Edip Türkmen Edirne'de avukatlık yapıyordu. Sabahattin Ali davasında görev almıştı. Faik Türkmen'in seçim boyunca yanında kimse yoktu. Halkı tanımıyor, seçim propagandası tekniklerini, psikolojik taktikleri bilmiyordu. Fakat köyleri kasabaları dolaşıyor, yurttaşlarla görüşüyor "Bana Oy Verin" diyordu. Oysa Faik Türkmen kültürlü bir insandı. Fakat ne var ki halkı tanımıyor, seçimi bilmiyor, para ile oy almayı planlıyordu. Faik Türkmen ile dost olmuştuk. Köylüde çarıklılar, sakallılar, kasketliler, sarıklılar onu, o da onları tanımıştı. Seçileceğinden emin görünüyordu. Çünkü para dağıtıyordu. Demokrat Parti'nin Kırklareli Milletvekili adayları o kadar zengin değildi. Oy atma zamanı geldi, sandıklar seçmenin önüne kondu, herkes oyunu kullandı, oylar sayıldı. Mareşalin manevi oğlu Faik Türkmen 18 oy almıştı. "Niye Böyle" diye soranlara son derece soğukkanlılıkla yanıt veriyor, "Halk Böyle İstedi" demekle yetiniyordu. Bir gün Faik Türkmen'e "Milletvekili olmak nereden aklına geldi" diye sordum. Yurdun güneyinde tanınıyorsunuz gelmiş bir Batı Vilayetinden aday oldunuz. "Kırklareli'nin eğitimli olduğunu düşünerek ve bilerek oy kullanacağını düşünerek buradan aday oldum. Büyüklerim de "Paşa Baba" öyle tavsiye ettiler. Ancak sonuç bu. Sağlık olsun. Mustafa Kemal bu işi nasıl başardı şimdi onu düşünüyorum."
Hiç kimse bu halkın yönünün 1950'de (Biyeç İhtilal) ile değiştiğini, 65 yıldan beri halkın kendisine benzeyeni seçtiğini, onun iktidarı ile yetindiğini görmüyor, söylemiyor. Bu yön değişikliğinin tarihsel mi yoksa "Biraz da ben iktidar olayım, ben buyurayım" isteğinden mi ileri geldiğini araştırmak gerekiyor. Sosyolojik bir olayla karşı karşıyayız. Faik Türkmen aldandığını 1954 yılında söyledi, ondan sonra gelenler henüz bir şey demediler umudun peşinde gidiyorlar. Nereye kadar?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol